Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Hasan ÖZDEMİR


MÜDÜR NASIL ATANIR?

MÜDÜR NASIL ATANIR?


Geçenlerde bir yasa çıkarılmış ve ülke genelindeki 16 bin okul müdürünün görevine son verilip havuza atılmıştı.Puan vereceğim demiş size, kim 75 üstü puan alırsa onu müdür yapacağım, demişlerdi. 100 üzerinden puanlama yapılacağı bildirilmişti.

Bu yüz puanın 40`ını okul verecekti, hemen okullarda komisyonlar kuruldu. Okuldaki en kıdemli öğretmen, en kıdemsiz öğretmen , öğretmenler kurulunca seçilen 2 öğretmen , okul aile birliği başkanı ve yardımcısı, öğrenci meclisi başkanı komisyon üyesi oldu. Bunlar puan verdiler okul müdürüne. Avrupa`da böyle. Ama bir fark var arada. Onlar sendikasına, boyuna, posuna bakmıyorlar. Çalışkan olan, işi adam gibi yapanı rengine, dinine ,imanına bakmadan idareci yapıyorlar. Neyse bu üyelerin müdür üzerindeki etkileri yüzde kırk.Şimdi gelelim yüzde 60`lık dilime. Bu komisyonda ise ilçe milli eğitim müdürü, şube müdürü ve insan kaynakları sorumlusu var, bunlar diğer yüzde 60`ı tamamlayacaklar…Önce şunu yapmışlar. Tüm milli eğitim yöneticilerinin yerlerini değiştirmişler, ya da yerlerine yenilerini atamışlar. Tamı tamına ikibine yakın yeni, müdür ve şube müdürü atanmış.

Bunlar müdürlere puan verecekler ama adamlar şaşırmış, okul müdürlerini tanımadan nasıl değerlendirme yapalım, demişler. Düşünmüşler taşınmışlar ona da kendilerince çözüm bulup, önlerine birilerinin arşivlenmiş bilgileri sunmuşlar. Kimi Türk Eğitim-sen`li, kimisi Eğitim-sen`li, kimisi

Eğitim Bir-Sen`li, kimisi bilmem ne…Bilgiler sunulmuş…Bir kaç ay önce atanan yeni müdür ve şube müdürleri, o ilçede yıllardır müdürlük yapan kişileri isimlerini bilmeden, cisimlerini tanımadan, güya objektif değerlendirip puan vermişler! Oysa en az altı ay, ya da bir yıl çalışmadan nerden tanıyacaksın adamları, zor. Şimdi dönem, “Bana sendikanı söyle, sana müdür olup olamayacağını söyleyeyim!” dönemi. Çok eskilerden izlediğimiz bir film.

Yeni Türkiye işte bu. Kendi kendime teselli veriyor,tam zamanında emekli olmuşum, diyorum. Eğilmeden, bükülmeden kimsenin eteğini öpmeden ayrıldım bu görevden. Pırıl pırıl arkadaşlarımız var içlerinde.75 puanı bile alamamışlar. Oysa bu arkadaşlar Terme için gecesini gündüzlerine kattılar. Aç susuz Ankaralarda sabahladılar. Issız yollarda hizmet alabilmek için kapı kapı dolandılar benimle birlikte. Termeye halı saha kazandırdılar, okul yapılmasına vesile oldular. Sonuç bir kırmızı kalem, bitiriverdiler işlerini. Sen camilerde vaaz verip müslümanları aydınlatmışsın her hafta, senin okulun başarılı olmuş,Türkiye birincisi, İl birincisi olmuşsun, Sakarlı gibi bir mahallede harikalar yaratmışsın, okulunu pırıl pırıl yapmışsın önemli değil. Sağda solda para dilenip hizmet almışsın okuluna hepsi boş. Uygun sendikalı oldun mu tamamdır bu iş. 2014 yılı bitti bitiyor.

Uğraştığımız konulara bakın. Uygulanmak istenen sistem güzel belki. Avrupa’da pek çok ülkede uygulanıyor. Ama onlar yapılanı görüp, Allah rızası için hak edene puan veriyorlar. Bizde tam tersi oldu bu yıl.

Meselenin özü şu aslında, 17-25 Aralık rezilliğinden sonra hükümet paralel ile ipleri hepten kopardı. Daha önceden “Ne istediniz de vermedik?” demişlerdi ya, işte bu en çok verdikleri yerlerden biri de Milli Eğitim idi. Bu gözler neler gördü neler. Makamlar, koltuklar gelip geçici arkadaşlar.

Baki kalan şu gök kubbede, bir hoş sada bırakmaktır. Asil görevimiz öğretmenlik bizim. Herkese yeni görevlerinde başarılar diliyorum…

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINIZI DA KUTLUYORUM. Kalın sağlıcakla…