Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Selim EROĞLU


RİZE´DE DİKİLİR ERZURUM´DA İÇİLİR


Bu Ramazan, bir yakınımın vefatı münasebetiyle Erzurum´a yolum düştü. Daha önce çeşitli vesilelerle gelmişliğim vardı.

Ahmet Hamdi Tanpınar´ın meşhur eseri ?Beş Şehir? deki Erzurum bahsini yıllar önce okudum. Şunu peşinen söyleyeyim. Ramazan´da Erzurum bir başka güzel. Burada Ramazan her yönüyle dolu dolu yaşanıyor. Teravih namazını ta Selçuklular´dan kalma ?Ulu Cami? de kılmaya karar verdik. Yola koyulmuşken uygun bir yerde çay molası verdik. Burası cami ile işyerlerinin arasında kalmış açık bir alan. Cadde veya sokak da denilebilir. Her yerde etrafında üç beş kişinin oturabileceği mini masalar ve tabureler var. Her taraf dolu, iğne atsan yere düşmüyor. Ortada ´´ çay demleme tesisleri´´ var. Hemen yanında özel yapılmış devasa iki tane iki metre boyunda ve bir metre çapında kocaman semaverler var. Semaverlerin üstü ve yan tarafları pıtırak gibi çaydanlık dolu. Çaylar bunlarda demleniyor. En az on kişi çalışıyor. Herkesin görevi farklı farklı. Kimi demi koyuyor, kimi tabakları diziyor, kimi tabaklara limon ilave ediyor, kimi su çekiyor, kimi servis yapıyor, kimi paraları topluyor, kimi de temizlik yapıyor. Bütün bunları yöneten bir de ?üst akıl? var.

Bu haliyle buraya çay ocağı denemez, çay evi de denemez. Çünkü ocakçılar doldurmakla, garsonlar da taşımakla baş edemiyor. Dikkat ettim , yirmi dakika içinde üç beş kere görev değişikliği oldu. Buraya dense dense ?çay içme tesisleri? denebilir.

Erzurumlular çayı içmiyor, adeta yaşıyor. Çay, burası için adeta bir içecek değil , bir nevi kutsallığı olan bir nesne. Bütün hayat çayın etrafında dönüyor. İnsanlar sürekli çay içiyor. Kimse zannımca ne kadar çay içtiğini hesaplamıyor. Tek yapılan iş sürekli içmek. Garson sehpalara çayları bırakıyor ve adisyon kağıdına çentik atıyor. Bildiğimiz şekeri kullanan pek az. Kaşık sesi duyamazsınız. Genellikle Erzurum´a has ?kıtlama? içiyorlar. Her çay bardağında mini bir limon var. Çay Rize´den, limon Antalya´dan, içmesi Erzurum´dan.

Çay içerken insanlar adeta mest oluyor, kendinden geçiyor. İnsanlar ne kadar içerse o kadar mutlu oluyorlar. İçilen çay miktarınca mutluluk oranı artıyor. Birisi tam mutlu değilse bilin ki az çay içmiştir. İnsanlar çay içerken öyle zannediyorum ki dünyevi ve uhrevi bütün meselelerini hallediyorlar. Ortamda bir tane gürültü-patırtı, kavga göremezsiniz. Sebebi çay. Çay bütün meseleleri halleden mucizevi bir iksir gibi.

Bizim buralarda çay mı içiliyor? Erzurum´u gördükten sonra bizimkine çay içmek denmez. Dense dense kendini oyalamak denir. Çay içmeyi git Erzurum da gör. Sohbetin baş aktörü çay. Çayın yerini ne su, ne ayran, ne kola, ne de başka içecek tutabilir. Çayı Erzurumlular´ın hayatından çekip alın geriye sıradan insan yığını kalır. İnanın iç savaş çıkar.

Bu nasıl olmuş? Oysa Erzurum´da çay yetişmiyor. Çay Rize´de yetişiyor. Rize´de de bulundum. Çaya bu kadar önem verildiğini görmedim. Onlar için sadece ekonomik değer ifade ediyor o kadar. En ehl-i sohbet insan nereden çıkar deseler tereddütsüz Erzurum derim. Sebebi çay. Çay yerine kahve dağıtın, insanların her biri bir tarafa dağılır ve bir daha toparlayamazsınız. Çay olduğu müddetçe Erzurumlular2ın vatan sevgisinden hiçbir şey eksilmez. Bunca laftan sonra ben diyorum ki çay Rize´de dikilir, (yetiştirilir) Erzurum´da içilir.

Sağlıcakla Kalın