Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Selim EROĞLU


SARI DURSUN (DAYI)


Çarşamba günü sadece benim değil, bütün tanıyanların sevip saydığı köyümüzün takdir ettiği ?Sarı Dursun Dayı?yı son yolculuğuna uğurladık.

Dursun Dayı, mücadeleyle geçen 80 yıllık hayatını, fani ömrünü neticelendirmiş oldu. Hem de mübarek Şaban-ı Şerif ayında.

O´na, köyümüzde, durumuna göre kimi enişte, kimi amca, kimi dayı, çoğu da simasının renginden dolayı ?Sarı Dursun? derdi. Hatta daha ilerisi ailesine de Sarı Dursunlar? denirdi. O, bu lakaptan şikâyetçi değildi, bilakis çok memnundu. Sohbet esnasında ?bana Sarı Dursun derler? diye vurgulamayı da ihmal etmezdi.

Sarı Dursun, neslinin son örneğidir diyebilirim. 80 yıllık ömrü hep çalışarak, hep mücadeleyle geçti. Ben O´nu hep çalışırken hatırlıyorum. ?İnsanoğlu için ancak çalıştığının karşılığı vardır? İlahi emrinin en güzel örneğini teşkil ediyordu.

Önceleri kendi ekip dikeceği arazisi pek azdı. Çocukluğumda uzun yıllar bizim aşağı tarlayı kip biçti. Bu yüzden bir samimiyetimiz, bir hukukumuz oluştu. Okuldan öğrenemediğim birçok hayat dersini ondan öğrendim. Okuyamamıştı. Genç yaşta babasını kaybetmişti. İki kardeşi ve anasıyla birlikte yetim ve yoksul kalmıştı.

Daha çocuk yaşta çalışmaya başlamış. Alim değildi ama arifti. Sezgileri çok kuvvetliydi. İnsan sarrafıydı. Sohbet ehliydi. Anlatmayı, konuşmayı, sohbeti çok severdi. Sohbet ederken muhatabını hiç sıkmazdı. Çocukla çocuk, yetişkinle yetişkin, ihtiyarla ihtiyar olurdu. Hakaret cümlesi, küfür cümlesi hiç kurmazdı. Tereyağından kıl çeker gibi konuşurdu. Muhatabının kalbini kırmamaya azami dikkat ederdi. Daha çocuk olmama rağmen benimle konuşurken bir insan olarak bana değer verdiğini hissederdim. Değer verirsen, değer verilirsin. Böyle olduğu içindir ki ben de kendine büyük değer verirdim, hürmet ederdim.

Hem çalışırdık hem sohbet ederdik. Uzun uzun hayat hikayesini, hatıralarını, tecrübelerini anlatırdı. Arada nasihat etmeyi de ihmal etmezdi. Yaptığı nasihatlerinin, halk diliyle benim iyiliğime olduğunu anlardım. Okumamı, derslerime iyi çalışmamı, kendine göre büyük adam olmamı ama asla geçmişimi ve aslımı unutmamamı söylerdi. Ben onun nasihatlerine hiç kızmazdım. Bilakis hoşuma giderdi.

Yıllar sonraki sohbetlerimizde, ?Dursun Dayı, okumamda, öğretmen olmamda senin büyük emeğin var. Senin yaptığın nasihatler beni kamçıladı. Her ders çalışmamda, çamurun içinde beraber çalışmamız aklıma geliyordu ve daha fazla çalışıyordum? dediğimde çok memnun olurdu.

Dursun Dayı, harama-helale çok dikkat ederdi. Sormadan, etmeden kimsenin bir şeyine el sürmezdi. Kendinin olmayan bir şeyi asla istemezdi. Kimsenin malında mülkünde gözü olmazdı. Çok kanaatkardı. ?Onun var da benim niye yok? demezdi. ?Ne yapalım Cenab-ı Allah bana bu kadar takdir etmiş? der, şükrederdi.

Üç çocuğunu da zor şartlarda çok iyi yetiştirdi. ?Onları okutamadım belki ama çok iyi bir insan olmalarını sağladım. Çünkü ben onlara hiçbir zaman haram lokma yedirmedim. Benim de bu kursağımdan bilerek haram lokma geçmemiştir? diyerek hayat felsefesini özetlerdi.

Dursun Dayı´da kibir gurur yoktu. Hayır işlerinin aranan adamıydı. Nerede bir hayır işi varsa Dursun Dayı´yı orada görmek mümkündü. Sırtına çuvalı vurur, kapı kapı, hane hane dolaşır, yardım talep ederdi. Hiç yüksünmez, hiç erinmezdi. Zaman zaman terslense, hatta hakarete uğrasa da aldırmazdı; ? ne yapalım herkes cibilliyetine göre davranır? derdi.

Köye her gidişimde beni gördüğünde yüzü gülerdi ?seni göresim geldi? derdi ve başlardı sohbet etmeye, eskilerden anlatmaya.

?Seni göresim geldi? tabiri bana insan sevgisini, muhabbeti, samimiyeti, dostluğu? anlatan en güzel cümle gibi geliyor. Böyle güzel bir cümleye okuduğum bunca romanda, bunca kitapta hiç rastlamadım.

Son zamanlarında yaşlılığa bağlı rahatsızlıkları vardı. İstanbul´da evlatlarının yanında kalıyordu.

İstanbul´a bir merasime gitmiştik. Üç arkadaş Dursun Dayı´yı göresimiz gelmişti. Ziyaret edip hayır duasını almıştık. Bizi görünce sevincinden gözünden boncuk boncuk yaşlar dökülmüştü. Saatlerce anlatmış ve ziyaretimizden duyduğu memnuniyeti ifade etmişti. Son görüşmemiz oldu.

Benim için olduğu kadar köyümüz için de yeri doldurulmaz bir insandı. Mekanı cennet olsun.

Ben Dursun Dayı´yı hiç unutmayacağım ve daima hayırla yâd edeceğim.