Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Zeki ORDU


MÜDÜRÜN (KÜL)-TÜRÜ


Her şeyin bir ?türü? vardır.

Biyoloji ilmi bu tür ?tür?lerle yakından ilgilerin. Çünkü işin içinde canlı var.

Konuyu biyolojinin dışına taşıyalım.


Efendim, bazı sosyal faaliyetlerin düşünülmesi, planlanması ve hayata geçirilmesi zordur.


Önce ne yapacağınızı kararlaştıracaksınız. Sonra hedeflerinizi tespit edeceksiniz. Daha sonra hedeflerinizin ne kadarının gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini tahmin edeceksiniz ve işe koyulacaksınız.


Her şeye işe koyulmakla yani başlamakla bitmiyor. Elbette başlamak başarmanın önemli bir merhalesidir. Siz bir işe başlamazsanız o iş nasıl olur? Olmaz elbet. Ancak yapmayı düşündüğünüz her şeyi olabilecek aksiliklere kadar ince düşünmüşseniz çok az hata yaparsınız. Sadece biraz vakit kaybınız olur o kadar.


Lafı eveleyip gevelemeden konuya girelim. Bir okul adına bir dergi çıkarmayı kararlaştırmıştık. Karşılaşabileceğimiz her aksiliği de hesap ederek işe başladık. Bazı okulların öğrencilerinden muhtelif edebi türlerden yazı almayı hedeflemiştik. Kısa konuşma metnini kararlaştırıp besmeleyi çekip işe başladık. Gayemiz bir kültür ortamı meydana getirmekti.


Telefonunun diğer ucundakilere meram anlatmanın zorluğunu biliyorduk. Onun için cevabı ?evet? veya ?hayır? olacak şekilde isteğimizi dile getirdik. Meğer evet ve hayır dışında cevaplar da varmış. Bunu öğrendiğimizde işimizin ne kadar zor olduğunu anladık.


Biz, muhatabımıza ?böyle böyle bir düşüncemiz var, şayet münasip görürseniz bize yardımcı olur musunuz, şayet işleriniz yoğunsa sizi rahatsız etmeyelim? dediğimizde bize ?evet? veya ?hayır? cevabı verenler o kadar az oldu ki?


Hâlbuki ?hayır? cevabı da bizim için makbuldü. Aradan geçen 10-15 gün sonra bize ?Bir bakalım? gibi cevap gelince iki ayağımız bir pabuca girmeye başlıyordu. Biz de teklifimizi başka okullara yapıyorduk. Ama pes etmiyorduk.
Çünkü yanlış bir iş yapmıyor, kalem işçiliğine soyunmuştuk.

Zaman ilerliyordu. Biz büyük bir sabır ve azimle yazıları tek tek biriktiriyorduk. Her gelen yazıya çocuklar gibi seviniyorduk. Çünkü ülkenin pırıl pırıl gençlerinden duygularını dile getirdiği eserler geliyordu. Bu eserler onların duygu dünyasına aitti ve hepsi ?bizim?di.

Biz ?bize? ait şeylere taliptik. Bu talep ne kadar normal veya doğruydu bilmiyorduk. Bildiğimiz tek şey iyi ve kalıcı bir şeyler yapabilmekti. Hepsi buydu işte?


Ancak bizim oyalanmaya zamanımız yoktu. Birileri lütfedip ?kardeşim biz böyle şeylerle uğraşamayız? demeleri bile önemliydi. Hayır demek bu kadar mı zordu?


Kimse kimsenin işlerine yardım etmeye mecbur değil. Bazı işler gönül ile olur. Bir okulu arayıp ?Kardeşim bize yazı gönderin? demedik. Burada ?Siz de münasip görürseniz ve müsaitseniz? ifadesi oldukça sarih ve insani bir açıklama. Karşılığı ise en fazla ?Teklifiniz için teşekkür ederiz, müsait değiliz? olmalıdır. Ama günlerce yol bekletmek hangi ölçülere sığar onu da bilemiyoruz.


Böyle bir hatırayı geride bırakıp gelelim günümüze.


Biz Söğütlü Ortaokulu olarak bir ilkin peşindeyiz. Çok yakında nur topu gibi bir eser vücuda gelecek. Bunun için hummalı bir çalışma içindeyiz. Eserimiz ortaya çıkınca duymayan kalmaz. Biz şimdiden haber edelim istedik.


Bazen düşünmek yetmiyor. Uygulama güçlüğü aşılmalı. Özellikle ?zihniyet? güçlüğünü aşmak bir hayli zor. Olsun zor olan daha güzel netice veriyor.


Biz hep zora talip olduk zaten. Varsın ?evet? ve ?hayır? cevabının dışında cevap versinler. ?sabırla koruk helva olur? diye atalar sözümüz var bizim.


Helvamızdan ikram edeceğiz efendim.