Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Öğütler ve Haklar


Bir kimseye yanlış yapmaması ve doğruyu bulması için söylenen söze öğüt veya nasihat diyoruz.<


İnsan kendisine nasihat edilmesini ister mi?

Çoğu kimse bundan hoşlanmaz. Hatta kendisini uyaran kişiye ?Senin nasihatine ihtiyacım yok? der. Nadir de olsa nasihat isteyenler bulunur. ?Ne yapacağımı bilmiyorum. Sen bana bu konuda bir şey söyle, bir akıl ver? diyenler olur.


Halbuki nasihat kişinin iyiliği içindir. ?Büyük sözü dinle? özdeyişi bunu doğrular. Peygamberimiz (SAS)´in bir hadisine göre Müslüman´ın Müslüman üzerindeki 6 hakkından biri de ?Nasihat isterse nasihat etmek?tir.


Allahu Tealâ Kuran-ı Kerim´de bize hep nasihat eder. Bazen bunu bir aracı ile yapar. Bu konuda en bilineni Lokman´ın oğluna yaptığı öğütlerdir. Aslında bu öğütler bütün Müslümanlaradır. Bir bakıma ?Kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit? anlamındadır.


Hz. Lokman dendiğinde onu bir sıfatı ile hatırlarız: Lokman Hekim. Ona hekim sıfatını verenler, ?Hz. Lokman zahiri ve batınî hekimlerin piridir? derler. Ona ´Lokman Hakîm´ diyenler de vardır. Böyle diyenler onu, ?Allah tarafından kendisine ilim ve hikmet verilen veli? diye tanımlamışlardır. (Dini Terimler Sözlüğü, C:1, sayfa: 322) Sanırım doğrusu da budur.


Ona ´Hakîm´ sıfatını verenler bunu Lokman Suresi 12. ayette geçen ?Muhakkak ki biz Lokman´a hikmet verdik ve ´sana verilen hikmet nimetine şükret´ dedik? ifadesine dayandırmaktadırlar.

Kuran-ı Kerim´deki 31.sure onun adıyla anılır: Lokman Suresi.

Lokman adı Kuran´da iki yerde geçer: Lokman Suresi 12. ve 13. ayetler.


Onun bir peygamber olduğunu söyleyenler vardır. Fakat İslâm bilginleri onu Kuran-ı Kerim´de adı geçen 25 peygamber arasında saymazlar.


Lokman üç kere ´yavrum´ ve ´oğlum´ diyerek oğluna öğüt verir:

?Hani Lokman oğluna öğüt vererek şöyle demişti: ´Yavrum! Allah´a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak (şirk) büyük bir zulümdür´ demişti.? (Lokman 13)

Lokman´ın öğütleri 16-19. ayetler arasındadır. Bunlardan 17.ayette geçen öğütleri, bir özet olması açısından buraya alıyoruz:


?Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret, kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş şeylerdir.?


* * *

Öğüt güzel de bazıları bu öğütlere kulak asmıyor. Bu konuda şahit olduğum iki durumu sizinle paylaşmak istiyorum.

Ramazan´da bir arkadaşla Kocaman´a iftar davetine gittik. Yatsı namazına yakın Terme´ye dönerken ?Bu akşam da teravih namazını şu camide kılalım? dedik. Cami çevresinde aracımızı park edecek yer ararken caminin hemen karşısında boş bir yer bulduk. Yaklaşınca gördük ki, orası boş değilmiş! Çay ocağı tarafından işgal edilmiş.


İşyeri sahibi dükkânına gelene çay veriyor. İyi, güzel. Dükkanın önündeki kaldırıma da sehpalar ve oturaklar koymuş, insanlar çay içiyor. İyi değil ama ona da eyvallah dedik. Bu da yetmemiş, caddeye de iki otomobil sığacak kadar bir bölüme sehpaları dizmiş, etrafına da oturakları koymuş. Vatandaşlar keyifle çaylarını yudumluyor! Biz de boş sandığımız caddeye haliyle aracımızı bırakamadık. Yanımdaki arkadaş bir şeyler söylendi, ben de bir iki kelâm ettim.


Şunu merak ediyorum:


Bu çay ocağı sahibi, (Kaldırımı geçtim) çay ocağının bahçesi olarak kullandığı cadde için kira ödemekte midir? Caddeyi, çay ocağının bahçesi olarak kullanmakla kul hakkı´na girmiş midir?


İkinci olaya yer kalmadı. Kısmetse o da gelecek haftalara?


İyi haftalar.