Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Kuzen ile on soru

Kuzen ile on soru


Hikâyeyi bilenleriniz vardır. Gencin biri babasının siparişini almak üzere bir iş yerine gider. Masa başındaki orta yaşlı adama, “Amca sizde babamın emaneti varmış, onu alacağım” der. Adam biraz yavaştan almış olmalı ki genç sabırsızlanır, “Amca acelem var. Aşağıda kuzenim bekliyor” der. 
Adam gencin işini anında halletti mi bilmiyoruz ama “Genç bana 'kuzen' dedi, aklıma on soru geldi” diyor. 
Bir kelimeden nasıl on soru çıkar? Sizin gibi ben de hayret ettim. Sonra saydım. Kuzen;
1.Kız mı erkek mi? 2.Amcanın kızı mı? 3.Amcanın oğlu mu? 4.Dayının kızı mı? 5.Dayının oğlu mu? 6.Halanın kızı mı? 7.Halanın oğlu mu? 8.Teyzenin kızı mı? 9.Teyzenin oğlu mu?
Biz dokuz soru çıkardık. Adam, “aklıma on soru geldi” dediğine göre ihtimal yukarıdaki ilk soruyu iki kademede sormuş olmalı. Siz bu soruları birleştirerek 5'e de indirebilirsiniz. İyi de konuyu tek bir cümle ile halletmek varken neden beş farklı cümle kuralım, kafamızda o kadar soru oluşsun?
Peki kuzenin kimliğini tek cümle ile öğrenebilir miyiz?
Elbette. Atalarımız zaten öyle yapıyormuş. 'Kuzen' demek yerine, kuzenin kim olduğunu belirtiyormuş: Amcaoğlu, halakızı, teyze oğlu gibi. TRT1'de Cumartesi akşamları yayınlanan 'Gönül Dağı' dizisini seyrediyorsanız hemen hatırlayacaksınız. Kardeş çocukları Taner, Veysel ve Ramazan birbirlerine 'amcaoğlu' diye hitap ediyorlar.
1973 baskısı 'Hayat Büyük Türk Sözlüğü'ne baktım. Orada 'kuzen' kelimesi yok. Yani 1973 yılında dilimizde böyle bir kelime yok. “Küçük sözlükler her kelimeyi almaz” diyorsanız söyleyeyim, bu sözlük öyle 200 sayfalık okul sözlüklerinden değil; tam 1288 sayfa. Hem de çok küçük puntolarla (ince harflerle) basılmış.
Peki bu 'kuzen' kelimesi dilimize nereden girdi? 
İngilizcede bu manaya gelen 'cousin' (okunuşu; kaz'n) diye bir kelime olduğunu biliyorum. TDK'nun 1988 baskısında kuzen kelimesine yer verilmiş. Kelimenin Fransızca cousin (kızlar için; cousine) kelimesinden geldiği yazılı. Her halükârda kuzen yabancı kaynaklı bir kelime. 
Yani İngilizler; amca oğluna da hala kızına da, teyze oğluna da kuzen diyorlar. Bizden birilerinin hoşuna gitmiş olmalı ki, o da 'kuzen' demeye başlamış. Özenti bu ya, dilden dile yayılmış. Ama bazen kafa karışıklığına sebep olduğu bir gerçek.
Geçen gün televizyonda 'Didem Arslan Yılmaz ile Vazgeçme' proğramını seyrederken genç bir kadının şu sözü bende soru işareti uyandırdı: “İnsan kuzeni ile aynı yatağa girer mi?”
Girmez mi? Teyze kızları yahut amca kızları bir yatakta yatamaz mı? 
Genç kadının muhatabının erkek, diğer tarafın bayan olduğunu anlayınca kafamdaki sorular dağıldı.
Ben yine de muhatabımın aklına 'on soru' gelmemesi için atalarımızın yolundan gitmeyi uygun buluyor ve 'amcaoğlu', 'halakızı' demeyi tercih ediyorum.
Önceki gün benzeri bir durumla daha karşılaştım. Bir tv kanalında akşam haberlerini takip ederken bir ifade geçti: “Yol verme kavgasında dört maganda bir işinsanını darp etti.”
İşinsanı erkek mi kadın mı anlayamadım. Kamera görüntüsü net değil. O arbedede dövülenin cinsiyetini belirleyemiyorsun. Eskiden olsa kadın mı erkek mi hemen belli olurdu. Şimdi kadınlar da erkekler gibi giyiniyor. Saçını erkeklerden daha kısa kestirenler var. Bir de kulağına kadınların süsü küpe takan erkekleri hesaba katınca işin içinden çık çıkabilirsen.
İyi de buna gerek var mıydı? Bizim kaç asırlık 'işadamı'mız var. Bir süre önce bazı kesimler “kadınlara haksızlık yapılıyor, 'işadamı' ifadesiyle kadınlar yok sayılıyor” iddiası ile işadamı kelimesinin kaldırılıp yerine işinsanı ifadesinin kullanılmasını istediler. Yetkililer de getirisini götürüsünü düşünmeden hemen kabul ettiler. TRT de bu modaya uydu! 
Buna hiç gerek yoktu. İş sahibi kişi erkek ise 'işadamı', kadın ise 'işkadını' derdin, olur biterdi. Bilimde faaliyet gösteren kişi erkek ise 'bilim adamı', kadın ise 'bilim kadını' derdin mesele kalmazdı. Hem kişinin kimliği daha net anlaşılırdı.
Acaba 'iş adamı' ve 'bilim adamı' kelimelerinden kurtuldular diye bazı kesimler mutlu oldular mı?