Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Selim EROĞLU


SEL FELAKETİ


İlçemizde yine büyük bir sel felaketi oldu. Kısa sürede alışılmışın dışında, sağanak şeklinde, bardaktan boşanırcasına yağmur yağdı.

Bunun neticesinde sel oldu. Akan suyu dereler, ırmaklar taşıyamaz oldu. Taşkınlar oldu, evler, araziler, tarlalar yollar? sular altında kaldı. İnsanlar çaresizdi. Çok şükür can kaybı olmadı. Sadece büyük çapta maddi hasarlar oluştu. Buna da şükür diyoruz.
İlçemizi vuran sel felaketi birçok yazılı ve görsel basının ana haber konusu oldu.

Yaşanan sel felaketinden sonra iki arkadaşla ilçe merkezinde, Kocaman´da, Bazlamaç´ta ve Uludere´de gözlem yapma imkanım oldu. Felaketin boyutları vahim bir vaziyette ayan beyan ortadaydı. Kocaman deresi sadece taşmamış, adeta etrafı yıkıp geçmişti. Dere kenarındaki yolların birçok yeri göçmüş ya da yıkılmış. Bırakın vasıta ile yaya olarak bile geçmek imkansız hale gelmiş. Birçok mahalleyle ulaşım sağlanamaz halde. İş makinaları, ekipler var güçleriyle çalışmalarına aralıksız devam ediyor.


Pazar günü olmasına rağmen Belediye encümenleri Mehmet Devranlı , Recep Genç , Mustafa Şahin ; Kocaman muhtarı Zeki Uzun ve Uludere muhtarı Seyfettin Nas´ı canla başla çalışırken gördüm.


Bizim bölgemizde sel olur ama heyelan pek olmazdı. Bu sefer heyelan da olmuş. Bir vatandaş: ´´burada heyelan oldu, fındık tarlam lığ, taş, toprak ve molozla doldu, ne yapacağımı bilemiyorum,´´ dedi.


Can kaybının olmaması tek tesellimiz demiştik. Yetkililer de aynı tesbitte bulunuyor. Maddi zararlar zamanla bir şekilde sarılır. Yaşananlardan gerekli dersi çıkarmak lazım da tam çıkarabiliyor muyuz, açıkçası tam emin değilim.

Yetkililer: ´´ Su denize ulaşmıyor, arada engeller var. Suyu denize ulaştırabilsek bütün bunlar olmayacak,´´ diyorlar. Elhak doğrudur.

Bölgemizde dağlar denize dik iner. Bilhassa gündönümünde, yani bu zamanlarda ani sağanak yağmurları olur. Bunun neticesinde seller olur. Oluşan sellerin kendi mecrasında hızlı bir şekilde denize ulaşması gerekir. Şayet ulaşmazsa, ulaşamazsa bu tür felaketler kaçınılmaz olur, oluyor.

Yaşananlar sürpriz sayılmamalı.


Yaşanan bu tür felaketlerin baş sorumlusu yine insanoğlu olarak bizleriz. İhmalkarlığımız ve işimizi iyi yapmamamız. Akıl ve mantığa baş vurmamamız. Bilimsel verilerden yararlanmamamız. Daha bir çok sebep sayabiliriz.


Sel felaketi yeni olmuyor. Aşırı yağmur yağıyorsa sel olacaktır. Yağan yağmura ve bölge şartlarına göre yapılanmayı sağlarsak ve suyu menziline salimen ulaştırırsak başımıza bu tür felaketler gelmez.


Bunları niye mi söylüyorum.? Ben gördüklerimi , bildiklerimi yazıya döküyorum o kadar. Gerçekleri bölgede yaşayan herkes görüyor, söylüyor.


Kocaman deresinin büyük bir kısmı , büyük paralar harcanarak daha yeni ıslah edildi. Irmak yatağı uzmanlarca daraltıldı. İstinat duvarlarının temelleri derin ve sağlam atılmadı. Duvarların yüksekliği çok alçak bırakıldı. Biraz görünüşe önem verildi.


Islah çalışmaları yapılırken,yapılan işin bölge şartlarına pek uygun olmadığını, hatalı olduğunu, işin foyasının en ufak bir selde ortaya çıkacağını basiret sahibi halkımız açık açık dillendirdi. ´´ Bu böyle olmaz, ırmağı daraltmayın, istinat duvarlarının temellerini daha derin ve sağlam atın, duvarları bir metre daha yüksek yapın, taş duvar değil de blok beton dökün,´´ diye söylediler. Söylenilenlere itibar edilmedi. ´´ Biz işi mühendislik hesaplarına göre yapıyoruz´´ dediler.


Yapılan hesaplar yaşanan selde alt üst oldu. Su, daraltılan ırmak yatağına sığmadı. Selin şiddetine temeller ve duvarlar dayanmadı. Sel kısa zaman önce yapılan istinat duvarlarını temelinden söküp attı. Tam bir felaket ve fecaat.


Hem maddi hem manevi zarar hem de güven kaybı oluştu.


İşin uzmanları ´´ biz bunu hesap edememiştik´´ deyip işin içinden sıyrılmamalı. İhmali olanlar hesap vermeli . İhmal yok diyorlarsa bizi ikna etmeliler. Hesap sorulmalı ve hesap verilmeli.


Yaşananlardan ders çıkarılmalı.


Tek tesellimiz, can kaybının olmaması.


Büyük geçmiş olsun diyorum. Bir daha bu tür felaketlerin yaşanmamasını temenni ediyorum.