Bugün, 26 Aralık 2024 Perşembe

Zeki ORDU


MİNDEVAL'DAN HUZUR VADİSİNE

MİNDEVAL'DAN HUZUR VADİSİNE


 Yol olmadan yolcu olur mu? Başka bir ifade ile yolcu olmazsa yol olur mu?
Yolun ve yolcunun veya yolun ve yolculuğun ne olduğunu anlamak için Çamoluk'a uğramak lazım.
Karadeniz'in mavi sularını ardınızda bırakarak aşmanız gerekiyor tepeleri dağları. Kelkit vadisi içinde şirin mi şirin, sakin mi sakin bir yerleşim yeri. 
Daha önce “Girişi olup çıkışı olmayan ilçe” adlı bir yazı yazmıştım bu huzurlu ilçe için.
Tarihi Galatyalılara kadar sürüyor bu ilçenin. Daha sonra Akkoyunlu ve Safavilerle bir yakınlığı olmuş. Önce belde,  sonra da ilçe olmuş.
Eski ismi Mindeval. Huzur Vadisi manasına geliyor. İsmiyle müsemma denir ya, aynen öyle. Kendine has bir sükûneti var.
Bir akşamüstü uğradım Çamoluk'a.  Öğretmenevinden yerimi ayırttım önce. Yabancı olduğum her halimden belli olmalı ki bana buraya ne için geldiğimi sorduklarında “Gezmek için” dediğimde bir hayli şaşırdılar. Ünye'den kalk, Çamoluk'a gezmeye git…
İlk karşılaştığım kişi Aziz Kaleli Bey.  Öğretmenevinde görevli. İlerleyen zamanda sohbet etmeye başlayınca anlattım derdimi. Aziz Kaleli Bey ile epey sohbet ettik ilçeye dair. Aziz Bey ilçeye ve ilçe kültürüne hakim biri. Çok isabetli teşhisleri var. Belli ki ilçesi hakkında epey kafa yormuş. Düşünmüş yani. Günümüzde düşünmeden mahrum o kadar insan var ki… Bu ayrı bir konu… 
Aziz Kaleli Bey “Madem gezdiğiniz yeri yazıyorsunuz buranın balını da yaz” dedi bana.  Hem Aziz beyin hem de benim araştırmalarım sonucu ülkenin birçok ilçe ve ilinden fazla çeşit bitki ve çiçek var Çamoluk'ta. Sadece ne kadarı endemik o belli değil. Kısaca ülkenin anlı, namlı diğer ballarından daha üstün balları. Sadece biraz daha tanıtımı gerekecek.  Gerçi ilçede bal festivali de yapılıyormuş sonradan öğrendiğime göre.
Yeşilırmak'ın Kelkit kolu ilçeyi iki ayırıyor. Kışları bin beş yüz civarlarına inen nüfuz yazları on bini geçiyormuş.
Bu arada ilçede bulunan öğretmenevi ülkenin çok öğretmenevinden daha güzel. Siz uzaklarda olduğuna bakmayın öyle. Hakikaten huzurlu bir ilçe. 
Göç, önceleri ekonomik sebepten olmuş. Ancak zamanla sosyal sebepler de girmiş araya. İşin bu tarafı hazin. Şimdi göç sebepleri üzerine konuşursak sayfalar dolusu yazı gerekir. Aziz Kaleli Bey ile bu mevzu üzerinde de konuştuk. Çok mükemmel tespitleri var. Bu tür konuları araştıran uzmanlar bu araştırmaları yerinde yapsalar daha isabetli sonuçlar elde eder ya neyse…
Balın dışında ceviz, kuşburnu, dağ eriği ve yaban fındığı bulunuyor. Fındık ticari olarak kullanılmıyor. Meşe, kavak ve sarıçam ormanları oksijen üretiyor bölgede. Bazen kızıl renkli kayalıklar, bazen sarp kayalar selamlıyor sizi. Söylene göre Çamoluk Şeker Kuru Fasulyesi Coğrafi Tescil Belgesi almış. An itibariyle 35 yıllık bir ilçe.
Bir vatandaş lavanta bahçesi olduğunu söyledi ama ben görmedim. Çünkü kısa süre kalıp ayrıldım oradan. Hacıahmetoğlu Köyünde Avarak Kalesi kalıntıları mevcut. Ne zaman, kimin tarafından yapıldığı belli değil. Sadece  Horasan Harcı kullanıldığına dair bir bilgi var.
Bektaşbey Camii ise kesme taşlardan yapılmış olup ilçenin en eski camilerinden biri. İç tarafı ahşap ve zarif bir işçiliği var. 
Çamoluk'ta bir gece kalıyor ve yeterli oksijeni alarak yolumuza devam ediyoruz.  Başta Aziz Kaleli Bey olmak üzere bazı kişilerle tanışıyoruz. Yol uzun vakit kısa olunca bize ayrılmak düşüyor bu mütevazı ilçeden.  Gözümüz yeni yerler görmek için oradan ayrılırken gönlümüz geride kalıyor.
Yeni yerlere kavuşmak için yola çıkıyoruz. Ancak her kavuşma bir ayrılık hikâyesi barındırıyor.
Bütün Çamoluklulara en kalbi muhabbetlerimle.