Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Hasan ÖZDEMİR


NELER OLUYOR BİZE

NELER OLUYOR BİZE


Güzelim cennet vatanımızda sular bir türlü durulmuyor. İçerde ve dışarda ülkenmizin ilerlemesine çomak sokan birileri bulunuyor ne yazık ki. Hepimizi ilgilendiren konular da bile biraraya gelemiyoruz.
Hukuk hepimize lazım değil mi?Yargıya güvenmekten başka da çaremiz yok. Ama adil, şeffaf, hızlı, yeni mağdurlar yaratmayan bir yargıya...

Buna her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var.Yoksa bugünleri de arar duruma geliriz...
Türkiye gündemi 19.Milli Eğitim Şura’sında alınan kararlarla birdenbire değişiverdi. Tam net değil ama okullarda zorunlu olarak okutulması planlanıyor galiba. Her şeyden önce Osmanlıca diye bir dilin varlığını ben de kabul etmiyorum.
Almanlar Almanca, Fransızlar Fransızca, Araplar Arapça konuşuyorlar ve yazıyorlar. Osmanlıca denilen aslında Türkçedir, Osmanlı Türkçesidir.

İçinde Arapça, Farsça gibi dillerden geçen birçok kelime vardır. Tıpkı bu gün kullandığımız Türkçe gibi. Farkı, Arap Alfabesiyle yazılmasıdır. Zaten 1928 yılına kadar eserler çoğunlukla Arap alfabesiyle yazılmıştır. Atatürk’ün yazmış olduğu Nutuk da öyle. Ama Osmanlı Türkçesi Arap Alfabesi de değildir. Türk Fonetiğine uygun olması için Arap Alfabesinde olmayan birkaç harfin daha eklenmiştir. Ve kesinlikle Arapçada ki kurallara göre de okunmaz. Bu dili gerçekten hakkıyla öğrenebilmeniz için biraz Arapça biraz Farsça bilmeniz gerekmektedir. Ve en önemlisi de Türkçeyi iyi bilmeniz gerekmektedir. İşte bu yüzdendir herkes okur ama yazamaz oluşu. Haa bu arada Arapça ve Farsça bilmeyen biri, doğru okuma yapamaz. Osmanlı alfabesi 31 harften oluşur. Ancak kelimelerin başında, ortasına ve sonunda yazılışları farklılaştığından harf sayısı 93’e çıkar.

Geçmişi bilmekten, geçmişi öğrenmekten bu kadar korkmamalıyız. Tartışabilmeliyiz.  Bana göre evet Osmanlı Türkçesini bilmek iyidir, ama herkesin öğrenmesine de gerek yoktur. İlgisi olanlar buna yönelebilirler. Hele hele okullarda zorunlu ders olarak okutulması tam anlamıyla mümkün değildir. Eski Türkçe seçmeli ders olarak zaten liselerde okutulmaktadır. Daha doğru dürüst Türkçeyi bile konuşamazken,yazamazken halkın benimsemediği derleme bir yazı dili olan Osmanlı
Türkçesi için bu kadar fırtına koparmanın, herşeye karşı olmanın anlamı yoktur. Bir kaç yıl önce Halk Eğitim Merkezi Müdür yardımcısı ve Edebiyat Öğretmeni Selim Eroğlu, Halk Eğitim Merkezi aracılığı ile bu kursu açmıştı. İlgi çok azdı.

Sadece açık öğretimde okuyan öğrenciler derslerine takviye olarak bu kursu almışlardı. Öğrenilse iyi olur mu? Bana göre olabilir.
Zorunlu değil ama isteğe bağlı olarak Osmanlı Türkçesinin okutulmasının en azından geçmişi öğrenebilme adına faydalı olacağı kanaatindeyim.
Yarınımızın bugünden güzel olması dileğimle, kalın sağlıcakla…