Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Seyfi GÜNAÇTI


Nasıl yakalandım?

Nasıl yakalandım?


    Geçen haftaki yazımda yakalandığım koronavirüs hastalığı üzerine yaşadıklarımı anlatmaya çalışmıştım. Bu hafta aynı konuya devam edeceğim.
    O gece belimdeki sancıdan uyuyamadım. Midemde de her an bir şeyler olacak gibiydi. Artık hastaneye gitmeye karar vermiştim. Eşim, “sabahı bekleyelim” dedi. Sabah olunca ambulans çağırdık. Gelen ambulansla Gazi Devlet Hastanesi'ne gittik. 
    Tomografi çektiler ve kan tahlili yaptılar. Serum verdiler. Serum bittikten sonra hemşire, “İşleminiz tamam. Eve gidebilirsiniz” dedi. “Benim belimde sancı vardı, midem bulantım vardı. Bir ilaç vermeyecek misiniz?” dedim. Hemşire, “Ağrı kesici ve diğer ilaç serumun içine konuldu” dedi. 
     Bunu bana kimse söylememişti. Halbuki ben sormadan doktor ne uyguladığını söylese ve beni önceden psikolojik olarak da rahatlatsa daha iyi olmaz mıydı?
    Serumu alırken ve sonrasında çok terledim. Kızım iki defa sırtımdaki bezi değiştirdi. Serum bana iyi gelmişti. Hayli rahatlamıştım. Eve gelince normal yemeğimi yiyebildim. Geceye kadar da bir rahatsızlık hissetmedim.
    Gece yarısından sonra belimdeki sancı tekrar ortaya çıktı. Sabaha kadar beni doğru dürüst uyutmadı. Sabahleyin tekrar ambulans çağırdık ve hastaneye gittik. Acil servisin izolasyon bölümünde aksi bir erkek doktora rastladım.     Şikâyetlerim dünkü ile aynıydı. Fakat doktor serum isteğimi kabul etmedi. “Serum dediğin nedir? Bir çeşit tuzlu su” dedi. Madem serum tuzlu su, o kadarcık tuzlu suyu mu benden esirgiyorsun?
Doktor bununla da kalmadı. “Sen pozitif bir hastasın. Nasıl buraya girersin?” diyerek beni 'Sarı Alan'a gönderdi. Halbuki dün de pozitiftim ve bu bölümde tedavi görmüştüm. Üstelik izolasyon bölümündeki 14 sedye-yataktan neredeyse yarısı boştu. Sarı alana ise kimin gelip kimin gittiği belli değildi. Burada bana ağrı kesici bir iğne yaptılar ve eve gönderdiler. Bir daha da hastaneye gitmedim.
    Nasıl bir tedavi uyguladım?
    Kızlarım bana iyi baktılar. Bir hemşire gibi vaktinde ilacımı verdiler. Doktor kovit 19 hastalarına uygulanan bir hap vermişti. İlk gün sabah 6 tane, akşam 6 tane; sonraki günler sabah üç, akşam üç tane alıyorsun. (Ben 6 diyorum ama kızım bunun 8 adet olduğunu söyledi) Ancak ben bu hapı sadece iki gün yedim. İlaç mümessili olan kızım görüştüğü doktorlardan sürekli bilgi alıyordu. Doktorlardan biri bu hapın kalbe zarar verdiğini söylemiş. Bu yüzden hapı kestik. Sonradan öğrendik ki bu hap kalp rahatsızlığı olanlar için tehlikeliymiş. Bunu öğrendiğimizde benim karantina sürem sona ermişti. 
    Kullandığım diğer ilaçların adını bilmiyorum. Ancak bana her gün takviye edici vitamin verdiler, içecek hazırladılar. İki hafta sonra da çok şükür sağlığıma kavuştum. Korona Destek Hattı ile yaptığım telefon görüşmesinde kendimi iyi hissettiğimi söyleyince “Tekrar test yapmaya gerek yok. Karantina süren bitmiş” dediler.
    Hastalığa nasıl yakalandım?
    Kayınbiraderimin işi için on gün içinde birkaç defa tapu dairesine ve bazı resmi kurumlara gittik. Hiçbir zaman maskesiz sokağa çıkmadım. Ancak banko arkasındaki görevlilere sesimi daha iyi duyurabilmek için 1-2 kere maskemi kısa süreliğine çeneme indirmiştim. Ancak şüphelerimiz buradan değil.
    Bizim kızların aynı binada oturan bir arkadaşları var. Bu kız bir hastanede çalışıyor. Bizimkilerle hayli samimi, evin adamı gibi girip çıkıyor. Biz orada iken de birkaç defa geldi. Aklımıza bir kötülük gelmediği için ne o kız ne de biz evde maske takmadık. Bu yüzden şüphemiz bu noktada yoğunlaştı. Zaten benden 2-3 gün sonra onun testi de pozitif çıktı. Lâkin hastalık onu etkilemedi. Rapor alıp evde kaldı ve normal hayatına devam etti.
    Biliyorum, koronavirüsü ciddiye aldığınızı söyleyeceksiniz ama ben yine de tedbirleri hiç gevşetmeden sürdürmenizi tavsiye edeceğim. Kimsenin bu hastalığa yakalanarak tecrübe kazanmasını istemem. Şunu da hatırlatmadan geçemeyeceğim. Bu hastalığın her insanda, her bünyede etkisi aynı olmuyor. Aman dikkat!
    Hepinize sağlık ve afiyetler diliyorum.