Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Selim EROĞLU


MÜSLÜM BABA


Hepimizin yakından tanıdığı, Müslüm Gürses´in hayatını konu alan bir film yapılmış; adı ?Müslüm?.

Halen sinemalarda gösteriliyor.

Çevremde çok sayıda bu filme giden var. Filmi izlemişler, çok değişik yorumlar yapıyorlar. İnanır mısınız Müslüm filmi ile ilgili gazete ve dergilerde epey bilimsel denilebilecek yazılar okudum. Filmi şu ana kadar 6 milyondan fazla kişi izlemiş; bir bakıma seyirci rekoru kırılmış.


Toplumu bu derece etkileyen bir filme bigane kalamazdım. 6 milyon kişiye ilaveten filmi ben de izledim.


Bir eğitimci, bir öğretmen, bir insan, dahası, bu toplumun bir ferdi olarak çok etkilendim. Şahsım ve ülkem adına çok dersler çıkardım.


Biz kabul etsek de etmesek de Müslüm bu toplumun bir gerçeği. Sağlığında milyonlarca insanı etkilediği gibi öldükten sonra da etkilemeye devam ediyor.


Müslüm hayranlarına ?jiletçi? diyorlardı. Çünkü bunlar kendilerine zarar vermekten büyük bir haz duyuyorlardı. Oysa Müslüm şarkılarında ?karıncayı bile incitme evlat? diyordu. Müslüm böyle diyor, hayranları kendilerini öldürüyor.

Bu durum nasıl izah edilecek?


Müslüm´ün hayatı aslında bu toplumun bir çoğunun hayatı. Kendisi değilse bile bir arkadaşının, bir tanıdığının, bir akrabasının, bir komşusunun? hayatı. İnanın benim hayatımda sayısız Müslüm var. Demek ki Müslüm´de herkes kendinden bir şeyler bulmuş. Öyle olmasaydı bu kadar kişi filmi seyreder miydi?


Müslüm deyip geçiyordum. Filmi izledikten sonra Müslüm´ün hayatına bir göz attım. Tıpkı filmdeki gibi. Anlayacağınız film kurmaca değil bilakis Müslüm´ün hayatı.


Müslüm 1953 yılında Urfa-Halfeti´de doğmuş. Müslüm 3 yaşındayken ailesi yoksulluk yüzünden Adana´ya göçmüş. Anasının adı Emine, babasının adı Mehmet. Ahmet ve Zeynep adlarında iki kardeşi var. Müslüm, ilkokuldan sonra okuyamıyor. Kunduracının ve terzinin yanında çalışıyor. Babası hapse düşüyor, izne çıktığında karısı Emine´yi ve kızı Zeynep´i bıçaklayarak öldürüyor, hem de çocuklarının gözü önünde. Tekrar hapse düşüyor.


Müslüm´ün tahsili gibi mesleği de yarım kalıyor. Allah vergisi bir sesi var. Onunla ayakta kalmaya çalışıyor. Askerden firar eden kardeşi Ahmet de öldürülüyor. Acı, Müslüm´ün kaderi oluyor. 1970 yılında kaza geçiriyor. Kaza sonrası koku alma ve düzgün konuşma yeteneklerini kaybediyor, bir kulağı duymaz oluyor ve sürekli baş ağrısı çekiyor. 1986 yılında kendisinden 20 yaş büyük Muhterem Nur´la evleniyor. Alkolün sürüklediği bataklıklardaki gençlerin ve onların acı dolu hayat hikayelerini anlatan filmler yapıyor. 4 Mart 2013 yılında 60 yaşında ölüyor.


Daha sağlığındayken hakkında ?Arabeskin Anlam Dünyası ve Müslüm Gürses Örneği? adlı bilimsel bir çalışma yapılıyor.


Müslüm Gürses´in hayatında, fakirlik var, yoksulluk var, cahillik var, eğitimsizlik var, göç var, sahipsizlik var, acı var, ıstırap var.


Mehmet´den olma, Emine´den doğma, Mustafa ve Zeynep´in ağabeyleri Müslüm, bütün bu acıları niye yaşamak zorunda kaldı? Acıyı sadece Müslüm mü yaşamış? Hayır, bütün bir aile, bütün bir toplam yaşamış, yaşıyor.


Ortada bir sosyal vaka var. Hepimizin gözü önünde cereyan eden bir aile faciası var. Herkesin hayatına dokunan bir şeyler var. Hangimiz acılar yaşamadık ki. Kimimiz atlattık, kimimiz atlatamadık.


Hayata beraber başladığımız birçok arkadaşım, Müslüm´e benzer hayat sürüyor. Bu tarz hayatı olan çok öğrencim oldu. Neymiş, biz yok desek de Müslüm(ler) var. Biz yok demekle Müslüm(ler) yok olmuyor. Bunca aile faciası hala neden yaşanıyor? Cehalet, eğitimsizlik, yoksulluk, göç, duyarsızlık, nemelazımcılık ortadan kaldırılmadığı ya da azaltılmadığı müddetçe yeni Müslümler´e hazır olmalıyız demektir.


Unutmayalım, ilk düğmeyi yanlış ilikleyen, bütün düğmeleri yanlış ilikler.