Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Ömür Cansu ŞAHİN


MADDE BAĞIMLILIĞINDA EBEVEYN FARKINDALIĞININ ÖNEMİ


Madde bağımlılığı, belirli bir maddenin merkezi sinir sistemini etkilemesi sonucu, o maddenin keyif verici etkisi ile tanışmış kişinin bu etkiyi devam ettirebilmek veya yokluğunun neden olduğu huzursuzluktan kaçınmak için, maddeye önüne geçilemez bir şekilde duyduğu ihtiyaç olarak tanımlanabilir.
Bağımlılık yapıcı maddeler çok çeşitli olmakla birlikte ülkemizde en çok kullanılan maddeler; sigara,alkol, esrar (marihuana), uçucu maddeler (tiner, Bally vs.), eroin, kokain, haplar ve bir de son zamanlarda adını sıklıkla duyduğumuz sentetik esrar denilen bonzaidir.
Bağımlılık bir süreçtir ve madde kullanan kişi gitgide kullanım sıklığını arttırmaktadır, çünkü zaman geçtikçe eskiden kullandığı doza karşı vücudun toleransı artmaktadır. Madde kullanımını bıraktığı zaman da ciddi yoksunluk belirtileri hissetmeye başlamaktadır. Kimi maddelerde bağımlılık zamanla geliştiği gibi kokain, eroin ya da ecstacy gibi maddeler kişinin bünyesine göre ilk seferde bile bağımlılık yapma riski taşımaktadırlar.
Yapılan araştırmalar ülkemizde ne yazık ki madde bağımlılığı yaşının ilk ve ortaokul çağındaki çocuklara kadar düştüğünü göstermekle birlikte, ailelerin bu konudaki çaresizliklerini ve bilgisizliklerini de gözler önüne sermektedir.Öncelikle bilinmesi gerekir ki bağımlılık gelişmesi zaman alır, bu bir süreçtir. Bu yüzden de erken fark edilmesi ve önleminin alınması son derece önemlidir. Ebeveynler çocuklarının hayatını oluşturan küçük detaylarda bile iyi birer gözlemci olmalıdırlar.Aşağıdaki maddeler çocuklarınızı gözlemlemenizde size yardımcı olacaktır:
-Davranış problemleri ve okul başarısında ani düşüş,
-Kişisel görünüme ilginin düşmesi,
-Arkadaş grubunda değişim ve yaşıtlarından aşırı etkilenme,
-Düşmanca tavırlar, alınganlık, evdeki iletişime katılım düzeyinde düşüş,
-Bir gün çok enerjik ve hareketli iken bir diğer gün aşırı yorgunluk, depresyon hali,
-Duygusal uzaklaşma, kabuğuna çekilme,
-Kan çanağı gözler, göz altında morluklar, burun akıntısı, sık sık görülen boğaz ağrısı, hızlı kilo kaybı gibi fiziksel değişikler,
-Ruh halinde, beslenmesinde ve uyku düzeninde değişiklikler,
-Okul sonrası veya hafta sonu bulunduğu yerler hakkında yalan söyleme, kaçamak yapmada artış, arkadaşlarını aileden saklama,
-Vücudunun bazı yerlerinde nedenini açıklayamadığı morluklar, izler,çizikler bulunması,
-Eskisinden daha fazla para harcaması ve harcamalarının açıklamasını geçiştirmesi.
Elbette ki yukarıdaki belirtilerin çocuğunuzda görülüyor olmasının farklı nedenlerinin de olabileceğini göz ardı etmemelisiniz. Ebeveynlerin çocuklarına bu konu hakkında yaklaşırken yargılayıcı ve katı bir tutum izlememeleri, çocukla doğru iletişim kurmaları ve madde kullanımı problemini çözmek konusunda onu destekleyeceklerini hissettirmeleri çok önemlidir. Ebeveynlerin kendilerini ve çocuklarını suçlayıp panik olmamaları, soğukkanlılıkla yardım yollarını aramaları gerekmektedir. Aynı zamanda şu unutulmamalıdır ki; bağımlılık tedavisinde en önemli unsur kişinin tedaviyi istemesi ve kendini tedaviye hazır hissetmesidir. Zorlama ve tehdit geçici olarak işe yarar gibi görünse de, çocuğun iyice aileden kopmasına ve ailesine daha fazla yalan söylemesine neden olacaktır. O yüzden çocukla iletişim yargısız ve empati kurarak gerçekleştirilmelidir. Çocuğun tedaviye yönlendirilmesi ve çocukla doğru iletişim konusunda aileler mutlaka uzman yardımı almalı ve bu doğrultuda tedavi yolları araştırılmalıdır. Ve unutulmamalıdır ki; bir çocuğu dışarıdan gelecek tehlikelere karşı korumanın en güzel yolu onu aile içinde kurulan sağlıklı sevgi, güven ve dayanışma ortamında yetiştirmektir.