Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Ruh Diyeti


Yüce Allah(CC), İbra­him su­re­si 34. Ayet­te, ?Allah´ın ni­met­le­ri­ni say­ma­ya kalk­sa­nız, sa­ya­maz­sı­nız? bu­yu­ru­yor. Bu ayet aynı ifade ile Nahl su­re­sin­de de ge­çi­yor.

Allah, yer­yü­zün­de­ki her şeyi in­sa­noğ­lu­nun em­ri­ne ver­miş­tir. Bu ba­kım­dan onun ni­met­le­ri­ni ger­çek­ten sa­ya­ma­yız. Ko­nu­yu daha iyi an­la­ma­la­rı için öğ­ren­ci­le­ri­me ödev ver­dim, ?Her­kes ma­hal­le­sin­de­ki, yo­lu­nun üze­rin­de­ki ma­na­va gi­decek ve ora­da­ki sebze ve mey­ve­le­ri sa­ya­cak? de­miş­tim.

Mev­sim kıştı. Öğ­ren­ci­ler­den bir ta­ne­si ?28 çeşit sebze ve meyve var? dedi. Bir di­ğe­ri 32 çeşit say­dı­ğı­nı söy­le­di. Kışın bu kadar çeşit varsa yazın ne kadar olur, siz tah­min edin. Bir de her gün dün­ya­da şu kadar yeni bitki türü keş­fe­dil­di­ği ha­ber­le­ri üze­rin­de dü­şü­nün.

?Allah´ın bunca ni­me­ti­ne kar­şı­lık şükür bor­cu­mu­zu ye­ri­ne ge­ti­re­bi­li­yor muyuz? di­ye­cek­si­niz ama ben başka bir konu üze­rin­de du­ra­ca­ğım. Acaba bu ni­met­le­ri ge­rek­ti­ği şe­kil­de mi kul­la­nı­yo­ruz?

Di­ni­mi­zin bir düs­tu­ru var­dır: ?İşle­rin en ha­yır­lı­sı orta yolu tut­mak­tır.? Ni­met­ler­den fay­da­la­nır­ken de bu öl­çü­ye dik­kat edil­me­li­dir. Bazı be­sin­le­ri al­ma­mak veya az almak ye­ter­siz bes­len­me­ye sebep ol­du­ğu gibi, faz­la­sı da za­rar­lı­dır ve şiş­man­lı­ğa yol aça­bi­lir.

Gü­nü­müz­de öne çıkan ra­hat­sız­lık­lar­dan biri de fazla ki­lo­lar yani bu­gün­kü adıy­la obe­zi­te­dir. Biz ona es­ki­den şiş­man­lık di­yor­duk. Şiş­man­lık demek ha­ka­ret mi sa­yı­lı­yor bi­le­mi­yo­rum, her­kes bu ra­hat­sız­lık­tan söz eder­ken obe­zi­te ke­li­me­si­ni kul­la­nı­yor.

Bugün çoğu insan diyet uy­gu­la­ya­rak fazla ki­lo­la­rın­dan kur­tul­ma­nın ça­re­le­ri­ni arı­yor. Bu ko­nu­da dok­tor­la­ra şu kadar para har­cı­yor. Peki diyet nedir? Diyet; ki­şi­nin sağ­lı­ğı­nı ve esen­li­ği­ni ko­ru­ya­bil­me­si için ge­rek­li olan bes­len­me dü­ze­ni de­mek­tir.

İba­det­ler, Allah(CC)´ın rı­za­sı­nı ka­zan­mak ve onun buy­ruk­la­rı­nı ye­ri­ne ge­tir­mek için ya­pı­lır. Bu­nun­la bir­lik­te iba­det­le­rin dün­ye­vi pek çok fay­da­la­rı da var­dır. Ra­ma­zan ayın­da oruç tutan Müs­lü­man bir yan­dan kul­luk gö­re­vi­ni ye­ri­ne ge­ti­rir­ken bir ba­kı­ma diyet de yap­mış olu­yor. Çünkü ra­ma­zan­da bir bes­len­me dü­ze­ni var­dır. Yemek sa­at­le­ri bel­li­dir.

Ki­lo­la­rı­mız ve beden sağ­lı­ğı­mız için diyet ya­par­ken acaba ru­hu­muz için de bir di­ye­te ih­ti­ya­cı­mız yok mudur?

Peki, ´ruh di­ye­ti´ nedir?

Ruh di­ye­ti; kalbi fe­na­lık­lar­dan ru­hu­mu­zu kötü dü­şün­ce­ler­den arın­dır­mak­tır. Baş­ka­la­rı için iyi şey­ler dü­şün­mek, kötü niyet bes­le­me­mek­tir. Kin ve haset gibi kötü huy­lar­dan uzak dur­mak­tır. Hak­sız­lık­lar­dan ve ada­let­siz­lik­ler­den sa­kın­mak­tır.

Öğ­ren­ci­le­ri bir âlime, ?Dün­ya­yı ma­ne­vi kir­ler­den nasıl te­miz­le­ye­bi­li­riz?? diye sor­du­lar. Âlim bir hi­kâ­ye an­la­ta­rak öğ­ren­ci­le­rin so­ru­su­nu ce­vap­lan­dır­dı:

Vak­tiy­le Şam´da Ebu Musa adın­da il­miy­le her­ke­sin hay­ran­lı­ğı­nı ka­zan­mış bir zat vardı. Lakin kimse onun özel ha­ya­tın­da nasıl bir insan ol­du­ğu­nu bil­mi­yor­du.

Bir gün Ebu Musa ve Ha­nı­mı ev­dey­ken mey­da­na gelen dep­rem­de ev­le­ri yı­kıl­dı. Kom­şu­la­rı hemen yar­dı­ma gel­di­ler. Yı­kın­tı­la­rı kal­dır­ma­ya ve on­la­rı bul­ma­ya ça­lı­şı­yor­lar­dı. So­nun­da Ebu Musa´nın eşine ulaş­tı­lar. Kadın halâ yı­kın­tı­la­rın al­tın­day­dı. Ken­di­si­ni kur­tar­ma­ya ge­len­le­ri gö­rün­ce;

?Beni merak et­me­yin. Ben iyi­yim? dedi. ?Önce ko­ca­mı kur­ta­rın. Şu­ra­lar­da bir yerde otu­ru­yor­du.?

Kom­şu­la­rı ka­dı­nın işa­ret et­ti­ği yeri ka­zın­ca ko­ca­sı­nı da bul­du­lar. O da yı­kın­tı­la­rın al­tın­day­dı ve o da ha­nı­mı gibi ko­nu­şu­yor­du:

?Ben iyi­yim. Bir şeyim yok. Önce ka­rı­mı kur­ta­rın. Şu­ra­lar­da bir yerde uyu­yor­du.?

?İşte? dedi âlim. ?Kim Ebu Musa ve eşi gibi dav­ra­nır­sa, dün­ya­yı kir­le­rin­den te­miz­le­me­ye baş­la­mış de­mek­tir.?

Allah bütün müs­lü­man­la­rı, ra­ma­za­nın fey­zin­den ve be­re­ke­tin­den na­si­bi­ni alan kul­la­rın­dan ey­le­sin.