Bugün, 28 Mart 2024 Perşembe

Ahmet SEZGİN


OKUYUCULARIMIZLA BİR MUHABBET


27 yıldır Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni ve eğitimci olarak gül yürekli, şahsiyetli, kimlik ve sorumluluk sahibi, dürüst, azimli, cesur, sabırlı, vatansever, edepli, erdemli, merhametli, düşünen, sorgulayan, üreten, derdi olan ve dert çözmeye çalışan insan yetiştirmeye çalışıyorum.
30 yıldır da şiir, deneme, araştırma, inceleme, eleştiri, biyografi, hatıra, hikâye türünde yazmaya gayret ediyorum. Bizim amacımız Allah için insanları, toplumu aydınlatmak, insanlarda okuma, araştırma, analitik düşünme, sorgulama, seviyeli eleştirme, dil ve edebiyat zevki bilinciyle iyiden, doğrudan, haktan ve güzellikten yana partiler, grup ve meşrepler üstü millî ve evrensel bir duyarlık kazandırmaktır.
Her zaman inandığım, çilesini çektiğim şeyleri yazmaya, söylemeye çalıştım. Fikir yobazı, ideoloji bağnazı olmadım. N.Fazıl´ın dediği gibi "Fikrin ne fahişesi oldum ne de zamparası." Omurgasızlıktan, ilkesizlikten, her dönemin adamı olmaktan, birilerine yaranmak için konuşup yazmaktan nefret ediyorum.
Ham kaba softa da değilim. Modernist de, entel de. Değişmez sabiteler ve hakikatlerle, ilim ve irfanla, aklıselim ve kalbiselimle geçmişi, ülkemizi, dünyayı, çağı, kâinatı anlamaya, sorgulamaya, dertleri teşhis edip çözüm yolları bulmaya gayret eden bir Müslüman Türküm elhamdülillah. Bu anlamda tarafım. Yani iyinin, doğrunun, hakikatin, güzelin, hakkın, adaletin, barışın, vahdetin, erdemin, ahlakın, şuurun tarafındayım. Dilimin, dinimin, bayrağımın, marşımın, vatanımın ve hakiki insanlığın tarafındayım. Antikapitalist, antikomünist, antiemperyalist, antifaşist, anti Türkçü ve anti Kürtçüyüm. Bütün insanların insan ve Âdemce; bütün müminlerin de inanç yönüyle kardeş olduğuna inanıyorum.
Aydınlatmadan aydın olmaya kalkışan yarı aydın züppelerden nefret ederim. "İdrakimize giydirilen ideoloji gömlekleri"yle düşünmemeye çalışıyorum. Kendi kültür, düşünce ve medeniyet havuzumuzdan beslenmeye ama Mevlana´nın benzetişiyle "pergel" gibi olmaya gayret ediyorum. Bir ayağımız kendi inanç, kültür ve değerlerimizde sabit, diğer tarafıyla da dünyada iyi, güzel, doğru ne varsa araştırıp almaya çalışıyorum. İnsan ve kâinat kitabından, hayattan daha çok öğreneceğim şeyler var. Sürekli olarak okuma, düşünme, araştırma, hazmettiklerimi, içselleştirdiklerimi yazma, söyleme çabasındayım. "Kültürden irfana" yani ?aşk medeniyetine yolculuk? yapmaya çalışıyorum.
Hakk´ın ve bizi hayırla anacak gül yürekli insanların gönlüne girmek en büyük muradımızdır. Bu kubbede, fani dünyada gönüllerde "hoş seda" bırakabilirsek, hakikatin anlaşılmasına, güzelliğe, iyiliğe, sağduyuyla düşünmeye, kalbiselimle hissetmeye, bilinçli okumaya, hakiki kardeşliğe, sevgiye, hoşgörüye, edebe, sorumluluğa, azim, sabır, şükür ve hayra vesile olabiliyorsak ne mutlu bize! Doğrular ve güzellikler; hak ve hakikate, yanlış ve çirkinlikler ise bize aittir. Adıyla okuyup yazmayı, akıl ve gönül verip düşünmeyi, hissetmeyi öğretene hamdüsenalar olsun. Bizi bilip bize hayır dua kılanlara selam olsun.
Çok az sayıdaki bilinçli okuyucularımızın ilgi ve duyarlılıkları, bize çok büyük bir memnuniyet vermekte, bizlerin yazma şevk ve sorumluğunu da artırmaktadır. Okuma özürlü bir toplumda yazılarımızı okuma zahmetinde bulunan, görüşlerini belirten çok az sayıdaki duyarlı ve bilinçli kardeşlerimi yürekten tebrik ediyorum.
Mehmet Akif´in dediği gibi "Ağlarım, ağlatamam, hissederim, söyleyemem/ Dili yok kalbimin, bundan ne kadar bizarım!
Bilinçli okuyup düşünen, hisseden, muhasebe yaparak yaşayan gül yürekli insanlara selam dua ve muhabbetlerimle...