Biliyoruz ki insanlar her yaşta öğrenme çabası ile büyürler. Bu öğrenme ortamının sağlandığı en etkili yerlerinden biri okullardır. Okullar sadece dört duvardan oluşmayan, bir neslin her alanda yetiştiği ve içinde kıymetli hazinelerin yer aldığı ortamlardır. Bu yazımda sizlere bu kıymetli hazinelerden biri olan öğretmenlik mesleğinden, öğretmen olma deneyimimden kısaca bu hazinenin anahtarının elime verildiği ilk zamandan bahsetmek istiyorum. Öğretmenlik, insanlara göre en kolay mesleklerden birisidir. Oysa bu meslek fedakarlıkların, zorlukların, emeklerin olduğu ölümsüz bir meslektir. Bu mesleğe adım attığınızda hayatınız boyunca sadece okullarda değil her yerde öğretmensiniz. Aylarca sınava çalışıp sonunda emeklerinin karşılığını alan atanmış öğretmen, bu mesleğe yıllarını vermiş ve bununla gurur duyan emekli öğretmen, özel bir günde "hocam söze siz başlar mısınız?" denilen değerli öğretmen hatta öldükten sonra da arkasından bize çok şey öğretti onun hakkını ödeyemeyiz dediğimiz rahmetli öğretmen... Bazen 2.ailemiz bazen en yakın dostumuz bazen sırdaşımızdır. Bir nesli her alanda yetiştiren saklı bir hazinedir. Hayatımızda iz bırakan, geleceğin aydınlatıcısı, geleceğin mimarıdır. Bizim hayatımızı yönlendiren, yanlışlarımızı doğruya çeviren, bize yol gösteren, bize hem bilgiyi hem hayatı, hem iyi insan olmayı öğreten onlar değil midir? Öğretmenler en güzel sözlerin bile ifade edemeyeceği en özel insanlardır.
Hayatım boyunca hayalini kurduğum ve geriye kalan yıllarımı adayacağım bu mesleğe 16 yıllık öğrencilik hayatımdan sonra ulaşabilmiştim. Artık bir öğrenci değil öğretmen adayı olarak girmiştim bir okulun kapısından. Hayatımın en güzel anılarından birisiydi. İsmini duyunca hiçbir duygu hissetmediğim fakat kapısından adım attığım anda beni heyecana boğan Tülay Başaran Anadolu Lisesi... Stajın ilk günüydü. Heyecandan yerimde duramıyor ve iki cümleyi bile bir araya getiremiyordum. Öncelikle okul müdürüyle tanışma fırsatımız oldu. Kendisi bir şeyler anlatmayı çok seven, bizi görünce mutlu olduğu gözlerinden okunan, etrafa pozitif enerji yayan, bu meslekle kendini bütünleştirmiş neşeli bir adamdı. Ardından bize staj sürecinde yardımcı olacak ve öğretmenliği örneklerle gösterecek Selim hocayla tanışmıştık. İlk gördüğümde arkası dönük bir şekilde nöbet yerinde yürüyordu. Bu ilk izlenimimde onun sert bir öğretmen olduğunu ve staj sürecinde zorlanacağımı düşünmüş ve hafiften korkmuştum. Daha sonra yanına yaklaştık ve kendimizi tanıttık. Hayatımda beni yanıltan ilk önyargılarımdan birini burada yaşadığımı hissettim. Anında tüm duygularım değişmişti. Selim hoca çok sıcakkanlı, çok iyi bir öğretmendi. Tanışma faslını atlatmıştık. Bize bir şeyler öğretmek için hazırdı. Ondan ilk öğrendiğimiz şey denk geldiğimiz nöbetçi öğretmen faslıydı. O gün Selim hoca nöbetçi öğretmendi. Anında nöbet yerinden, nöbet kurallarından bunun yanı sıra öğretmenlerin bilmesi gereken birkaç püf noktadan bahsetti. Onunla beraber ilk dersimize 11A' nın sınıfına girmiştik. Bizi gören öğrencilerin yüzlerinde küçük bir şaşkınlık ve mutluluk vardı. Kendimizi kısaca tanıttıktan ve onların merak ettiği soruları cevapladıktan sonra derse başladık. Mustafa Kutlu ve Cengiz Aytmatov adlı yazarların kitapları okunuyordu. Ben Çorumlu olduğum için Selim hocamız Çorumlu bir yazar olan Osman Çeviksoy'dan bahsetti. Onun sayesinde kendi memleketimden bir yazarı tanımış oldum. Aynı sınıfın 2.dersine de girdik. Selim hoca bizi anında öğretmenlik mesleğinin tam ortasına koymuştu. Onun sayesinde kendimi öğretmen adayı değil bizzat öğretmen olarak hissetmiştim. Yaşadığım bu güzel duyguyu hiçbir kelime ifade etmeme yetmiyor. Daha sonra 3 ayrı sınıfın daha dersine girmiş, kendimizi tanıtmış, öğrencilerle kaynaşmış ve stajın ilk gününü en güzel şekilde tamamlamıştık. Haftalar birbirini kovalıyor biz bu zamanın içinde kayboluyorduk. Bu meslek tahmin ettiğimden, hayal kurduğumdan çok daha güzeldi. Zorluklarını da bizzat içindeyken görmüş ama hiç korkmamıştım. Hayat şartları bu kadar zor olmasa haftanın 6 saati değil her saati orda olurdum. Bu zor süreçte Selim hocaya denk gelmek ayrı bir şanstı. Bu süreci güzel atlatmamız için elinden gelen her şeyi yaptı. Bazı öğretmenlerin gelmediği gün nöbetçi öğretmen olduğumuz için boş derslere girmek zorunda kalmıştık. Selim hocamız görev dağılımı yapmıştı. Kendi isteğimin de etkisiyle yeni bir sınıfa giden kişi ben oldum. Sürekli farklı öğrencilerle tanışıyor yeni yeni heyecanlar yaşıyordum. Sorumluluklardan korkan bir insan olmama rağmen yeni görevler için hazırda bekliyordum. Bu okul gerçekten huzurlu bir okuldu. Öğretmenlerine ve bizlere karşı çok saygılı ve başarıyı ön planda tutan öğrencilerden oluşuyordu. Bu durum bizim için bir şanstı. İlk defa ders anlattığımda beni heyecanla dinleyen 12C öğrencilerini görünce yaşadığım mutluluğu hayatım boyunca saklayacağım. Bu süreçte sınavlarda gözetmenlik de yapmıştım. Bu durumun da ayrı bir güzelliği ve stresi vardı. Ayrıca 10 Kasım tarihinde okulun davetli olduğu bir etkinliğe Selim hoca bizi de götürmüştü. Hiçbir zaman verilen görevlerden, davetlerden bizi ayırt etmedi. "Öğretmenlik sadece ders anlatmak değildir" diyerek bizi her alana bizzat katıp her konuda bilgilendirdi. Onun sayesinde çok yıpranacağımız bu süreci keyifli bir şekilde tamamlamıştık. Artık bir okula öğretmen olarak gittiğimde yapmam gerekenleri biliyordum. Bu sürece Tülay Başaran Anadolu Lisesi'nde devam etmeyi çok istesem de bu pek mümkün değildi. Çünkü biz kendi isteklerimiz doğrultusunda değil bizden istenilen şekilde süreci tamamlamak zorundaydık.
Hayatımın boyunca unutmayacağım ve içinde güzel anılarımın, hoca hanım diye bağıran cıvıl cıvıl seslerin, parlayan gözlerin, gizli hazinelerin yer aldığı bu okuldan ayrılık vakti gelmişti. Öğrendiğim en güzel şey öğretmenliğin saygı duyulması gereken zor ama çok değerli bir meslek oluşuydu. Bu süreçte yaşadığım heyecanları ve bize çok şey öğreten, hep yanımızda olan Selim hocamı atandığımda tüm öğrencilerime anlatmak için şimdiden sabırsızlanıyorum. Öğrettiği her şey için ve bize karşı ilk günden beri hissettirdiği değer için ona teşekkürlerimi sunuyor, hayatlarını adadıkları bu mesleğin hakkını gerçekten vermeye çalışan tüm öğretmenlerimizin önünde saygıyla eğiliyorum.
MERYEM BOSTANCI / 25 Ocak 2023
Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma
