Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Önce eğitim, her yerde eğitim

Önce eğitim, her yerde eğitim


Terme Bilgi Gazetesi’nin 22.12.2021 tarihli sayısında “Zabıtaya Ceza Yetkisi” başlıklı bir haber okumuştum. Konuya değinmek bugün kısmet oldu.

Buna göre zabıta, “Kaldırımlara ve otobüs duraklarına park eden araçlara” ceza kesebilecekmiş. Hatta araçların kaldırılmaması halinde aracı otoparka çekme yetkisi bile varmış.

Hazır zabıtanın yetkileri artırılmışken, cadde ve sokakların esnaf tarafından kanunsuz işgalinin önlenmesi için de zabıtaya yetki verilmesini öneriyorum!

Hani, aracınızı 2-3 dakikalığına bırakıp fırından ekmek, bakkaldan su, manavdan üzüm alacak yahut bir ödemede bulunacaksınız ya; cadde ve sokaklar huni, tabela, sandık, beton dökülmüş kova vb engellerle işgal edildiği için arabanızı kenara çekip alışverişinizi yapamıyorsunuz.

Cadde ve sokakların 5326 sayılı ‘Kabahatler Kanunu’na göre bu şekilde işgal edilmesinin yasak olduğunu duymuştum. Kanuna baktım, 38.madde bu konuyu düzenliyor. Bu işgalin önlenmesi için de zabıtaya yetki verilse(!) iyi olur diyorum.

“Zaten zabıtanın böyle bir yetkisi var” mı dediniz?

İyi de bu kanunsuz işgaller niçin önlenemiyor?

Ben bugüne kadar bu suçu işleyen hiçbir esnafın ceza ödediğini duymadım. Bir yetkili çıkıp da “Biz filan yılda bu işgal suçunu işleyen şu sayıda esnafa ceza kestik” demesin, “Şu kadar ceza tahsil ettik” desin. Çünkü aldığım bilgilere göre ceza kesiliyor ama tahsilâtın takibi yapılmıyor. Yani suçu işleyenin yanına kâr kalıyor!

Buradan esnafa karşı bir tavrımızın olduğu sanılmasın. Esnafımız olmasa biz ne yaparız? Ancak herkesin kanunlara ve nizamlara uymasını istemek, daha doğrusu huzurlu içinde yaşamak da vatandaşın hakkı, bunu sağlamak da yetkililerin görevidir.

Biz esnafla aynı ortamı paylaşıyoruz. Onlar hayatın gerçeği, bir yerleşim yeri için “olmazsa olmaz”ı. Elbet onların haklarının korunması, rahat hizmet vermelerinin de sağlanması gerekir. Ancak esnaf da haklarını iyi bilmeli, “Arabanı buraya bırakma. İş yerimin önünü kapatıyor” saplantısından kurtulmalıdır. Bu bir saplantıdır, çünkü ben bugüne kadar ‘önünde otomobil var’ diye hiçbir dükkâna girmekten geri durmadım. Herhalde esnaf da öyledir.

Esnaf bu yanlış anlayıştan nasıl kurtulacak?

Bir şehrin cadde ve sokaklarının düzeni belediye tarafından sağlanır. Belediye bu konuyu uygun bir dille esnafa anlatmalıdır. Bu konuda niçin bir seminer düzenlenmesin? Acaba bugüne kadar esnafımız, hakları ve görevleri konusunda bir kursa tabi tutuldu mu? İş yeri açmadan önce, vergi levhası ve benzeri belgeleri tamamlamak dışında bir eğitim aldı mı? Eskiden bu konuları düzenleyen, adaleti sağlayan Esnaf Teşkilâtı AHİLİK vardı. Esnaf bir yanlışlık yapınca önce AHİ Derneği gereğini yapardı. Şimdi o da yok.

Ramazan günü bu konu can sıkıcı görünse de öyle denk geldi, bağışlayın. Çünkü ben bu konuda çok sorunla karşılaştım. Evimin önüne dahi arabamı bırakamaz duruma düştüm.

Vatandaş ‘bir dükkân kiraladım’ diye bütün binayı satın aldığını sanıyor. İş yerinin önüne 2- 2,5 metre boyunda iki profil demir uzatıyor. Bu ne demek? “Buraya araba bırakamazsın.”

Kanunda böyle bir hakkın var mı? Yok! Belediye Nizamnamesi sana böyle bir yetki vermiş mi? Yok! Öyleyse sen suç işliyorsun. Kanunlarda ve yönetmeliklerde olmayan bir yasak koymaya kalkıyorsun. Acaba “Orman Kanunları” dedikleri şey bu mudur?

Adam iş yerinin önünü demir uzatarak tekeline almakla kalmıyor, demirin bir tarafına otomobilini diğer tarafına da kamyonetini yerleştiriyor. Böylece binanın önünü tamamen parselliyor! “Bu binada arabası olan var mı, yok mu?” diye düşünmüyor.

İşte burada belediye devreye girecek, görevini yapacak. Vatandaşı, esnafla karşı karşıya gelmekten kurtaracak.

Bu, sadece Terme’nin değil Türkiye’nin sorunu. Bu sorunu çözmüş bir belediye başkanı görürsem onu tebrik edeceğim.