Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Seyfi GÜNAÇTI


ÖĞRETİM YILI BAŞLARKEN


2017-2018 Eğitim ve Öğretim Yılı 18 Eylül Pazartesi günü bütün yurt genelindeki okullarda yapılan törenlerle başladı. Yeni öğretim yılının öğrencilerimize, öğretmenlerimize, velilere ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
İki hafta önceki yazımda, ?Öğretmenlerin semineri başladı, okullar şenlendi? demiştim. Şimdi ise sadece okullar değil, sokaklar, caddeler ve bütün ülke şenlendi. Çünkü öğrenciler okullarına, okullar da yavrularına kavuştu. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizle buluştuk, hasret giderdik.
?Okullar, ülkelerin en başta gelen kurumlarıdır? desek acaba malûmu ilân mı etmiş oluruz? Vaktiyle bir Milli Eğitim Bakanı, ?Şu okullar olmasa Milli Eğitimi ne güzel idare ederdim? buyurmuş!. Bakanın ciddi olmadığını ve bunu bir lâtife olsun diye söylediğini düşünüyorum. Yoksa bir Milli Eğitim Bakanı´nın, okulların önemini kavrayamamış olması muhaldir. Ancak bir başka açıdan bakacak olursak, bu söz bile okulların önemini anlatıyor.
Okulsuz, öğrencisiz bir milli bayram düşünebiliyor musunuz?
Şimdiye kadar ben görmedim. Hatta okulların tatilde olduğu döneme rastlayan 30 Ağustos Zafer Bayramı bile öğrencisiz kutlanmıyor. Kutlama Komitesi okullardan, askeri terimle söyleyelim, bir manga öğrenci istiyor. Okul yöneticileri de özel gayretlerle tatile gitmemiş öğrencilere haber salıyorlar. Bu bakımdan diyebilir ki, okullar eğitimin temel kurumları, öğrenciler de bu kurumların süsüdür. (Her zaman olduğu gibi ?istisnalar hariç? diyoruz.)
Düşünüyorum da, üç aylık yaz tatili boyunca karşılaştığım öğrenci sayısı iki elin parmaklarını geçmez. Ama bir bakıyorsunuz okulun açıldığı ilk gün sokaklar ve okulların bahçesi öğrencilerin cıvıltıları ile dolmuş. Bütün bir yaz boyu göremediğiniz bu öğrenciler neredeydiler? İşte okul böyle bir toplayıcı, birleştirici.
Tabii bu arada farklı amaçlarla bir araya gelmiş kızlı erkekli guruplara da rastlamıyor değilsiniz. İlk gün ben de farklı gördüğüm bir guruba rastladım. Bir bölümü yolun kenarına diğerleri ayakta 3 kız ve 4 erkekten oluşan bir gruba rastladım. Kızların ikisinin sırtında çantalarının olması, öğrenci olduklarını işaret ediyordu. Fakat erkeklerde öğrenci kispeti göremedim. Ayrıca uçuk kaçık bir halleri vardı.
Gerçi şimdi kılık kıyafet o seviyeye düştü ki, baktığında kim öğrenci, kim değil fark edilmiyor. Okulların başarısını sadece sayısal verilerle ölçen milli eğitim yetkililerinin bu konuda da beyin fırtınası yapmalarını öneriyorum. Bence edep ve saygıdan yoksun bir öğretimle gelen sayısal veriler, ilerlemeye ve ülke huzuruna katkı sağlamaz.
Geçen hafta Diyanet İşleri Başkanlığı Cuma hutbelerini eğitim konusuna ayırmış. İyi de etmiş. Bütün camilerde aynı hutbe okundu. Tabii bu kurumda da istisnalar olduğunu söylemeliyim. Çünkü bazı imamlarımız, hangi düşünce ile olduğunu bilmiyorum, hutbelerin Türkçe öğüt kısmını okumuyorlar.
Eğitim demişken, İslâm´ın ilk emrinin ?oku? olduğunu hatırlatmak istiyorum. Buna, Allah(CC)´ın insanoğluna ilk emri de diyebiliriz. Çünkü ilk insan Hz. Adem´e de ilim verilmiştir. Bakara Suresi 31. Ayette ?Allah, Adem´e bütün varlıkların isimlerini öğretti? buyrulmaktadır. Yani ilk insana ilk eğitim bizzat Allah(cc) tarafından verilmiştir.
Öğretmenlik kutsal ve değerli bir meslektir. Çünkü Peygamber Efendimiz bir hadislerinde ?Şüphe yok ki ben de bir öğretmen, bir öğretici olarak gönderildim? diye buyurmuştur. İslâm´ın esaslarını ve Kuran-ı Kerim ayetlerini Müslümanlara o öğretmiştir. Bu bakımdan, ´Öğretmenlik, peygamber mesleğidir´ diyoruz.
Ne mutlu bu mesleğin mensuplarına ve ne mutlu bu kutsal mesleğin öncülerine öğrenci olanlara?