Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

B.Rahmi ÖZEN


ŞEBNEMLERDE GÖRMEK EN YÜCE'Yİ

ŞEBNEMLERDE GÖRMEK EN YÜCE'Yİ


    En Yüce'yi şebnemlerde görme bilincini kazanmışsa gözleriniz, ince toz serpiştiren ufacık bir yel esmeye başlar, acının mekânında. Dağların yamacına asılmış koruluktan bülbül sesleri gelir, dünya evinde kötülüğe kapanan kulaklarınıza. Bir emir verilmiş gibi bülbüller, kâinatı dinlenmeye geçer, gönül fatihi olma şerefine ulaşanlara. Tüm kuşlar, ötüşe geçerek tebrik eder yürek insanını. Göğüslerini yırtarcasına şakrak demlerini uzattıkça uzatırlar, mekânın kuşları.  
            Zenginliği tarif edilmez bir başlangıç olur, musikileri. 
            Çiçeklerini doğurmak, misküamber kokularını saçmak için toprağın bağrı yarılır, en gizli hazineler ses ses boğulur. Kötülüğün yüreği, bedeninin her zerresinde seğirmeler duyar, başka diyarlarda. 
             Varlıklarda görünce en Yüce'yi kendinden geçer adem olan. Ol dem göğün maviliği çivide boyanır, erdemli yüreklerin gözünde. Kötülüğün hayran gözleri, gökyüzünün maviliğinde hızla yürüyen yıldızın seyrine müştak olur. Gecenin içinden korkulu haberler beklemeye mahkûmken bir ak yüreklinin diliyle ikbalin eteğine sarılır, kötünün kötü yüreği ve gözü. İçinden bulanık akan ırmak, yerini berrak sulara terk etmeye başlar, insan-ı kâmile hayran kalınca. 
              İyi yürek, kırılmasından korktuğu bir gönül tasını okşarcasına tuttuğu somunu örselemeden ikiye böler, yiğitçe. Bu değil midir gerçek yiğitlik? Yani Allah'ın sana bahşettiğini bölüşmen başkalarıyla... O dem,  sevincinden bir güzel durgunluğa bürünür gökler. İyi yürek, kötü yüreğe uzatıca somunun yarısını; 'Bu, lokmamızdır,' der, erdemin hazzıyla. 'Bizi hatırlatır, sana! Hiç unutturmaz belki de...' deyip utandırır kem gözlüyü.
              Şüpheli gözlerle bakar, kara yürekli; 'Sizinkiler açlıktan kıvranırken, ekmeğini benimle paylaşmana bir anlam veremiyorum,' derken hayran bakar, iyi yüreğe. 'Kırdığım ayaklara karşı, Tanrı sana kanat vermiş. Ne hoş gönül bu sizdeki?' demine yüceltir kötülük saçan insan görünümlü yaratığı. Ve meftun olur, kötü yürek özveriye, sabra, merhamete.
               'Silahını niçin attın,' diye sorar, iyi yürek.
               İçine fırınlanan sesi, bir çırpıda haykırır, kötülüğe giriftar olmuş adam; 'Beyin, yürek ve dil…' deyip teslim olur iyiliğin yiğitliğine. 
             'Beyin, yürek, dil… Ve bir de Ayneyn…' der iyi yürek. Yani görmeyi bilen iki göz. Bunlar olunca silahı neyler, değil mi insan? Bunlar olduktan sonra silah, milah gerekmez, yeryüzü mimarına.