Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

M. Yetkin KARAMOLLAOĞLU


SEVDAMA SİTEMİM VAR


Öyle bir şehir düşünün ki geçmişi zenginliklerle yaşamış.

Toplum, esnafı, çiftçisi, memuruyla mutluluk tablosu çizerken bugün ise ne hale geldi.

Son günlerde yaşanan kriz adeta toplumu bunalıma itti.


Neden bu yazıyı yazma lüzumu hissettiğimi soracak olursanız, ulusal basında Yavuz Donat´ın köşe yazısından etkilendiğim için.


Donat yazısında, Ankara´nın 50 bin nüfuslu Beypazarı´nda, yarım asrı yaşamış sanatkarlara verilen onur plaketi törenine katıldığını ve orada esnaf, halk ve çiftçiyle söyleşi yapma imkanı yakaladığını söylüyor.


Yazarın Beypazarlılarla söyleşisinde aldığı cevaplar gerçekten enteresan.


Kimisi ?Halimizden memnunuz, yeter ki memleket iyi olsun.?diyor.


Kimisi de ?Amerika´nın ekonomik baskısı bize vız gelir. Türkiye´nin hiç parası olmasa dahi bu millet birbirine bakar. Bir somun ekmeği bile bölüşür?diyor.


İşte o an ben de memleketimi düşündüm.


Beypazarı ağırlıklı olarak havuç üretiyormuş. Ayrıca krizin teğet geçtiğini söyleyen çiftçiler, sebzeciliğin de bölgede önemli geçim kaynağı olduğunu aktarıyor.


Bu sözler üzerine, bir Termeli ve memleket sevdalısı olarak, ilçeme sitem etmekten kendimi geri alamıyorum.


Termelilerin bu kadar imkana sahipken mutsuz oluşunu bir türlü anlayamıyorum.


Yurdumuzun en bereketli Çarşamba Ovası´nın bir lopu olan Terme Ovası´nda taşı diksek yeşerir.


Bir zamanlar arı gibi çalışan bu toplum, şimdilerde adeta ağustos böceğine döndü.


Toplum, kendini tamamen salmış durumda.


Üreten değil, tüketen bir toplum olduk.


50 bin nüfuslu Beypazarı, iki ürünle krize meydan okurken biz beş ürün üreten bir ilçe olarak neden bu kadar mutsuz ve karamsarız?


Terme´nin kurtuluşu ve gelecekteki mutluluğu, bence üretime bağlı.


Gelin hep birlikte köyümüze geri dönelim. Eski günleri tekrar yad edelim.


Yarınınız bugünden güzel olsun.