Yazının başlığını ?Türkler Her yerde? koymak daha isabetli olacaktı ama bu konuya yeterince değinemeyeceğim için yukarıdaki başlığı seçtim.
Tarih boyunca Türkler dünyanın dört bir yanında boy göstermişler. Gezmek için bulunanları, çalışmak için gidenleri kast etmiyorum. Devlet eliyle gidip, gittikleri yerlerde derin izler bırakanlardan söz ediyorum.
Geçmişte Türkler İngiltere´den Arakan´a, Somali´den Kore´ye kadar pek çok ülkeye gitmişler. Hem de hep insani amaçlar için gitmişler. Ya, Anadolu´dan binlerce km uzaktaki milletlerin özgürlüğü için gitmişler, ya da kıtlık yaşayan halka gıda ve maddi yardım götürmüşler.
Bugün dünyanın 34 ülkesinde 78 Türk Şehitliği´nden söz ediliyor. Bir başka kaynak bu bilgiyi, ?27 ülkede 59 Türk Şehitliği? diye vermiş. En düşük rakamı baz alsak bile 27 ülkede, başkalarının huzuru için hak ve hukuk mücadelesi vermiş bir başka millet tanıyor musunuz?
?Türkler gittikleri yerlerde iz bırakmışlar? dedik. Bu, kuru bir övünç ifadesi değildir. Bir gerçek, canlı bir hakikattir. Bunun ispatı da vardır. Şöyle ki;
Bugün Avrupa´nın iki ülkesinde, iki spor kulübünün armasında ay- yıldız vardır. Hem de bizim ay- yıldızımız. Bu ay- yıldız oraya rastgele konulmamıştır. İlhamını, bizzat bayrağımızdaki ay- yıldızdan almıştır.
Kimdir bu kulüpler?
İngiltere´nin Premier Lig´de mücadele eden Porstmouth F.C. Kulübü ve İrlanda´nın Drogheda United Kulübü. Drogheda United´ın armasındaki ay- yıldızın yanı sıra forma renkleri de bordo- mavi. Ne tesadüf!
Bu kulüplerin armasına ay- yıldızın nasıl konduğu, ayrı bir yazı konusu olacak kadar kapsamlıdır. Ben bugün benzeri başka bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Geçmiş tarih, bir toplantı vesilesiyle Kamerun´dan ülkemize gelen Müslüman liderler, Diyanet İşleri Başkanımıza 16 maddelik bir istek listesi sunarlar. Başkan der ki; ?Bunların hepsini yapamam. Bir tanesini söyleyin, onu halletmeye çalışayım.? Bunun üzerine listenin en son sırasındaki isteği işaret ederler. Bu talep, Türkiye Diyanet İşleri Başkanı´nın cübbesi ve sarığıyla ülkelerini ziyaret etmesi, oradaki Müslümanlarla kucaklaşmasıydı. Diyanet İşleri Başkanı, ?Onca meseleniz varken, bir başkanın ziyareti sizin için neden bu kadar önemli?? diye sorar. Cevap çok şaşırtıcıdır:
?Siz, Müslüman olarak azınlıkta yaşamanın ne zor şey olduğunu bilemezsiniz. Siz bu kıyafetle ülkemize geldiğinizde, bizim sahipsiz olmadığımız görülecek.?
Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanımız ilk fırsatta Kamerun´a gider. Günlerden Cuma´dır. Cuma namazını kıldırmak üzere camiye doğru giderlerken Başkan yanındakilere, ?Orada kaç yüz kişi vardır?? diye sorar. Yanındakiler; ?Hocam. 30 bin kişi sizi bekliyor? derler. Başkan şaşırmıştır. Camiye vardıklarında görürler ki, mescit küçüktür ama gerçekten de caminin gerisinde sahrada saf tutmuş on binlerce insan kendilerini beklemektedir. Namazdan sonra 90 yaşında bir ihtiyar yanlarına yaklaşır ve ?Elhamdülillah! Bugün Kusseri Seferi tamamlandı? der.
Diyanet İşleri başkanı sorar; ?Kusseri Seferi nedir??
İhtiyar cevap verir:
?Bizimle Çad ülkesi arasında Kusseri diye bir yer vardır. Sizin atalarınız(Osmanlılar) oraya kadar geldiler ama bu topraklara geçemediler. Biz bunun acısını 400 yıldır çekiyoruz. Bugün siz geldiniz ve bana göre Kusseri Seferi tamamlandı. Bunun için Allah´a hamd ediyorum.? (Yeni Şafak, 14.03.2016)
Ben anlayacağımı anladım. Başka yoruma gerek var mı?
Boşuna söylemedik ?Türkler Her Yerde? diye. Boşuna demedik, ?Türkler gittikleri yerlere adalet ve huzur götürdüler? diye.
Hep ?Atam, izindeyiz? diyoruz. Gerçekten atalarımızın izinde olduğumuzu göstermeye devam edelim.