Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

MİSAFİR KALEMLER


Sena YILDIRIM

Bülent Çavuşoğlu Anadolu Lisesi


 SEV KARDEŞİM

Geçmişimiz, bir yılan misali kıvrılarak ilerliyor peşimizden. Hal böyleyken, durmak olmaz. Zira bir dursak; o durmayacak aksine kıvrılarak boynumuza çıkıp, bizi hepten boğacak bunu biliyoruz. Bu orantısız güç tehlikeli... "Öldürmez, süründürür." dedikleri türden bu acı.

Tüm bunları nereden mi biliyorum? Tabi ki, 16 yıllık yaşantımın gölgelediği tüm yaşamlardan. Ama işin asıl acı kısmı nedir, biliyor musunuz?

Ben de gölgede kaldım. Ben de takıldım. Düştüm hatta. Dizlerimden akan kan; sadece yırtılan derimin değil, büyüdüğümün de işaretiydi.

Şimdilerde bana haset besleyen her ruhun yaşadığını ben de yaşadım.

Kolay tabi, bir insanın yaptığına, yazdığına, okuduğuna kötü demek. Kolay tabi, kendi her yaptığını övmek. Kolay tabi, bir insanın iyi niyetini, kalbini, geleceğe dair umutlarını hiç düşünmeden parçalamak.

Nedir ki, bir sözün değeri? Kaç para, kaç gün, kaç sille?

Böyle yazdığıma da bakmayın aslında. Ben, arkadaşlarım, sözü edilen herkes, hepimiz birer çocuğuz daha belki de. Koca kafalarımızı ışığımıza uzatmış, anlamadan gölge oluşturmuş; öylece karanlıkta kalakalmışız. Ellerimizi bir duvara uzatıyoruz, bir böceğin kıskaçlarına maruz kalıyoruz; diğer duvara uzatıyoruz, karşılaştığımız kocaman bir boşluk.

Bizim ise bu karanlığın içinde tek gördüğümüz şey karanlıkta kalmanın bizi ne büyük acılara sürüklediği.

Halbuki açsak gözlerimizi, şöyle bir esaslıca düşünsek; gerçekleri görmemiz ne kolay.

Mesela karanlığın bizi ne kadar cesurlaştırdığı, hayallerimizin önünü açtığı...

Gözünüzü açın, gerçeklerin farkına varın. Geç olmadan!