Bugün, 19 Mart 2024 Salı

Seyfi GÜNAÇTI


Madalyonun diğer yüzü


Bu ifade; olumlu giden bir iş, olay ya da durumun, hesaba katılması gereken olumsuz yönünün de bulunabileceğini anlatmak için söylenir.

Bir de ´aynanın diğer yüzü´ tabiri vardır. Bu, kişinin kendisiyle yüzleşmesi anlamına gelir. Herkes aynaya bakar ama diğer yüzüne bakmaz, bakmaya gerek görmez. Aynanın arka yüzüne bakmayız ama olayların diğer yönüne de bakmak gerekiyormuş.

Bir süre önce bir kadına uygulanan şiddet medyada günlerce konu oldu. Sadece magazin proğramlarında değil, pek çok televizyonun haberlerinde de yer aldı.


Oyuncu Ahmet Kural, Sıla adındaki kadına şiddet uygulamış. Kadının kolunu morartmış. Sırtında vazo kırmış. Yerlerde sürüklemiş. Miş, miş, miş?


Haberleri hep böyle verdiler. Sadece ´Sıla´ dediler, geçtiler. Herkesin Sıla´yı tanıdığını kabul ettiler. ´Ahmet Kural´ ismini duymuşluğum var ama kadının adını ilk defa duyuyorum. Sonra öğreniyorum ki Sıla, Ahmet´in kadın arkadaşıymış.


Bir kere burada duralım. Benim bildiğim; erkeğin kadın arkadaşı, kadının da erkek arkadaşı olmaz. Olursa ne olur? Onu artık siz söyleyin.


Bahse geçen olay, Ahmet Kural´ın evinde cereyan ediyor. Hem de gecenin bir yarısında vuku buluyor. Ahmet Kural, Sıla´yı (Sıla Gençoğlu) tartaklıyor. Kadına fiziki şiddet uyguluyor. Sıla, darp raporu alıyor ve Ahmet´ten şikâyetçi oluyor. Kadın kuruluşları olayı protesto ediyorlar. Kadına şiddete karşı olduklarını söylüyorlar. Ellerinde pankartlarla gösteriler yapıyorlar.


Sadece kadınlar değil, erkekler de olayı kınadılar. Hatta siyasiler bile konuştular. Onlar da şiddete karşı olduklarını söylediler. Ahmet Kural´ı; kadına kaba ve saygısız davranmakla suçladılar. Haberlerin, göstericilerin ve konuşanların ortak noktası, ?Kadına şiddete hayır? mesajı taşıyor olmasıydı.


Buraya kadar bir sorun yok. Biz de şiddete karşıyız. Hele de kadına yapılırsa daha da karşıyız. Geçmişte bir erkek öğrencimizi, okul bahçesinde kızları rahatsız ediyor diye şikâyet etmişlerdi. Suçlanan erkek öğrenci de gülümseyerek, ?Yok hocam, ben kızları rahatsız eder miyim hiç? Kızlar çiçektir? demişti. Doğru da söylemişti. Çiçeklere zarar vermek doğru olmaz.


Ahmet Kural- Sıla olayında herkes şiddete karşı olduğunu söyledi ama madalyonun öbür yüzüne bakmadı. Peki, madalyonun öbür yüzünde ne vardı?


Madalyonun diğer yüzünde edep vardı, ahlâk vardı.


Kimse olayın ahlâkî yönüne değinmedi. Hiç kimse, ?Sıla´nın, gecenin bir yarısında evli olmadığı bir erkeğin evinde ne işi var?? diye sormadı. Kimse, ?Ahmet´in Sıla´ya davranışı kabul edilemez? dedikten sonra, ?Lâkin onların hayat tarzı da yanlıştır. Bu milletin değerlerine saygısızlıktır? demedi. ?Değerlerimizi yozlaştırdıkları için Ahmet´i de, Sıla´yı da kınıyoruz? demediler.


Bu gibi durumlarda gerek magazinciler, gerekse diğer konuşanlar, işin edep ve ahlâk yönüne hiç değinmiyor. Bırakın değinmeyi, yakınından bile geçmiyorlar. Belki bu vb yanlış hayat tarzlarını eleştirseler, şiddet uygulayanları kınadıkları gibi edebe aykırı davranışta bulunanları da kınasalar gençlere iyi örnek olacaklar, onların yanlış davranışlardan kaçınmalarına vesile olacaklar.


Onlar bu gibi davranışların yanlış olduğuna değinmedikleri için toplumun bir kesimi, bu davranışları normal sanıyor. Gayet rahatlıkla edep dışı davranışlar sergileyebiliyor.


Önceki akşam eşim televizyonda bir yarışma seyrediyor. Ben de bilgisayarda düzenleme yapıyorum. Sahnedeki kız şarkısını söylemiş, jüri ile sohbet ediyor. Bu arada jüri üyesi kadın, kıza ?Harika görünüyorsun? diyor. Kafamı
kaldırıp bakıyorum, ´jüri üyesinin övdüğü kız nasıl´ diye. Jüri üyesinin övdüğü kızın pantolon dizleri parçalanmış, yırtık pırtık. ?Harika demek için bu yetmez!? diyorsanız, kompozisyonu tamamlayalım; kızın göbek bölgesi de açık!


Boşuna dememiş atalarımız, ?Balık baştan kokar? diye. Jüri üyesi kadın, gençlere örnek olması gereken kadın, örf ve adetlerimize uymayan ve değerlerimize aykırı bu görüntüyü överse olacağı budur. Yanlışlıkları eleştirse, ?Kızım, bu ne hal! Göbeğini örtecek bir gömlek bulamadın mı?? dese. Yahut ?Özel hayatın neyse de, hiç olmazsa jürinin önüne şu yırtık pırtık pantolonla çıkmasaydın bari? dese, gençler kendilerine bir çeki düzen vermezler mi? Ana babalar da rahat etmez mi?


Bir büyüğümüzün deyişi ile bitiriyorum: Edep Ya Hû.