Bugün, 28 Mart 2024 Perşembe

Zeki ORDU


PEYAMİ SAFA´NIN ROMANI VAR MI?


Nadirattan da olsa televizyonlarda yarışma programları takip ederim. Bu yarışmalardan önünde ?kültür? olanına katılanlar hayli renkli kişiler.

Şairin ?Kâfir ağlar bizim ahvali perişanımıza? mısraı geldi aklıma. Ağlasak mı gülsek mi belli değil.

Daha yarışma koltuğuna oturmadan kendilerini tanıtan yarışmacılar o kadar müstesna vasıflarla mücehhezler ki insan gıpta ediyor. Ülkenin ilim ve kültürde müstesna şahsiyetlerinden en seçilmiş olanları yarışmaya getirmiş sanıyorsunuz.

Ne yalan söyleyeyim diplomamdan bile utandığım olmuştur.


Her şey daha ilk sorular sorulunca tersyüz olmaya başlar. Mesela ?tasvir? kelimesinin anlamını bile seyirciye soran oluyor.


Elbette yarışmada tabiri caizse ipe sapa gelmeyen sorular mevcut. Olsun. Yine de soru sorudur diye düşünüp yarışmacıların dağarcığında neler var anlıyoruz.


Klasik batı müziği ile yabancı müzikleri ihtiva eden sorulara anında cevap verip, atasözleri karşısında huma kuşu gibi düşünenler az çıkmamıştır. Bu da yeni neslin ilgi alanını göstermekte olup edebiyat müfredatı ve edebiyat öğretmenleri ile
bir bağlantısı olduğunu sanmıyorum. Diğer derslerde zaten öğrenemezler.


Son zamanlarda takip ettiğim bir ?kültür? yarışmasında yarışmacı özelliklerini koltuğa oturur oturmaz sayıp döktü. Sonra ona şöyle bir soru soruldu:

Aşağıdaki romanlardan hangisi Peyami Safa´ya ait değildir.
A) Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
B) Fatih Harbiye
C) Yalnızız
D) Huzur

Soru bu.


Yarışmacı biraz yorum yaptıktan sonra ?Dokuzuncu Hariciye Koğuşu ile Huzur? arasında gidip geldiğinden bahsetti. Sonunda yarışmadan çekileceğini bildirdi.


Yani bu hanım hem Peyami Safa´nın eserlerinden haberdar değil, hem de Ahmet Hamdi Tanpınar´ı tanımıyor.


Huzur, bal gibi ?Ben Tanpınar´a aidim? diyor.


Bu hanım bu ülkenin üniversitesinden mezun.


Bu hanım bu ülkenin lisesinden mezun.


Ortaokul ve ilkokulu saymaya lüzum yok. Biz orada bol bol başarı belgesi ile en sonunda bir diploma verip öğrenciyi başımızdan savıyor; hem velinin tasallutundan hem de bize hesap soracak ?diğerlerinden? kurtulmuş oluyoruz.


Sonra ne oluyor?


İsmin ne sorusuna bile ?Şıkları görelim? diyecek kadar ?kültürlü? nesiller yetiştiriyoruz.


Ben bunun müsebbibini sormuyorum. Hatta merak bile etmiyorum. Ve dahi sebebini bilmiyorum.


İyi ki Fen Bilimleri öğretmeniyim.

Yoksa ?kurbağalar hangi lisanla konuşur? diye bir konumuz yok.

Olsaydı öğretirdik.


Buna emin olun.

Neyse ?Bu suyla çok hamur olur.?

O hamurdan ekmek olur mu bilmem.

Olmazsa ?pasta? yesinler.