Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Seyfi GÜNAÇTI


Pazarlık Usulü


?Ticaret helâl, pazarlık sünnettir? diye biz söz var.

Ticaretin helâl olduğunda herhangi bir şüphe yok. Allah(CC), Nisa Suresi 29. ayetinde şöyle buyuruyor: ?Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda haksız yollarla yemeyin. Ancak kendi rızanızla yaptığınız ticaretle yemeniz helâldir.?

Ticaret varsa, pazarlık da vardır. Pazarlığın sünnet olduğuna dair sözlü hadis bulunmasa da, uygulamalarda pazarlık yapmanın meşru olduğuna dair deliller var.

Pazarlığın da şartları vardır. Bunlardan birincisi; iki kişinin pazarlığı sonuçlanmadan, üçüncü bir kişinin pazarlık yapmamasıdır. Nitekim Peygamberimiz (SAS) bir hadislerinde, ?Müşteri kızıştırmayın. Bir kimse, din kardeşinin pazarlığı üzerine pazarlık yapmasın. Hiç kimse de bir başkasının talip olduğu kadına (´Hayır´ cevabı alınmadıkça) talip olmasın? buyurmuştur. (Buhari, Büyu´ 64, 70).

Hal böyle iken televizyonlarda yayınlanan izdivaç (evlilik) proğramlarını nereye koyacaksınız?

?Bunları sen de mi seyrediyorsun?? derseniz, mecburen seyrediyorum! Yanlış anlaşılmasın, seyretmem için evde kimse alnıma silah dayamıyor. Ama okuldan eve döndüğümde hanımı, bu proğramların karşısında buluyorum. Birinde reklam başlasa, diğer kanalı açıyor. Bunlar bir tane değil ki, sürüsüne bereket!

Ben kendi işlerimle meşgul olsam da konuşulanları duyuyor, kavgaları işitiyorum. Sakin bir ortam arayıp mutfağa kaçsam, kavga sesleri oraya da geliyor. Birkaç sima var ki artık ben de onlara aşina oldum.

Bu proğramlar artık çığırından çıktı. ´Zıvanadan çıktı´ demek de yanlış olmaz. Bazen öyle şeyler konuşuluyor öyle durumlar oluyor ki, seyretmek bir yana, dinlemek bile katlanılmaz hal alıyor. Hanıma, ?Kapat artık şunu!? desem de o, kendini proğrama kaptırdığından beni duymuyor bile!

Aslında bunlar birer tiyatro. Zaten oraya gelenlerin, ücretli eleman olduğunu söyleyenler var. Yeni Asya Gazetesi´nin, ?İzdivaç proğramlarının foyası çıktı? başlıklı haberinde, ?İzdivaç proğramları psikoterapisti Lütfi Kaan Özdemir, ´Evlilik proğramları oyunculuk üzerine kurulu´ dedikten sonra proğramdan istifa ederek gerçekleri anlattı? diyor. (09.02.2016) Sosyolog Erhan Tecim de, evlilik proğramlarına çıkan adayların oyuncu ajanslarından geldiğini söylüyor. (Merhaba Haber, 02.09.2016)

İnancımıza göre de, geleneğimize göre de bir erkeğin talip olduğu kıza-kadına bir başka erkek talip olamaz. Ta ki, onların konusu sonuçlanıp kız tarafı ´hayır´ cevabı verene kadar. Ama televizyondakiler öyle mi?

Bir erkek taliplisi olan kızla görüşürken locadaki bir başka erkek aynı kıza talip olabiliyor. ?Ben Merve´ye aşığım!? diyebiliyor. Ve koltuktaki erkek de hala orada oturabiliyor. Bizim memlekette olsa, cinayet çıkmasa bile çoktan kavga çıkmış olurdu.

İki erkek sanki bir kadın için pazarlık yapıyor. Biri öteye çekiyor, diğeri beriye. Bu durum kızın da hoşuna gidiyor. İşi uzattıkça uzatıyor. Lastik gibi uzatmanın alemi var mı?

Erkeklerden biri kıza soracak;

-Benimle geliyor musun?

Cevap ?evet? ise kızı alıp gidecek.

Cevap ?hayır? ise, kendisi başını alıp gidecek!

Burada proğram yöneticisinin de vebali var. Kavgadan memnun gibi. Talibi gelen kıza bir başka erkek laf mı attı, talip mi oldu, onun ağzının payını vermeli. Kulağını çekmeli!

-Beyefendi! Sen ne dediğinin farkında mısın? Bir erkek bir kızla konuşurken araya girmek, kıza laf atmak delikanlılığa yakışır mı? demeli.

Böyle program yöneticileri kalmadığı gibi memlekette ´delikanlılık´ da kalmamış. Yönetici bir yana, locada da ne delikanlı kalmış, ne de oturaklı hanımefendi.