Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Selim EROĞLU


ŞAHİNKAYA KANYONU

ŞAHİNKAYA KANYONU


Bilgi ailesi olarak Vezirköprü`ye yaptığımız gezinin en önemli ve ilginç kısmı Şahinkaya Kanyonu`yla ilgili olan bölümüydü..
Daha Vezirköprü`ye varmadan reklam tabelaları kendini gösteriyordu.

“Şahinkaya Kanyonu`nu gördünüz mü.?”
“Şahinkaya Kanyonu`nu görmeden gitmeyiniz.”

Bu tür reklamlar SAMSUN merkezde de göze çarpıyordu.
Buralara kadar gelmiş, seferi olmuşken Şahinkaya Kanyonu`nu görmeden geri dönmek olmazdı.

Vezirköprü Tabiat Parkı`nda piknik tarzında öğle yemeğimizi yedikten sonra bahsi geçen yere doğru yola koyulduk. Yazdan kalma bir hava vardı. Hava güllük güneşlikti. Havanın iyi olması ekibe de sirayet etmişti. Herkesin neşesi yerindeydi.
İyi ki böyle bir geziye iştirak etmişiz” diyenler çoğunluktaydı. Yarım saatlik bir araba yolculuğundan sonra kanyon bölgesine gelmiş olduk.

Önümüzde uçsuz bucaksız bir su kütlesi vardı. Burası, Türkiye`nin dördüncü büyük barajı olan Altınkaya Barajı`nın su havzasıydı. Kızılırmak buruda bir mola vermiş, adeta durgunlaşmıştı. Baraj buranın hem coğrafyasını hem de iklimini değiştirmiş. Baraj gölünün karşı taraflarında ara ara yerleşim yerleri görülüyor . Buralara ulaşım feribotla sağlanıyor. Minibüsler yolcularıyla birlikte feribota biniyor ve karşı kıyıya ulaşıyor.

Kanyon kelimesini yeni duymaya başladım. Okulda okurken coğrafya derslerinde böyle bir kelimeye rastladığımı hatırlamıyorum. Belki de derslerimiz uygulamalı olmadığından hatırlamamış olabilirim diye hayra yoruyorum.
Kanyon için sözlükte şunlar yazıyor:

“Coğrafi terim. Bir akarsuyun, yeri oyarak oluşturduğu derin, dar ve kıvrımlı boğaz.
Altınkaya baraj suları geliş ovaya yayılırken ,bir-iki km`lik Şahinkaya bölgesine gelince daralıyor, derinleşiyor ve kıvrılıyor. Sarp kayalıkların arasından yoluna devam ediyor.

Su ile birlikte burası turistik bir bölge olmuş. Turistleri gezdirmek için çok sayıda tekne yapmışlar. Teklerin yanaşabileceği ve yolcuların binebileceği rıhtımlar var. Mihmandarımız Seyfi Bey`in önceden bilgisi ve tecrübesi varmış.
Bir gezi teknesiyle anlaştık. Rıhtımdan tekneye bindik. Bizim amacımız gezmek değil, kanyonu görmekti. Aheste aheste, neşeli bir şekilde ilerliyorduk. Kanyona giriş yaptık. Burası kelimenin tam anlamıyla Allah`ın kullarına bahşettiği harikulade bir güzellikti. Altta dar, derin ve kıvrımlı bir boğaz; her iki tarafta sarp kayalıklar. Kayalıklar yere doksan derece açıyla uzanıyor. Üste baktıkça sanıyorsunuz ki iki yaka hemen birbirine kavuşacak ve siz sulara gark olacaksınız.
Suyun derinliği burularda seksen metre kadarmış. Kuraklık baraj gölünde kendini hissettirmiş. Suyun çekilişi kenardaki kayalardan belli. Biz on metre kadar tahmin ettik. Kaptan en az yirmi metre dedi. Koskoca su havzası yirmi metre azalmış.

BİZ BUNLARI KONUŞURKEN BEKLENMEDİK BİRŞEY OLDU. Aniden hava bozdu. Kısa zamanda gökten bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı. BİR ANDA GÖZ GÖZÜ GÖRMEZ OLDU. Islanmamak için bir takım tedbirler almaya çalıştık ama nafile. Ne yaptıysak kar etmedi. Adeta cıbılımız çıktı .İleriye gitmeye de cesaret edemedik. Çaresiz geri döndük. Rıhtıma döndükten kısa bir zaman sonra yağmur dindi ve tekrar güneş açtı.

Islak ıslak otobüse bindik ve o vaziyette evlerimize döndük.
Buna da şükür. Allah muhafaza, kanyonda bir daha bulunamamak üzere kaybolmak da vardı.
Sağlıcakla kalın