Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Ramazan İzlenimleri

Ramazan İzlenimleri


Sosyal medyada ilginç paylaşımlar oluyor. Onlardan biri de şu; 
“Yasak vardı, dostlarımızla bayramlaşamadık diye üzülmeyin. Bizde geçmiş bayramı kutlamak diye bir adet var.” İşte tam da bu âdeti yaşatmanın sırası. 
Sokağa çıkma yasağı sebebiyle sizlerle görüşemedik, bayramlaşamadık. Ben de geçmiş bayramınızı kutluyor, sağlık ve afiyetler diliyorum.
Ne zaman geldi, otuz gün nasıl geçti anlayamadık. Üstelik evlerde, karantinada olduğumuz halde. Acaba özgür olsak, sokağa çıkıp dolaşabilsek, Ramazanın geldiğini anlayabilir miydik? 
Bir dostumuz Ramazanın gidişinden hüzünlenmiş. “Yaşımız itibariyle bu günleri bir daha ramazan orucu ile göremeyeceğiz. Ömrümüz kifayet etmez” demiş. Yani “Bir daha 20 Mayısta Ramazan orucunu tutabilmek için 33 sene geçmesi gerek. Ona da benim ömrüm yetmez” demek istiyor. 
Tabii böyle düşününce insan hüzünleniyor. Ama önemli olan; ömür ne kadar olursa olsun onu hayırla doldurmaktır, güzellikler içinde yaşamaktır, insanların “Allah ondan razı olsun” diyeceği bir kişi olabilmektir. Rabbim hayırlı ömür ve hüsnü hâtime nasip etsin.
Bu ramazan gerçekten hüzünlü geçti. Camileri doldurup cemaatle namaz kılmanın tadını alamadık. Teravihi uzun kıldıran hocaları da, jet imamları da özledik. Her akşam bir camiyi ziyaret etmekten mahrum kaldık. “Bu, Ramazanın ilk Cuması” dedik ama camiye gidemedik. Komşularımızı iftara davet edemedik, onların iftar davetine katılamadık. Müslüman kardeşlerimizle aynı sofranın etrafında oturup, nefis pide kokusuyla iftarı beklemenin huzurunu yaşayamadık. 
Bayram geldi, bayram namazı için camilere gidemedik. Cami cemaati ile, tanıdıklarla, dostlarla bayramlaşamadık. Telefonla, mesajlaşarak bayramlaştık ama yüz yüze, karşı karşıya bayramlaşmanın, yakınlarımıza sarılmanın sıcaklığını hissedemedik. “Rabbim görelim neyler/ Neylerse güzel eyler” demiyor muyuz? Vardır bunda da Rabbimin bir hikmeti.
Ben böyle bir Ramazan yaşamadığım gibi, Allah (CC), “Sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç size de farz kılındı” ilahî emrini Resulü Hz. Muhammed (SAS)'e bildirdiğinden bu yana dünya coğrafyasında böyle bir Ramazan yaşandığını duymadım.
“Bu bayramda kapımı açan olmadı” diye üzüldünüz mü? “Evlatlarım, torunlarım ziyaretime gelmedi” diye kahırlandınız mı? Sanırım böyle bir düşünceye kapılmadınız. Nasıl gelsinler ki? Bizim ilimizde bayramda sokağa çıkma yasağı var. Hem bu, evlatlarının gelmeyeceğini bilenler için bir teselli sebebidir.  
Bayram sabahı atv televizyonu, farklı bölgelerdeki muhabirlerine bağlanarak, o şehirdeki bayramı takipçilerine aktarıyordu. Diyarbakır muhabiri Ulucami önündeydi. Önceki bayramlarda dolup taşan tarihi caminin önü bomboştu. Diğer şehirler de ondan farklı değildi. Bu arada sunucu İbrahim Sadri Samsun'a da bağlandı. Bilginiz olsun diye söylüyorum, Çiftlik Caddesi yeniden düzenlenmiş ve araç trafiğine açılmış. 
Amasya'dan da görüntüler aktarıldı. Taşova ilçesine 23 Mayıs'ta kar yağmış. Yayladaki bin koyun mahsur kalmış. 65 yaşlarında bir kadın, “Bu yaşıma geldim, bu mevsimde buraya kar yağdığını bilmem” dedi. Bir hanımın bayram paylaşımı da dikkatimi çekti. “Bana bir bayram verin; içinde annem ve babam olsun yeter” demiş. Anladım ki, ana babanın yokluğunu hiçbir şey dolduramıyor. 
Umarım bayramınız iyi geçmiştir. Dilerim; eşinizle, çocuklarınızla ve ev halkı ile bayramlaşmak size yetmiş olsun. Hüzünlü bayramı inşallah sevince dönüştürme fırsatı bulmuşsunuzdur. İnşallah bu, son sokağa çıkma yasağımız olur. İnşallah koronavirüs tehlikesini atlatır ve sağlıkla normal hayatımıza döneriz. 
Sağlıkla yeni bayramlara ulaşmak dileğiyle.