Yüce Allah(CC), İbrahim suresi 34. Ayette, ?Allah´ın nimetlerini saymaya kalksanız, sayamazsınız? buyuruyor. Bu ayet aynı ifade ile Nahl suresinde de geçiyor.
Allah, yeryüzündeki her şeyi insanoğlunun emrine vermiştir. Bu bakımdan onun nimetlerini gerçekten sayamayız. Konuyu daha iyi anlamaları için öğrencilerime ödev verdim, ?Herkes mahallesindeki, yolunun üzerindeki manava gidecek ve oradaki sebze ve meyveleri sayacak? demiştim.
Mevsim kıştı. Öğrencilerden bir tanesi ?28 çeşit sebze ve meyve var? dedi. Bir diğeri 32 çeşit saydığını söyledi. Kışın bu kadar çeşit varsa yazın ne kadar olur, siz tahmin edin. Bir de her gün dünyada şu kadar yeni bitki türü keşfedildiği haberleri üzerinde düşünün.
?Allah´ın bunca nimetine karşılık şükür borcumuzu yerine getirebiliyor muyuz? diyeceksiniz ama ben başka bir konu üzerinde duracağım. Acaba bu nimetleri gerektiği şekilde mi kullanıyoruz?
Dinimizin bir düsturu vardır: ?İşlerin en hayırlısı orta yolu tutmaktır.? Nimetlerden faydalanırken de bu ölçüye dikkat edilmelidir. Bazı besinleri almamak veya az almak yetersiz beslenmeye sebep olduğu gibi, fazlası da zararlıdır ve şişmanlığa yol açabilir.
Günümüzde öne çıkan rahatsızlıklardan biri de fazla kilolar yani bugünkü adıyla obezitedir. Biz ona eskiden şişmanlık diyorduk. Şişmanlık demek hakaret mi sayılıyor bilemiyorum, herkes bu rahatsızlıktan söz ederken obezite kelimesini kullanıyor.
Bugün çoğu insan diyet uygulayarak fazla kilolarından kurtulmanın çarelerini arıyor. Bu konuda doktorlara şu kadar para harcıyor. Peki diyet nedir? Diyet; kişinin sağlığını ve esenliğini koruyabilmesi için gerekli olan beslenme düzeni demektir.
İbadetler, Allah(CC)´ın rızasını kazanmak ve onun buyruklarını yerine getirmek için yapılır. Bununla birlikte ibadetlerin dünyevi pek çok faydaları da vardır. Ramazan ayında oruç tutan Müslüman bir yandan kulluk görevini yerine getirirken bir bakıma diyet de yapmış oluyor. Çünkü ramazanda bir beslenme düzeni vardır. Yemek saatleri bellidir.
Kilolarımız ve beden sağlığımız için diyet yaparken acaba ruhumuz için de bir diyete ihtiyacımız yok mudur?
Peki, ´ruh diyeti´ nedir?
Ruh diyeti; kalbi fenalıklardan ruhumuzu kötü düşüncelerden arındırmaktır. Başkaları için iyi şeyler düşünmek, kötü niyet beslememektir. Kin ve haset gibi kötü huylardan uzak durmaktır. Haksızlıklardan ve adaletsizliklerden sakınmaktır.
Öğrencileri bir âlime, ?Dünyayı manevi kirlerden nasıl temizleyebiliriz?? diye sordular. Âlim bir hikâye anlatarak öğrencilerin sorusunu cevaplandırdı:
Vaktiyle Şam´da Ebu Musa adında ilmiyle herkesin hayranlığını kazanmış bir zat vardı. Lakin kimse onun özel hayatında nasıl bir insan olduğunu bilmiyordu.
Bir gün Ebu Musa ve Hanımı evdeyken meydana gelen depremde evleri yıkıldı. Komşuları hemen yardıma geldiler. Yıkıntıları kaldırmaya ve onları bulmaya çalışıyorlardı. Sonunda Ebu Musa´nın eşine ulaştılar. Kadın halâ yıkıntıların altındaydı. Kendisini kurtarmaya gelenleri görünce;
?Beni merak etmeyin. Ben iyiyim? dedi. ?Önce kocamı kurtarın. Şuralarda bir yerde oturuyordu.?
Komşuları kadının işaret ettiği yeri kazınca kocasını da buldular. O da yıkıntıların altındaydı ve o da hanımı gibi konuşuyordu:
?Ben iyiyim. Bir şeyim yok. Önce karımı kurtarın. Şuralarda bir yerde uyuyordu.?
?İşte? dedi âlim. ?Kim Ebu Musa ve eşi gibi davranırsa, dünyayı kirlerinden temizlemeye başlamış demektir.?
Allah bütün müslümanları, ramazanın feyzinden ve bereketinden nasibini alan kullarından eylesin.