Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Zeki ORDU


SAKAL, BIYIK, TÜY VE ASUMAN


Bazı zamanlar vardır insan ne yazacağına karar veremez. Bazen de nasıl yazacağına?

Şu anlar öyle anlar işte.

Mesele yazabilmek değil, yazmak. Bir sürü konu var. Gündem yarım saatte bir değişiyor. Kimse ?Sen ne bakıyorsun şuna buna aklına geleni yaz işte? dese de yazdıktan sonra; ?Şimdi bunun sırası mıydı? sorusunu soruyor.

Dünya ?nazik? bir dönemden geçiyor. Remi sene sona doğru yaklaşırken özellikle Ortadoğu yine hareketlendi. Durup dururken ?aslında pek de durup dururken değil- ortaya Kudüs meselesi çıktı. Daha doğrusu ?hortladı? tabiri caizse.

İşin içine Kudüs girince bütün ?dinler?e ait kişiler konuşmaya başladı.

İmdiiii?

Ey bilmem nerenin başkanı sen bu lafı durup dururken niye ortaya attın desek, adamlar ?Tir tir titrer? korkudan. Onlar da canlı. Bu canlıları üzmek olur mu? Herifler ?bazılarının? müttefiki. İnsanın aklına ?Nasıl bir ittifaksa? sorusu geliyor.

Ülkede ise gündem çok. Biri mütalaa edilmeden diğeri zuhur ediyor. TEOG denilen şey kaldırılmışken ki epey ağırmış zor kaldırıldı, nereye konulacağı belli değil. Hadi koymaya bir yer bulundu onun yerine nasıl bir şey ikame edilecek?

Soru üstüne soru.

Bu arada bizim Asuman güme gidecek. Dalgalı saçları, orta yollu boyu ve gamzeleriyle Terme sokaklarını gezerken kah hayal kuran, kah yeni değişmeleri yorumlayan ve değişiklere karşı tepkisini kendisiyle tartışan güzel var ya onu da yazamayacağım.

Peki onu yazma, bunu yazma ne yazılacak?

Geri kaldı çiçekler ve böcekler.

Kudüs daha çok yazılıp çizilecek. Bu arada ?Sam Amca? biraz azarlanacak. Ortadoğu´da yine kan akacak, kimin kimden yana olduğu belli olmayacak, sosyal medyada bol bol renkli dünya haritaları yayınlanacak ve bazı ülkeler farklı renkte gösterilecek. Eskiden ve yeniden böyleydi mukayesesi yapılacak. Kimse daha eskiden, biraz önceki duruma gelene kadar olan değişikliği konuşmayacak?

Madem dünya bir yerden başka bir yere gelmiş, o gelene kadar olan zamanda itiraz edenler ne yapmış?

Kalemi pardon klavyeyi eline aldın diye lüzumsuz soru sorma Zeki Efendi. Ya cevap verirler susarsın, ya da cevap bulamazlarsa canına okurlar. Nerden baksan seninin için iyi olmaz.

Rahmetli dedem anlatırdı. Bir gün iki köy arasında sınır kavgası olmuş. Uzun süre kan akmış. Sonra biri ?Şurada küçük bir tarla var verirseniz kavga biter? demiş. Diğer köyün ileri gelenleri (her yerde bir ileri gelen vardır) düşünmüş taşınmış ve aradan husumet kalksın diye tarlayı komşu köye vermeye karar vermiş.

Uzun süre ses çıkmamış ve yeniden kan akmaya başlamış. Aradan zaman geçmiş yine aynı teklif. ?Şu küçük tarlayı verirseniz kavga biter.?

Vermişler. Uzun süren sessizlik.

Ve gün gelmiş bir köy diğer köye iltihak olmuş. Topraklarını kaybeden köylülerin ileri gelenleri (hala ileri gelense tabii) biz nerede hata yaptık demiş.

İleri gelenlerden olmayan bir yaşlı cevap vermiş. ?Yıllar önce şu küçük tarlayı verdiğiniz gün? demiş.

Sahi Kudüs´e nerden geldik?

Hadi canım sende?

Kusura bakma Asuman´ım seni yine anlatmaya devam edeceğim.