Bugün, 28 Mart 2024 Perşembe

Seyfi GÜNAÇTI


Samimiyet

Samimiyet


Peygamberimiz (SAS)`in doğum gününe `Mevlid` diyoruz. O`nun doğum günü olan Rebiülevvel ayının 12. gecesi “Mevlid Kandili” olarak kutlanmaktadır. Kamerî takvime göre herhangi bir tarih, 10 gün aralıkla yılın bütün mevsimlerine uğramaktadır. Bu yüzden Hz. Muhammed (SAS)`in doğum günü kutlamalarını sabitlemek isteyenler, Miladî takvime göre onun doğum günü olan 20 Nisan`ı seçmişlerdir.

1989 yılından beri 20-27 Nisan tarihleri arası `Kutlu Doğum Haftası` olarak kutlanmaktaydı. Bir seferinde 23 Nisan gününe denk gelen kutlamalar, bazıları tarafından farklı yerlere çekildi. Peygamberimiz için düzenlenen bir faaliyetin polemik konusu yapılmasından rahatsızlık duyan Diyanet İşleri Başkanlığı, kutlamaların 23 Nisan`a taşmaması konusunda bir karar aldı. O günden bu yana Kutlu Doğum etkinlikleri 23 Nisan`dan önce bitirilmektedir. Bu yıl da 14-20 Nisan tarihleri arası Kutlu Doğum Haftası olarak kutlanmaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı kutlamalar için her yıl bir temel konu seçmektedir. Bu yılın konusu “Kur`an ve Sünnet ışığında samimiyet”tir.

Nedir samimiyet?
Samimiyet; içten bağlılık ve içten sevgidir.

Samimiyet; sevginin ve güvenin ölçüsüdür.
Samimiyet; kendimize karşı barışık olmaktır.

Atatürk de “Samimiyetin dili yoktur. O, gözlerden anlaşılır” diyor.
Kısacası samimiyet, dürüst olmaktır.

Müslüman, çok şey olacaktır ama öncelikle dürüst olacaktır. “Kime karşı dürüst olacağız, Ey Allah`ın Resulü?” diye soran bir sahabeye Peygamberimiz şu cevabı vermiştir:
“Allah`a karşı, Peygamberine karşı ve bütün insanlara karşı dürüst olmalısın.”
Sen yalan söylesen de, içindekini gizlesen de Allah`a karşı fark etmez. Çünkü “İçinizdekini gizleseniz de, açığa vursanız da Allah onu bilir.” (Ali İmran, 3/29)
Zaten İslâm`da “Ameller niyetlere göredir.” (Hadis)

Müftülük hafta dolayısıyla ilçemizde bir dizi faaliyette bulundu. 17 Nisan`da Evci- Miliç`te, 19 Nisan`da Kocaman`da, 20 Nisan`da Bazlamaç ve Hüseyinmescit`te Kutlu Doğum Proğramları vardı. 18 Nisan akşamı da kapalı spor salonunda haftanın konusuna uygun bir konferans düzenlenmişti. 18 Nisan Perşembe günü Evci- Miliç Mahallesi`nde düzenlenen proğramda kısa süre bulundum.
Bağsaray Köyü`ne bir yakınımızın cenazesine gidiyordum. Miliç Köprüsü`nde merhumun bir akrabasına rastladım. “Cenazeye gitmiyor musun?” diye sordum. “Ben cenaze evinden geliyorum. Sebebini bilmiyorum ama namaz saat 14.00`te kılınacakmış. Biraz rahatsızım, bekleyemedim” dedi.
Onu arabama aldım, birlikte cenaze evine gittik. Merhum için yapılmakta olan evinden ayrılış duasına katıldık. Bu arada öğrendik ki, hocalar Miliç`teki Kutlu Doğum Proğramında imişler. Proğram bittikten sonra Bağsaray`a gidip cenaze namazını kıldıracaklarmış. Bu yüzden cenaze namazı saat 14.00`e alınmış.

Burada aklıma bazı sorular geldi.
Elbette Kutlu Doğum faaliyeti yapılacak. Güzel de, bu sebeple bir cenazenin geciktirilmesi doğru mudur? Üstelik cenaze evvelki gün Bursa`dan yola çıkmış ve dün köye gelmiş. Evin kapısında duayı yapan hoca gayet de güzel yaptı. Aynı hoca cenaze namazını da kıldıramaz mıydı? Yahut köyün imamı köyüne gidip cenaze namazını kıldırsa, kutlu doğum faaliyeti bir imamın eksikliği ile geri mi kalırdı? Köyde öğle namazını kılan cemaatten kaç tanesi, bir saat sonrasındaki cenaze namazı için orada bekler?
Cenazenin geri bırakılma isteği cenaze sahiplerinden geldiyse bir diyeceğim yoktur.

Peygamberimiz(SAS)`in doğumu kutlu olsun.
Allah (CC) bizi onun şefaatine nail eylesin.