Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Yılmaz İMANLIK


SARI BUĞDAY MAVİ UMUT


Bana ?Son yıllarda yazılan şöyle adam gibi bir roman ismi söyler misiniz?? deseler bu soruya galiba çok kolay cevap veremem. Çünkü günümüzde yazılan romanların çoğu günübirlik. Edebi tek-nikten, fikir ve dünya görüşünden uzak, makyajsız bir anlatım? Zamansız açan çiçekler gibi kısa sürede yok olup gidiyorlar. Bunun temelinde roman yazan insanların bu alanda gerekli eğitimi alma-ması, kendilerini geliştirmemesi, Türk ve dünya klasiklerini yeteri kadar okumamaları yatıyor bence.

Belki parmakla sayılacak kadar roman yazarı çıkacaktır önünüze. Onlar da zaten bilgi ve becerileriyle, özellikle okuma ve araştırmalarıyla bilinen kişilerdir.

İşte bu roman kıtlığında son okuduğum roman sevgili Erdal Kara´nın ?Sarı Buğday Mavi Umut? isimli eseri. Bana göre ?adam gibi bir roman´ tanımını fazlasıyla hak ediyor.


Erdal Kara bu romanında Adıyaman´ın Üçgöz köyünde görev yapan Mehmet öğretmenin gayretleriyle, iki kolunu kaybetmiş Ayşe isimli kızın okula başlaması, resim yeteneğinin keşfedilmesi ve ayaklarıyla yaptığı resimlerle Türkiye
birinciliğine kadar uzanan başarı öyküsünü anlatıyor.


Bana göre bu romanın en başarılı yönlerinden biri de kurgusunun yanında dil ve üslup özelliği? Yazar öyle güzel bir dil kullanıyor ki onda birçok yazar gibi yabancı kelime kullanma hayranlığı yok, neredeyse anlaşılmaz hiçbir kelime bulamazsınız. Romanda köyü ve köylüyü anlatırken yöresel kelimeleri öyle ustaca kullanıyor ki okurken siz de kendinizi bir köy sofrasında onlardan biri olarak görüyorsunuz. Yazarın yaptığı, size hikayeyi seyrettirmek değil, bizzat hikayenin içine sokup yaşat-mak.


Yine son yıllarda imla ve noktalama açısından en az hata ile okuduğum bir kitap olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.


Özellikle bir öğretmenin hangi öğrenci olursa olsun mutlaka bir yeteneği olduğunu keşfetmesi açısından Mehmet öğretmeni; bir öğrencinin en olumsuz şartlarda bile olsa sahip çıkıldığında neler başarabileceği açısından Ayşe´nin hayatını okuması bu romanın en güzel fikri yapısını oluşturur.


Biliyorum ki bu roman mevsimsiz açan çiçekler gibi değil, mevsiminde açan ve meyveye duran çiçeklerden biri olacak ve bir klasik olarak Türk edebiyatında yerini alacaktır.