Bugün, 2 Mayıs 2024 Perşembe

Seyfi GÜNAÇTI


Sabır ve Huzur

İkisi de güzel, ikisi de her insanın sahip olmayı isteyeceği iki özellik.


İkisi de güzel, ikisi de her insanın sahip olmayı isteyeceği iki özellik.
Birinin varlığı, diğerine bağlı da diyebiliriz. Huzura ermek, kendini huzurlu hissetmek için öncelikle sabretmek gereklidir, diye düşünüyorum. Sözleri Suat Sayın´a ait ´Bahtiyar olamadım, garibim şu dünyada? türküsünde şarkıcı, ?Sabrın sonu selâmettir? diyor ya, biz de ?sabrın sonu huzur? desek hata mı etmiş oluruz?
İnsanoğlunun şu dünyada en çok aradığı şeylerden biridir huzur. İnsan hep bol para kazanmak, zengin olmak ister. Peki; malı mülkü, parayı, serveti niye istiyor?
Mutlu olmak ve huzurlu yaşamak için.
Ancak paranın her zaman mutluluk getirmediği malûmunuzdur.
Şunu da unutmamak gerekir ki, mutluluk anlayışı kişiden kişiye değişmektedir. Birisi, ?Başımı sokacak bir kulübem, karnımı doyuracak aşım olsun yeter? derken, bir başkası hanları hamamlarıyla da kendini mutlu hissetmez.
Ünlü yazarlarımızdan Refik Halit Karay, ´Hiçten Saadetler´ isimli hikayesinde, bir kış günü sıcak sobasının karşısında, çayını yudumlayarak karın yağmasını seyretmenin, kendisine büyük mutluluk verdiğini anlatır. Yani yazar, pek de masraflı olmayan şeylerle huzur bulmaktadır.
Sabır da öyledir, o da insana has güzelliklerdendir. Atalarımız boşuna dememişler, ?Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır? diye.
Bazı tiryakiler vardır, sigaranın biri bitmeden diğerini yakarlar. Onlara, ?Bu kadar çok içme! Hayatını mahvedeceksin? dediğinizde, ?Ne yapayım? Sabredemiyorum? derler. Halbuki sigara içmeden 1 saat sabredemediğini söyleyenlerin, Ramazan ayında 16-17 saat hiç sigara içmeden durabildiğini hepimiz biliyoruz. Demek ki, karar verdin mi ve iradene sahip oldun mu mesele halloluyor. Bu konuda, ?Allah sabredenleri sever? ve ?Sabredenleri müjdele? ayetlerini hatırlatmak isterim.
Tekrar ´huzur´a gelelim. Geçmişte bir kralın huzur´u nerede yakaladığını görelim.
Eski devirlerden birinde halkı tarafından sevilen kral, huzuru en güzel anlatacak resme ödül vereceğini ilan eder ve bu konuda bir yarışma açar. Yarışmaya çok sayıda sanatçı katılır. Sanatçılar çok güzel resimler yaparlar. Yapılan eserler saraya teslim edilir.
Kral resimleri inceler ve iki tanesini beğenir.
Resimlerden birinde, görüntüsü insanı rahatlatan bir göl vardır. Göl, bir ayna gibi arkasında yükselen dağları suya yansıtmaktadır. Resmin üst tarafında ise pamuk beyazı bulutlar resmi süslemektedir. Resme kim baktı ise, onun çok güzel bir resim olduğunu söyler.
Diğer resimde de dağlar vardır ama bu dağlar engebeli ve çıplaktır. Gökyüzünde şimşekler çakmakta ve gökten yağmur boşanmaktadır. Dağın eteklerinde ise bir şelâle çağıldayarak akmaktadır. Bu haliyle resim hiç de huzur verici görünmemektedir.
Ancak bir ayrıntı kralın gözüne takılır.
Şelalenin arasından arka planda bir çalılık ve çalının üstünde anne kuşun örttüğü bir yuva görünmektedir. Kral bu resmi birinci ilân eder.
Herkes buna şaşırmıştır.
Kral gerekçesini açıklar:
?Huzur; hiçbir gürültünün, sıkıntının ya da zorluğun bulunmaması ya da sıkıntının olmadığı yer demek değildir. Huzur, bütün bunlar bulunsa bile, elindekine kanaat edip ruhun sükûn bulabilmesidir.?
Müslüman kanaatkârdır. Müslüman sabırlıdır. Müslüman yardımseverdir ve başkalarına yardım etmekten mutluluk duyan insandır.
Sağlıklı, mutlu ve huzurlu günler dileğiyle.