Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Nazmi KILIÇ


PANDEMİ ÖĞRETMENLİĞİ

PANDEMİ ÖĞRETMENLİĞİ


    Öğretmenlik çok özel ve bir o kadar da zor bir meslek. Çocukların sevgisi olmasa bir gün bile yapılmaz. Sabır ve emek istiyor. Bu dönemde, ekstra daha zorlaştı. Online dersler, kurslar, WhatsApp veli grupları derken yoruluyoruz ama buna rağmen öğretmen yatıyor damgası yiyoruz. Yetmezmiş gibi maaşımız üzerinden vuruluyoruz. Hak ettiğimiz değeri asla görmüyoruz.
Öğretmenin çocuğun başarısı ve iyi olma hali üzerindeki etkisi, dolayısıyla üstlendiği toplumsal rol göz ardı edilemez. Bu rol nedeniyle öğretmenlerin oldukça çeşitli ihtiyaçları karşılamaları bekleniyor. Yeni koronavirüs salgını nedeniyle örgün eğitime ara verilmesi ve uzaktan eğitime hızlı bir geçiş yapılması hem öğretmenlerin öneminin bir kez daha fark edilmesini sağladı, hem de öğretmenlerden beklentilerin çeşitlenmesine neden oldu. Tüm dünyanın ortak sorunu durumuna gelmiş olan yeni tip koronavirüsün yayılmasını yavaşlatmak amacıyla, 14 Nisan 2020 tarihine ait verilere göre, 192 ülkede örgün eğitime tamamen ara verildi. Bu durum dünya genelinde ilköğretim ve ortaöğretim kademelerinde 1,2 milyar öğrenci ile 63 milyon öğretmeni doğrudan etkiledi. Türkiye'de, örgün eğitime 16 Mart 2020 itibarıyla ara verildi ve 23 Mart 2020'de uzaktan eğitime başlandı. Uzaktan eğitim, Eğitim Bilişim Ağı (EBA) ve televizyon kanalları üzerinden yürütülüyor. Bu süreç, öğrenciler, öğretmenler, veliler, karar alıcılar ve uygulayıcılar başta olmak üzere eğitimin tüm paydaşlarını doğrudan etkiliyor. Bu yazıda, koronavirüs koşullarının öğretmenlerden beklentileri ve bununla bağlantılı olarak öğretmenlerin ihtiyaçlarını nasıl etkilediği üzerinde duruluyor.
uzaktan eğitim sürecinde çocukların yalnızca akademik başarılarını değil, psikolojik durumlarını da gözetmeye çalıştığını belirtiyor. Elbette öğretmenler örgün eğitim dönemlerinde de yalnızca akademik başarıya odaklanmazlar; ancak şu anda herkes gibi onlar da birkaç ay öncesine kadar kimsenin aklının ucundan geçmeyen bir durumla karşı karşıyalar. Çocuklar alışık oldukları okul ortamından, öğretmenlerinden ve arkadaşlarından ayrılar; sokağa çıkamıyorlar.  Özel bir önlem alınmadığı sürece salgına ilişkin korku ve kaygı verici her türlü bilgiyi almaya açıklar. Öğretmenlerin bu yeni ortaya çıkan şartlarda öğrencilere –onlarla yüz yüze bile gelmeden– nasıl destek olacaklarını keşfetmeleri ve bu konuda maharetlerini ortaya koymaları gerekiyor.
Öğretmenin örgün eğitim sürerken eğitimi kapsayıcı kılmak için kullandığı araçların, uzaktan eğitim sürecinde geçerliliğini yitirmesi söz konusu olabiliyor. ERG ve Öğretmen Ağı ile deneyimlerini paylaşan öğretmenlerin sözünü ettikleri bir zorluk, bilgisayar ve internet erişiminin kısıtlı olması nedeniyle veya çocukların evde bakımlarını üstlenen kişilerden yeterli desteği alamamaları nedeniyle bazı öğrencilerin eğitime erişememesi. Uzaktan eğitim sürecinde özel gereksinimli çocukların eğitime erişiminin önünde bilgisayar ve internete erişimden bağımsız olarak güçlükler bulunuyor. Bu koşullar, öğretmenlerin yeni yöntemler keşfetmelerini gerektiriyor. Mevcut koşullar öğretmen-veli arasında çocuk odaklı işbirliğinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Bir yandan da, öğretmenlerin dijital araçları etkin biçimde kullanmak için kendi yeterliklerini geliştirmeleri gerekli kılıyor.
Öğretmenler bir nevi öğrencilerin rol modelleri konumundadırlar. Bu açıdan normal dönemde de, pandemi döneminde de gerekli konuma getirilmelidir. Bu dönemi öğretmenlerin sosyal statüsü ve ekonomik kayıpları giderilmelidir. Geleceği şekillendirecek bu sanat erbabının enerjisinin öğrencilere yoğunlaşması sağlanmalıdır. Öğretmenlerin mutlu olması sağlanmalıdır. Öğretmenlerimiz ne kadar mutlu ise toplum da o kadar mutlu olur. Şu gerçeği de görmek gerekir. Öğretmen pandemi döneminde görevini layıkıyla yerine getirmiş ve getirmeye devam etmektedir. Sağlıcakla ve mutlulukla kalın.