Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Zeki ORDU


MAVİ TABELA

MAVİ TABELA


MAVİ TABELA

Dönüşü olmayan bir yoldur hayat.

Dönüşü ve telafisi olmayan…

Her alınan nefes hayata dairdir. Her verilen nefes de…

Hayat ve zaman ters orantılıdır. Her geçen süre; hayattan eksiliştir. Her geçen süre dünyadan uzaklaşmaya yakınlaşmaktır.

Mezar taşlarında iki tarih vardır, aralarında çizgi olan. Tarihlerden biri doğumu, diğeri ölümü açıklar. Aradaki çizgi geçen süredir.

Yani hayat…

Bir mezar taşındaki çizgi kadardır hükmümüz dünyada.

Ben hep yollardaki mavi tabelaları hayata benzetirim. Tam doğru olmasa da bendeki intiba öyledir. Falan yere şu kadar kilometre, filan yere bu kadar kilometre yazar. Adı geçen yerler daha varılmayan yerlerdir. Varıp varamayacağımız ise meçhul.

Gideriz…

Bir yere varmak için.

Biz bir yere varmak için giderken, bir yerlerden uzaklaşırız hep.

Tabelalar ardımızda neler bıraktığımızı yazmaz.

Nelerden ayrıldığımızı da…

Sanki meçhule bir gidiştir bu. Niyetimiz bellidir. Filan yere sağ salim varmak.

Hesapsız engeller çıkar bazen. Kazalar, hava şartları, yollar…

Hayatta ise menzile ulaşmak için geçen süre yollar değil, yıllarla belirlenir. Mizanı mezar taşındadır o sürenin.

Dönüşü olmayan bir yoldayız aslında. Her alınan veya verilen nefes hayata dairdir.

Sona dairdir…

Bir mezarın taşında iki tarih arası çizgiye dairdir.

Yollar…

Yıllar…

Birinin dönüşü vardır, diğerinin yok.

Yolların telafisi vardır, yılların yok.

Ve biz seyrüseferimizi sürdürürken hayatta karayollarında bulunan tabelalar coğrafi ve fiziki mesafeyi anlatır bize…

Ardımızda kalanları değil.

Biz ardımızda neler bırakmadık ki?

Hayat dair, zamana dair…