Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Selim EROĞLU


RESİMDEKİ ÖZGÜVEN


Konumuz, röportaj.

Uygulama yapmak için özgüveni yüksek, tahtaya çıkacak ve sorulara içtenlikle cevap verecek bir kahraman arıyorum. Onbir kişilik 11-K sınıfından sadece bir öğrenci parmak kaldırıyor. Sınıf başkanı Mehmet Yıldız.

Mehmet´i, medeni cesaretinden dolayı tebrik ediyorum. Herkesin, en az bir soru sormasını istiyorum. İlk soruyu da ben soruyorum.

Kısa bir girişten sonra ?kısaca kendini tanıt? diyorum.

Mehmet de kısa ve özlü cümlelerle, güzel bir şekilde kendini tanıtmaya başlıyor.

Bu kısa tanıtma esnasında Mehmet, hayatına yön veren, unutamadığı bir hatırasından bahsediyor. Mevzu da bu ilginç hatıra üzerinde şekilleniyor.

Mehmet: ?Ben eskiden beri top oynuyorum. Annemin dediğine göre top merakım ve topa olan kabiliyetim tâ anne karında başlamış. Top peşinde koşmak ve bulduğum her şeye tekme atmak, kafa vurmak hayat tarzım haline gelmişti. Amacım, iyi bir topçu olmak, milli takıma seçilmek, milli marşımızı okutturmak ve al bayrağımızı dalgalandırmaktı. Türk Telekom´da profesyonel top oynadım. Gecem gündüzüm futboldu. Futbolla yatıyor, futbolla kalkıyordum. Top rüyalarıma giriyordu. Top merakımdan dolayı lise ikide sınıfta kaldım. Bunu dert etmiyordum. İyi bir topçu olmamı ailem de destekliyordu.

Tam iyi bir topçu olmak üzereyken evimize, ilkokula giden kardeşim için tanınmış bir psikolog geldi. Kardeşime bir şeyler söyledikten sonra bana döndü. Gelmişken seni de bir muayene edeyim dedi. Ailemle ilgili bir resim çizmemi istedi. Ben de ayıp olmasın diye rastgele bir resim çizdim. Ünlü psikolog, resmi eline aldı, şöyle bir baktı. Sonra da bu çocuktan futbolcu olmaz.

Çünkü resimden anladığıma göre bu çocukta ´özgüven eksikliği var´. Nereden anladın derseniz, özgüven eksikliği olanlar yaptıkları resimlerde insanları diğer nesnelere göre daha küçük yaparlar. Mehmet yaptığı resimde aile fertlerini, hatta anne ve babasını çok küçük çizmiş. Benim görüşüme göre Mehmet top oynar, fakat topçu olamaz, olsa da ünlü olamaz. Top peşinde koştuğu sürece silik birisi olur ve ömür boyu mutsuzluğa mahkûm olur, dedi.

Bu teşhisten sonra özgüvenimi kaybettim. Futboldan soğudum. Lisansımı yırttım. Hayatımın akışı değişti. Futbolcu olmaktan vazgeçtim ve polis olmaya karar verdim.?

Mehmet´in anlattığı hadise karşısında ben dâhil sınıfça şaşkındık. Sorular peş peşe gelmeye başladı. Bu işte bir gariplik var diye düşünüyorduk.

Rastgele yapılan bir resimde insanları küçük çizdin diye bir kişinin hayatı değişir mi? Başka teşhisler gerekmez mi? Yoksa bu birilerinin Mehmet´e oynadığı bir oyun muydu? Akla gelmiyor değil hani, olur ya, ailesi çocuklarının topçu olmasını istememiş, böyle bir senaryo yazmış ve uygulamıştır.

Bir gerçek var ki rastgele yapılan bir resim bir kişinin hayatını değiştirmişti. Arkadaşları yıllarca aynı ortamda bulundukları Mehmet´in bu yönünü yeni öğreniyorlardı. Çoğu, hadiseye inanmak istemedi.

Olur mu öyle şey. Bir resme bak senden topçu olmaz de. Çünkü özgüven eksikliği var. Özgüvenin eksik olursa başarılı da olamazsın, mutlu da olamazsın. Ancak bu hayatta figüran olursun, kanaatine var.

Anlatılanlar doğruysa, ki Mehmet doğru olduğunu iddia ediyor, bana biraz acayip geldi. Bir resimden hareketle nasıl olur da insanların hayatı değişir?

Ben bir anlam veremedim. Bir de siz düşünün diye paylaşmak istedim.

Görülüyor ki her insan bir hikayedir.

Hikayeleri doğru okumak gerekir.

Sağlıcakla kalın.