Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Selim EROĞLU


SERDENGEÇTİ`DEN HATIRALAR

SERDENGEÇTİ`DEN HATIRALAR


10 Kasım 2014, örnek bir mücadele adamı olan Osman Yüksel Serdengeçti`nin ölümünün 31 yılıydı, 1917`de Antalya`nın Akseki ilçesinde dünyaya gelmiş olan Osman Yüksel Serdengeçti, 10 Kasım 1983`te İstanbul`da vefat etmiştir. Osman Yüksel`in doğduğu Akseki, Diyanet İşleri Başkanlığı yapmış olan ve Osman Yüksel`le de akrabalığı bulunan Ahmet Hamdi Akseki gibi büyük alimler yetiştirmiş bir memlekettir.

Osman Yüksel Serdengeçti, hayatının hiçbir döneminde ``zengin`` diye nitelenecek bir konuma ulaşmamıştır. Çoğu zaman sıkıntılarla geçen hayatında kitaplarından ve siyasi görevlerinden (milletvekilliğinden) elde ettiği sınırlı meblağları da yine aynı alanlardaki mücadeleleri için harcamış, elinde kalan üç-beş kuruş olursa onu da yoksul lise ve üniversite öğrencilerine burs olarak vermiştir. Tam anlamıyla fedakarlık timsali bir insandır ve gerçek bir çilekeştir. Elde ettiği hiçbir imkan ve statüyle övünmemiş; maddi manevi hiçbir eksiğinden dolayı da komplekse ve ümitsizliğe kapılmamıştır.

Osman Yüksel, düşünceleriyle, eylemleriyle ve onlardan yararlanmak ve dersler çıkarmak amacıyla özellikle genç nesiller için sadece ölüm yıldönümlerinde değil, birçok vesileyle daha sık anılamaya layık örnek bir mücadele adamıdır, cesaret ve fedakarlık timsalidir.

Osman Yüksel `in özellik arz eden ve daima dikkat çekmiş olan bir yönü de hazırcevaplığı ve nüktedanlığıdır. Onun hazırcevap ve nüktelerinden günümüze kadar ulaşarak tazeliğini elan koruyan ve güzel mesajlar barındıran bazılarını burada hatırlatacağız.

BATAKLIK

Osman Yüksel Serdengeçti, hayatının büyük bölümünde yayıncılıkla(kitap, dergi vs.) meşgul olmuştur. Bu işi yaparken hiçbir zaman kalifiye bir ekibe sahip olmamış, genellikle lise ve üniversite öğrencilerinden yararlanmıştır. Çalışmalar sırasında öğün vakti geldiğinde yemek işini lokantaya falan giderek değil de matbaada mütevazı bir şekilde idare ederlermiş. Sözgelişi, mevsim yazsa yemek listesi fırından yeni alınmış ekmek ve bol domates salatasından oluşuyormuş. Bu yemekle doymaya çalıştıkları bir gün, yemekte bulunun bir delikanlı, taze ekmekten kopardığı büyük parçaları salatanın suyuna sünger gibi bandırıp atıştırıyormuş. Osman Yüksel bakmış salatada su diye bir şey kalmayacak (çünkü herkesin ona ihtiyacı var) genci ikaz etmiş:

-Ulan kerata, bataklık mı kurutuyorsun, biraz yavaş ol!

ARABA MARKASI

Osman Yüksel Serdengeçti, bir divan şairinin, ``Yeri geldiğinde, fırsat çıktığında kendimi bile hicvetmezsem namerdim`` anlamındaki sözlerini hatırlatır şekilde; yerinde, sırasında kendisini ve sorunlarını espri konusu yapmaktan çekinmez.

Yakalandığı Parkinson hastalığının belirtilerinden biri de titremedir. Bu hastalıkta özellikle ellerin, kolların titremesi çok göze batıcıdır. Osman Yüksel, kendindeki bu belirtileri görüp üzülen dostlarına şöyle dermiş: ``Atalarımız, `Ey Türk titre ve kendine dön! diye buyruk verdiler. Biz de buna uyarak öyle bir titredik ki bir daha kendimize dönemedik.

Yine Parkinson hastalığı için şu espriyi yaparmış: ``Araba markası gibi isim. İnsan bunun bir hastalık adı olduğunu bilmese, keşke benim de bir parkinsonum olsa demekten kendini alamaz!``.

TÜRKİYE`Yİ KARIŞTIRAN ADAM

Parkinson hastalığının şiddetle seyrettiği bir dönemde kendisi ziyarete gelen bir grup öğrenciyle çay içerken, titreyen elleri yüzünden çayını karıştırmakta zorlanmış. Burada da fırsatı kaçırmamış, ``Bir zamanlar Türkiye`yi karıştırırdım, şimdi bir bardak çayı karıştıramıyorum`` demiş.

ALLAH ALLAH

Bir mecliste kendisine eleştiri maksadıyla, ``Sen çok fazla Allah diyormuşsun!`` demişler. ``Ya, öyle mi, Allah Allah!`` diye cevap vermiş.

Allah rahmet eyle.