Dinleme: Ama gerçekten dinleyin. Kesmeden, hayal kurmadan, vereceğiniz cevabı düşünmeden. Can kulağıyla dinleyin. Dinlemenin anlatandan çok dinleyene faydası var. Biraz daha dikkat kesilmenin kazancını düşünerek dinlemeliyiz. Dinlemediğimizde ne kaybedeceğimizi bilsek dinlememe gibi bir sıkıntımız olmaz zaten. Dinleyelim çünkü dinlemesini bilmeyen konuşmasını da bilemez.
Sevgi: Kucaklamalar, öpücükler, sırt sıvazlamalar ve el tutmalar konusunda cömert olun. Bu ufak hareketler, aileniz ve dostlarınıza olan sevginizi daha açık göstermenizi sağlar. En cömertçe harcayacağımız varlığımız sevgimizdir. Hem de öyle bir servet ki harcamakla bitmez, aksine çoğalır. Tanıdığınız veya tanımadığınız, karşılaştığınız herkese karşı gözlerinizde sevgi hissedilsin. Size karşı bir sıcaklık ve güven hissi uyanabilsin. Bunun için kocaman bir yüreğe, çok büyük bir servete sahip olmanıza hiç gerek yok. Minicik yüreğiniz sevgi dolu olsun yeter. Karşılık beklemeksizin, yaratılanı hoş gördüm yaratandan ötürü ilkesinden hareketle sevelim.
Kahkaha: Fıkra anlatın, neşeli hikâyeleri paylaşın. Bu armağanınız “Seninle birlikte gülmeyi seviyorum” anlamına gelir. Gülmek güneş gibidir. İnsanın gönlündeki keder ve hüzün bulutlarını yok eder. Gülmeli insan yaşadığı olumsuzluklara rağmen. Çevresinde gülmesine engel yığınla hadise olup bitmesine rağmen yinede gülebilmeli, güldürebilmeli.
Yazılı bir not: Basit bir “yardımın için teşekkürler” notu, ya da belki bir şiir. Kısa, elle yazılmış bir not bazen ömür boyu hatırlanır. Bunlar gerçekte çok gereksizmiş gibi görülebilir. Netice itibarıyla insana verilen değeri göstermenin en kolay yoludur. Söz unutulur, ama yazı daha kalıcıdır.
İltifat: Basit, içtenlikle söylenen bir söz “Bu renk sana ne çok yakışmış”, “Harika bir iş çıkardın”, “Yemek nefis olmuş” gibi sözler karşınızdakinin içini aydınlatır. Bu iltifatları nasıl esirgeriz anlaşılır gibi değil. Karşımızdaki kişinin iki kelimeyi duymak için harcadığı emeğe, zahmete hiç zahmet etmeksizin yapacağımız iltifat için cimriliğimizin affedilir yanı olamaz.
İyilik: Her gün rutininizi kırıp birisine hoş, nazik bir şey yapın. İyilik yapmak bizim en çok aksayan yanımızdır. En cimri olduğumuz yanımızdır. En fazla getirisi olan, ancak en az kullandığımız değerimizdir iyilik yapmak. Hele karşılığını beklemeden yapabildiğimiz iyiliğin bize hangi şekilde dönebileceğini bir bilebilsek. Yarışa kalkarız birbirimizle iyilik yapma konusunda. Karşılığını beklemeksizin iyilik yapabilme becerisine sahip olanlara ne mutlu diyorum.
Yalnızlık: Bazen tek istediğimiz yalnız kalmaktır. Biliyoruz ki yalnızlık Allaha mahsustur. Bu bakımdan fazla yalnız olmaya ihtiyaç duymamalıyız. Yalnız kaldığımızda iç huzuru sağlamalıyız. Bazı anlarda içimizde kopan fırtınaların dinmesinde yalnızlığın faydası olur.
Neşeli bir yapı: Birine tatlı bir söz söylemek gibisi yoktur. Selam vermek veya teşekkür etmek o kadar zor mu? Güzel söz söylemek sadaka niteliğini taşır. Hele güler yüzle candan verilen selamın karşımızdaki insanda bırakacağı olumlu izlenimlerin hatırına selamımızı esirgemeyelim. Yüzünüz güleç, gönlünüz aydın olsun. Neşe ve mutluluk yüzünüzden eksik olmasın.
Hiçbir maddi değeri olmayan, herkesin kolaylıkla alabileceği, verebileceği bu hediyelere sahip olabilmenizi yürekten temenni ederim. Sağlık ve mutlulukla hayırlı ramazanlar dilerim.
