Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Pozitif Ayrımcılık ve Kulüp Yönetimi


Sözlüklerde ayrımcılık, ?Bir kişiye ya da gruba, belli özelliklerinden dolayı önyargılı davranmak? olarak tanımlanmış. Ayrımcılık, pozitif ya da negatif yönde olabiliyor. Bizim konumuz pozitif ayrımcılık.

Pozitif ayrımcılık; ?Dezavantajlı gruplara mensup bireylere verilen fazladan haklar? dır. Bölgesel İdare ve Yerel Demokrasi sitesi de pozitif ayrımcılığı şöyle tarif etmiş:

?Sosyal, ekonomik ve politik hayatta kadınlar ve engelliler gibi taşıdıkları özellikler sebebiyle dışlanmış azınlıkların, dışlanmışlıklarını azaltmak ve uzun vadede engellemek amacıyla ortaya konulan uygulamalardır.?

Benim bu tanıma itirazım var.


Kadınlar neden ´dışlanmış azınlık´ oluyormuş. Onlar ne dışlanmışlardır ne de azınlıktırlar. O anlayış cahiliye döneminde kalmıştır veya cahiliye döneminin kalıntılarıdır. Biz, ?Cennet, anaların ayaklarının altındadır? diyen bir
Peygamberin ümmetiyiz. Kadınlar bizim için değerlidir. Kadınlar analarımızdır. Kadınlar bacılarımızdır. Kadınlar eşlerimizdir?

Lâkin benim bugünkü konum bu değil.

Ülkemizde pozitif ayrımcılık, en çok kadınlar için isteniyor. Kadınlara pozitif ayrımcılığı en çok dile getirenler de, kadınların erkeklerle eşit olduğunu söyleyip duranlardır. Bu nasıl anlayıştır? Hem ?Kadın erkek eşittir? diyeceksin, hem de kadınlara fazladan haklar isteyeceksin. Madem kadın erkek eşit, neden fazladan hak istiyorsun? Bu erkekler aleyhine bir adaletsizlik olmuyor mu?

Bunu söylerken kadınlara haklar verilmesine karşı değilim.


Gazetede bir haber:


?Kadınlara ayrı otobüse tepki:


Kaldırımları da mı ayıracaksınız?? (Cumhuriyet, 06.01.2018)


Kahramanmaraş´ta, belediyenin sadece kadınların binebileceği iki otobüs tahsis etmesini, X Parti Kadın Kolları Başkanı Füsun Z. yazılı bir açıklama yaparak kınamış.


Bak hele sen!


Kadınlara pozitif ayrımcılık isteyen sen değil miydin?


Belediyenin bu uygulaması, diğer faydalarını bir yana bıraksak bile, kadına tanınan bir pozitif ayrımcılık değil mi?


Öyleyse niye karşı çıkıyorsun?


Bu karşı çıkışın altında başka bir sebep olmasın?

* * *
Geçen Perşembe Samsunspor Kulübünün kongresi vardı. Mevcut Başkan Erkurt Tutu, kongre öncesi aday olmayacağını açıklamıştı. Kongre günü başkan adayı çıkmayınca kulüp başkansız kaldı. Aslında ?Samsunspor parasız kaldı? demek gerekiyor. Para olsaydı başkan hiç görevi bırakır mıydı? Kulübün parası olsaydı, başkanlığa talipliler çıkmaz mıydı?

İşin daha kötüsü, parasını alamayan futbolcuların birer ikişer kulüpten ayrılmaları. Şu günlerde bir ödeme yapılmazsa ayrılmayı düşünen başka futbolcular da var. ?Bugüne kadar hep hikâye dinledik? diyen Teknik Direktör Engin
İpekoğlu da sırada.


Konu ile ilgili 06.01.2018 tarihli Samsun Haber Gazetesi´nde bir ?Yardım Kampanyası? başlığı gördüm. Samsunspor Kulübü için yardım kampanyası başlatılmış. Haberi okuyunca, ?Samsunspor´un evi mi yandı? Arabası mı
devrildi?? demekten kendimi alamadım.


Efendim, borç çokmuş. Futbolcuların alacakları ödenemiyormuş!


Be kardeşim, senin bütçen yok mu? Koskocaman Samsunspor Kulübü tesadüflerle mi yönetiliyor? Misalen söylüyorum, senin 400 bin liralık gelirin varken 800 bin liralık ödemeye nasıl imza atıyorsun? Olmayan para üzerinden
futbolcularla nasıl anlaşma imzalıyorsun? En basit bir işletme bile böyle yönetilmez. Samsunspor böyle hesapsız kitapsız yönetildiği için ortada kaldı.


Bu, hemen bütün Türk Kulüplerinin hastalığı.