Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Selim EROĞLU


ŞEHİTLER SAMSUN`DA

ŞEHİTLER SAMSUN`DA


Bundan beş yıl önce Mavi Marmara gemisi Filistin`de zulme uğrayan Müslümanlara yardım etmek amacıyla yola çıkmıştı.
Gayeleri, Gazze`ye insani yardım ulaştırmaktı. Hastalara şifa, dertlilere deva olmak istiyorlardı.

Yahudi zulmünü bütün dünyaya göstermek istiyorlardı. Bu yüzden de adı `insani yardım ` dı. Zulme dur demek için Müslüman olmaya gerek yoktu, insan olmak yeterliydi.
Mavi Marmara`nın içinde tamamen insani yardım malzemeleri vardı; silah namına hiçbir şey yoktu.

Durumun böyle olduğunu cümle aleme duyurmuşlardı. Amaç kargaşa çıkarmak değildi. Öyle olsaydı geminin içi cephaneyle doldurulurdu.
Gemide her milletten ve her inançtan insan vardı. Zulüm karşısında insanlık adeta yekvücut olmuştu.

Zalim, durumdan rahatsız oldu. Yaptıklarının duyulmasından korktu. İsrail askerleri, uluslararası kara sularında Mavi Marmara`ya çıkarma yaptılar. Her taraftan kuşattılar. Masum insanlara bomba yağdırdılar. Acımasızca on Müslümanı şehit ettiler. Şehitlerden birisi de henüz lise öğrencisi olan Furkan`dı. Furkan, ismine layık olmak için oradaydı. Furkan ve arkadaşlarının terk amacı, masum Müslümanlara yardım etmekti. Yoksa amaçları, birilerinin iddia ettiği gibi, savaşmak değildi. Öyle olsaydı silahlanıp giderlerdi.

Savaşın da bir namusu vardır. Masum insanları katletmek vahşiliktir.
Bir de zeytinyağı gibi üste çıkmaları yok mu. Haklıyken haksız duruma düşmek kahrediyor insanı.
İnsanlık bizim fıtratımızda var. Zalimi alkışlayamayız. Zulmü asla sevemeyiz. Durgunluğumuz asaletimizdendir. Yumuşak başlıysak uysal koyun da değiliz.

Mavi Marmara, beş yıldır Tuzla Tersanesi`nde bakımdaymış. Canik Belediyesi bir vefa örneği göstererek Samsun`a davet etmiş. Vefalı Samsun halkı da gemiyi bağrına bastı. Beş gündür limana demir atmış durumda. Her gün ziyaretçilerini ağırlıyor. Pazar gününe kadar açık. Pazar günü gönüllülerle birlikte Çanakkale`ye hareket edecek. Ayrılacağı güne kadar `zulme lanet okuyacak` ziyaretçilerini bekliyor.

Arkadaşlarla birlikte ziyaret edince inanın çok duygulandım.
Zalimin zulmü az kalsın unutulacaktı. Zulmü unutturmak, zalime ödüldür; mazluma da ihanettir.
Böyle bir zulme Yahudiler maruz kalsa inanın dünyayı ayağa kaldırırlardı. Dünyayı bize dar ederlerdi. Her gün manşet yaparlardı. Filim üzerine filim çekerlerdi. Nobel ödüllü romanlar yazarlardı.

Biz ne yapıyoruz?
Gafletimizden unutuyoruz.
Unutturmamaya çalışanların da şevkini kırıyoruz. Altında art niyet arıyoruz.

Hadisenin Çanakkale`nin 100. Yılına denk gelmesi isabetli olmuştur. Zaman değişiyor; zulüm değişmiyor.
Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

Seyfi Bey`e duyurulur. Pazar gününe kadar buraya bir gezi düzenlese iyi olur. Umuyorum gündemine alacaktır.
Unutmayalım ki zulüm payidar olmaz.

abdulkadir aydin
21.03.2015 08:49:30
Supersiniz hocam