Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Nazmi KILIÇ


ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU ( 3 )

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU ( 3 )


      Bu haliyle yasalaşan kanun öğretmenlerin beklentilerini karşılayamadığı, birçok hususun göz ardı edildiği görülmektedir. Uzun yıllar gündemde tutup bu halde yasalaşan kanun “Kervan yolda düzülür” mantığından hareketle uygulamaya koymak öğretmenleri hesaba katmamak anlamı taşımaktadır. Bu sebeptendir ki öğretmenleri mutlu etmekten daha umutsuzluğa sürüklemesine sebep olacaktır.
    Bu kanunda öğretmenin nasıl yetiştirilip ve nasıl istihdam edileceği belirlenmesi gerekirdi. Bu mesleğe seçileceklerin hangi yıllarda seçileceği, hangi programların uygulanacağı, hangi oklarda nasıl yetiştirileceği, yetiştirilme sonucunda istihdam şeklinin nasıl olacağı konusunun açıklığa kavuşması beklenirdi. 
    Zorunlu hizmet bölgelerinde çalışan öğretmenlere teşvik uygulamasının getirilmediği görülmektedir. Seksenli yılların sonlarında, doksanlı yılların başlarında doğu ve güneydoğu illerine atanan öğretmen bir yıl geçmeden kaçmanın yollarını arıyorlardı. En sonunda uygun bir kılıf bulup kaçıyorlardı. Daha sonra uygulamaya konan tazminatlar öğretmenlerin dört yıl hizmetten sonra ikinci dört yıl daha bu hakkın kullandığına şahit olduk. Hatta ayrılırken aldıkları toplu para ile birçok meslektaşımız ev veya araba sahibi olmuşlardı. Bu durum dikkate alınarak tekrar görev zorluğu olan ve öğretmen sıkıntısı yaşanan iller belirlenerek teşvik uygulaması getirilmelidir.
    En önemli eksikliklerden birisi objektif kriterlere haiz ödül sisteminin olmayışıdır. Bir zamanlar ödül çalışan kişiye özel gayret ve başarılarından dolayı verilirdi. Şimdilerde ise ihtiyaç sahibi eş, dost ve ahbaplara verilir oldu. Kişiler ödül almak için formlar dolduruyor, evraklar düzenliyor ben bunları yaptım lütfen ödül verir misin mantığı bana çok saçma geldi.     Bu yüzden ne form dolduruyorum, ne de ödül alabiliyorum. Ödüller kurum amirlerince başarılı görülen gayretli kişilere verilmelidir. Bu ben senin ne yaptığını bilemiyorum, ne yaptığınla ilgili bana evrak getir sana ödül vereyim mantığını hiçbir yere otuturtamıyorum.
    Son yıllarda eğitimle alakalı şikâyetlerimizin tek sebebi liyakat temelli yönetici atama sistemimizi yasal zemine oturtamadık. Benim adamım değil diyerek bir gece çıkardığımız yasa ile yetmiş bin yetişmiş idarecimizin görevine son verdik. Bu yetişen tecrübeli insanların yerine benim adamım olsun diyerek sendika üyeliğine göre idareci belirledik. Evet, idareciliğin okulu yok ama öteden beri biriken tecrübelerin çok önemi var.     Bir gecede yetmiş bin idareciyi kapıya koymanın faturası yıllar sonra ortaya çıkacaktır. Liyakatli ve adil yöneticilere çok ihtiyaç vardır.
    Eğitimcilere yönelik şiddete karşı hiçbir tedbirin alınmamış olması öğretmenleri hayal kırıklığına uğratan başka bir eksikliktir. Son zamanlarda öğretmenlere yönelik şiddetin arttığı, asılsız şikâyetlerle devletin kurumlarının kapısının aşındırıldığı gözlenmektedir. Buna karşın öğretmenin hiçbir talebi kabul görmemektedir. Öğretmenin itibarı devletin itibarıdır. Bunu da koruyacak ve dikkate alacak yine devlettir. Diğer kamu görevlilerinin itibarı dikkate alınıyor da, öğretmenin itibarının neden düşülmediğini elbette merak edilir. 
    Ek ders ücretlerinde gerekli düzenleme yapılmamıştır. Nöbet görevlerinde ve angarya görevlerinde gerekli düzenlemelere hiç değinilmemiştir. Maaş karşılığı ders saatlerinde adaletsizlik söz konusudur. Özellikle sınıf öğretmenlerinin kayıpları telefi edilmemiştir.
Atama ve tayin süreçlerine belirli bir düzenleme, belirli bir standart getirilmemiştir. Çalışan eşlerin aile bütünlüğünü sağlayacak kalıcı çözümlere ihtiyaç vardır. İl içi yer değiştirmelerde sıra tayinleri uygulamasına tekrar dönülmelidir. Yıllardır ücra köylerde çalışan öğretmenlerimiz varken çarpık uygulamalar sayesinde birkaç yıllık öğretmenler merkezlerde çalışıyorlar.
    Velhasıl, öğretmenlerin muhatap olduğu süreç ve uygulamaların bir çatı altında toplanmadığı bir kanun Öğretmen Meslek Kanunu olamaz. Doğal olarak da eğitim kamuoyunun ve öğretmenlerimizin beklentisini karşılamaktan uzak olduğunu üzülerek görmekteyiz. Sendikamız Türk Eğitim Sen bu sebeplerden dolayı öğretmenlerin beklentilerini ve ihtiyaçlarını karşılamayan bu Öğretmenlik Meslek Kanunu verdiği sözün gereğini yerine getirerek yargıya taşıyacaktır.  
( DEVAMI GELECEK HAFTAYA )