Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Selim EROĞLU


MEHMET AKİF ERSOY HATIRA EVİ

MEHMET AKİF ERSOY HATIRA EVİ


    Bundan üç-dört yıl önce '' Sürgündeki Palto'' adlı bir kitap okumuştum. Musa Yaşaroğlu tarafından yazılan kitap, milli şairimiz Akif'in Mısır yıllarını ve son altı ayını anlatıyordu. Kitapta anlatılanlardan çok etkilenmiş ve Akif'in hastalık döneminde son altı ayını geçirdiği  Mısır Apartmanı' nı çok merak etmiş ve bir gün görürüm ümidiyle yaşamıştım.
    Bilindiği üzere Akif, 1925'te Mısır'a gitti ve ölümünden altı ay öncesine kadar orada yaşadı. Hastalığı ilerleyince çok istediği vatanında ruhunu teslim etmek istedi. Hasta haliyle İstanbul'a geldi. Kendisine bu zaman zarfında kadim dostu Abbas Halim Paşa kol kanat gerdi.
    Akif, Mısır'a gidişini şöyle ifade ediyor:
    ''Bu vatan bizim, bu toprağın harcıyız; lakin hayat meşgalemiz için bize kapılar kapalı olduğundan pek istemesek de açık kapıları zorlayacağız. Artık nasibimizi gönüllü sürgünümüzde arayacak ve hasrete düçar olacağız. Mısır'a hicretimiz hayırlı olsun. Allah bize daha kötü günler göstermesin.''
    Yazar, bu durumu  '' vatan aşkı vefa istemez'' diye dile getiriyor.
    Milli şairimiz ömrünün son demlerinde hastalığı epey ilerlediğinden   vatanına, doğduğu topraklara, İstanbul'a gelip ruhunu orada teslim etmek ister. Vapurla uzun bir yolculuktan sonra İstanbul'a vasıl olur. Akif, Mısır'a dostu Abbas Halim Paşa'nın daveti üzerine gitmiştir. Paşa'nın çocuklarının eğitimiyle alakadar olur. Onlara çeşitli dersler verir. Paşa oldukça varlıklıdır ve İstanbul'da da mülk sahibidir. Apartmanları ve çiftlikleri vardır. Bunlardan biri de Beyoğlu İstiklal Caddesinde bulunan Mısır Apartmanıdır. Paşa Akif'ten iki yıl önce 1934 yılında vefat etmiştir. Akif'e Paşa'nın evlatları sahip çıkar. Onu, Mısır Apartmanının dördüncü katındaki daireye yerleştirirler. Özel bakıcı, hemşire ve doktor tahsis ederler. 20 Aralık 1863'te İstanbul'da doğan Akif, 27 Aralık 1936'da  63 yaşındayken Mısır Apartmanında vefat eder.
    Akif'in meşhur sözü vardır: '' Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırtmasın'' diye. İşte bu tarihi sözün söylendiği yerdir burası.
     Mısır Apartmanı zaman içerisinde çok el değiştirmiş. Zamanla Akif'ten eser kalmayacak hale gelmiş.
    Kültür Bakanlığı, son zamanlarda Akif'in hatırasını yaşatmak için hayırlı bir hizmete imza atmış. Burayı satın alarak müzeye çevirmiş ve '' Mehmet Akif Ersoy Hatıra Evi'' adıyla halkın hizmetine sunmuş. Çok da güzel bir hizmet olmuş.
     Durumun böyle olduğundan az çok haberdardım. Haliyle merakımı celp etti, İstanbul'a gitmişken hususi olarak burayı ziyaret etmek istedim.
    Gördüm ki çok güzel bir mekan olmuş. Bir defa apartmanın dış mimarisi, girişi ve merdivenleri sizi büyülüyor. Daha girer girmez Akif'e  ait fotoğraflar ve  belgeler sizi selamlıyor.
     Dördüncü katta bulunan  tarihi mekana geliyorum. Akif'e ait ne ararsanız mevcut. Akif'in kullandığı muhtelif eşyalar, gözlüğü, rahlesi, kalemi, kitapları, Safahat'ın ilk baskıları yerli yerinde. Duvarlardan dijital sistemle Akif'in sesi yankılanıyor.
    Görevliye soruyorum  '' Akif hangi odada ruhunu teslim etti'' diye. O da '' şu odada'' diye gösteriyor. Etkilenmemek mümkün değil. Tam  üzerinden 85 yıl geçmiş. Hatıralar tüm canlılığıyla karşınızda.
     Hatıra evi ziyaretçilerle dolup taşıyor. İstiklal Marşı şairimiz Akif'in  hatıratı bütün ihtişamıyla yaşatılıyor. Ziyaretçilere vatan millet, bayrak, mukaddesat aşkı veriliyor.
    Yazar, her ne kadar '' vatan aşkı vefa istemez'' dese de çok vefalı bir iş yapılmış. Vefalı davranılarak burası müzeye dönüştürülmüş. Düşünenlerden, emeği geçenlerden Allah razı olsun.
    Her Türk evladının ziyaret etmesi gerekir.
     Ben ziyaret ettim, ziyadesiyle memnun kaldım.
     Size de tavsiye ederim.