Bugün, 18 Nisan 2024 Perşembe

Selim EROĞLU


SEYFİ BABA NASIL KURTULUR ?

SEYFİ BABA NASIL KURTULUR ?


Milli Şair Mehmet Akif`in eşsiz eseri Safahat`ın önemli bir manzum hikayesi de Seyfi Baba`dır.
Seyfi Baba hikayesini çok severim. Bana çok şey katmıştır.

Önceleri liselerde okutulan Nihat Sami Banarlı`nın Edebiyat kitabına da alınmıştı. Seyfi Baba parçasını zevkle şevkle ve özellikle de ibretle işlerdik.İnanıyorum ki bu parçayı okuyan benim gibi birçok kişi ders çıkarmıştır.
``Seyfi Baba,Mehmet Âkif`in zamanında yaşamış gerçek bir kahramandır. Yetmiş beş yaşındadır. Hanımı ölmüştür. Oğluyla ahşap bir evde kalmakta, fakr u zaruret içerisinde hayat sürmektedir. Kendisinin ve oğlunun daimi bir işi yoktur. Gündelik işlerde
çalışarak geçimlerini sağlamaktadırlar. Mevsimlerden kıştır ve Seyfi Baba evlerin kiremitlerini aktararak yevmiyesini çıkarmaktadır. Seyfi Baba`nın, bugünkü gibi herhangi bir sosyal güvencesi yoktur. Bu şartlarda çalışırken Seyfi Baba üşütür,hastalanır ve yatağa düşer. Günlerce yalnız başına yatakta yatar. Oğlu çalışmak zorundadır ve iş bulurum ümidiyle her gün evden çıkar. Bugünkü gibi haberleşme imkanları olmadığından Mehmet Âkif,baba dostu Seyfi Baba`dan bir haber alamaz. Bir akşam yorgun argın eve geldiğinde hanımı Seyfi Baba`nın hasta olduğunu ve evinde yattığını söyler. Mehmet Âkif yorgun argın,daha yemek bile yemeden soğuk kış günü çamurlu yolları dala bata arşınlayarak Seyfi Baba`nın ziyaretine gider. Kapıyı,kimse olmadığından,Seyfi

Baba açar.Şair geçmiş olsun der,ıhlamur kaynatır. Mangalı yakar. Elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışır.Sohbet esnasında Mehmet Âkif, Seyfi Baba`ya biraz çıkışır. Ne işin var senin bu yaşta çalışıyorsun. Otur,dinlen,der. Seyfi Baba da ben de biliyorum bu yaşta çalışmanın uygun olmadığını der ve tarihe geçen şu beyti söyler:
``Kim kazanmazsa bu dünyada ekmek parası
Dostunun yüz karası,düşmanının maskarası``

Mehmet Âkif ayrılırken dostuna harçlık vermek ister.Kesesini açar.Fakat kesede para mara yoktur.O da kahredercesine:
``Ya hamiyyetsiz olaydım ya param olaydı``der.``

İşte böyle dostlar.
Seyfi Baba o yaşta ona buna el açmaktansa çalışmayı tercih ediyor.Halinden de hiç şikayet etmiyor.Ben tembel tembel oturarak dostumun yüzkarası,düşmanımın yüzkarası olamam,diyor.
Zengin olmak, çalışmanın ötesinde nasip işidir.Kendi ayaklarının üzerinde durmak ve kimseye muhtaç olmamak ise çalışkan olmakla mümkün olur.

Atatürk`ün de dediği gibi bir şeye ihtiyacımız var:``çalışkan olmak``.
Çalışınca gerisi gelir.
Şunu unutmayalım zekiler değil çalışkan olanlar başarılı olur.

Başarının onda biri Allah vergisi,onda dokuzu alın teridir.
Bugün bir gence hamiyetsiz dersen, mühtemelen gülüp hamiyyetin anlamını bilmez.

Hamiyyeti kaybettik,bir kültürü, bin medeniyeti kaybettik.
Hamiyyeti bilmeyen Mehmet Akif`i anlayamaz.
Cenab-ı Allah hiç birimizi hamiyetsiz yapmasın.