Bugün, 23 Nisan 2024 Salı

Ömür Cansu ŞAHİN


ŞİDDET!


Ka­dın­la­rın eş­le­ri­nin ve sev­gi­li­le­ri­nin fi­zik­sel şid­de­ti­ne maruz kal­dık­la­rı­nı, bir sağ­lık per­so­ne­li­nin has­ta­sı ta­ra­fın­dan aşa­ğı­lan­dı­ğı­nı ve öl­dü­rül­dü­ğü­nü, ço­cuk­la­rın cin­sel is­tis­ma­ra uğ­ra­dık­la­rı­nı veya ba­kı­cı şid­de­ti­ne maruz kal­dık­la­rı­nı, öğ­ren­ci­le­rin öğ­ret­men­le­ri­ne sal­dır­dık­la­rı­nı, gü­ven­lik güç­le­ri­nin suç­lu­lar ta­ra­fın­dan tar­tak­lan­dı­ğı­nı, ya­ra­lan­dı­ğı­nı hemen her gün med­ya­dan oku­yor ve iz­li­yo­ruz. Top­lum­sal ola­rak şid­de­te mey­li­miz her geçen gün ar­tar­ken bu ya­ra­yı nasıl sa­ra­ca­ğı­mı­zı da bi­le­mi­yo­ruz.


Peki nedir şid­det?


Şid­det; in­san­da doğal ola­rak var ol­du­ğu kabul edi­len sal­dır­gan­lık eği­li­mi­nin bi­rey­sel ya da top­lum­sal bo­yut­ta ancak di­ğe­ri­ne zarar ve­recek bi­çim­de dışa vu­rul­ma­sı­dır. Aynı za­man­da sal­dır­gan­lı­ğın nef­ret, düş­man­lık gibi duygu du­rum­la­rı­nın daha da et­kin­lik ka­zan­dı­ğı bi­çi­mi ola­rak ta­nım­la­na­bi­lir. Şid­det bir sal­dır­gan­lık dav­ra­nı­şı­dır ve yal­nız­ca fi­zik­sel ola­rak vuku bul­maz, çe­şit­le­ri var­dır.
-Fi­zik­sel Şid­det: Şid­det dav­ra­nı­şı, fi­zik­sel zarar verme şek­lin­de­dir. Ör­ne­ğin; tokat atma, tek­me­le­me, itme gibi.


-Sö­zel Şid­det: Sözlü zarar verme şek­lin­de­dir. Ör­ne­ğin; teh­dit, alay, ba­ğır­ma, küfür vb.


-Top­lum­sal Şid­det: Ge­nel­de bi­re­yi top­lum­dan so­yut­la­ma, top­lum­sal iliş­ki­le­ri en­gel­le­me şek­lin­de­dir Ör­ne­ğin; zorla ev­len­dir­me, dı­şa­rı çı­kar­ma­ma gibi.


-Cin­sel Şid­det: Cin­sel içe­rik­li dav­ra­nış­la­rın ol­du­ğu şid­det tü­rü­dür. Ör­ne­ğin; iliş­ki­ye zor­la­ma, te­ca­vüz gibi.


-Eko­no­mik Şid­det: Para çal­mak, zorla ça­lış­tır­mak, hiç para ver­me­mek gibi dav­ra­nış­la­rı içe­rir.


İnsan dür­tü­sel bir var­lık­tır ve sal­dır­gan­lık dür­tü­sü de do­ğa­sın­da var­dır. Ken­di­si­ne veya çev­re­sin­de­ki­le­re zarar verme eği­li­mi içe­ri­sin­de­dir bu se­bep­le şid­de­ti ta­ma­men or­ta­dan kal­dır­ma ar­zu­su üto­pik bir dü­şün­ce ola­cak­tır. Ancak et­ra­fı­mı­za ve ken­di­mi­ze yö­nelt­ti­ği­miz sal­dır­gan dür­tü­le­ri­miz­le başa çık­ma­yı öğ­ren­mek ve bu dür­tü­yü za­rar­sız­ca eh­li­leş­ti­re­bil­mek ge­rek­mek­te­dir.


He­pi­mi­zin öf­ke­si, sal­dır­gan­lık dü­ze­yi, öf­ke­si­ni ifade etme bi­çi­mi ortak özel­lik­ler gös­ter­se de bir­bi­rin­den fark­lı­dır. Bu se­bep­le her türlü şid­det va­ka­sın­da hem şid­de­ti uy­gu­la­ya­nın hem de maruz ka­la­nın ayrı ayrı bi­rey­sel psi­ko­lo­jik des­tek al­ma­sı ge­rek­li­dir.Çünkü sal­dır­gan­lık dür­tü­sel olup, çoğu zaman ki­şi­le­rin engel ola­ma­dı­ğı yap­mak is­te­me­se de kont­rol ede­me­di­ği du­rum­lar­dır.


-Top­lum­da şid­de­ti kont­rol al­tı­na ala­bil­mek için ön­ce­lik­le cay­dı­rı­cı ya­sa­lar­la şid­de­tin et­ra­fı­nı da­ralt­mak ve bi­rey­le­ri kont­rol al­tı­na almak ge­re­kir.


-Şid­det uy­gu­la­yan ki­şi­le­rin top­lum­dan dış­lan­ma­sı da bir çözüm de­ğil­dir. Ön­ce­lik­le ki­şi­le­rin bunu neden yap­tık­la­rı ko­nu­sun­da far­kın­da­lık ka­zan­ma­la­rı sağ­lan­ma­lı­dır.


- Aile içi şid­det, ka­dı­na yö­ne­lik şid­det ve top­lum­sal şid­det gibi şid­det tür­le­ri ancak bio, psiko, sos­yal-kül­tü­rel evrim ve eği­tim­le kont­rol al­tı­na alı­na­bi­lecek şid­det tür­le­ri­dir ve ancak ciddi sos­yal po­li­ti­ka­lar va­sı­ta­sıy­la önüne ge­çi­le­bi­lir.


- Top­lum ha­lin­de ya­şa­yan bi­rey­ler ara­sın­da şid­det olay­la­rıy­la mey­da­na gelen ça­tış­ma­la­rın, top­lum­sal ya­şa­mın bir par­ça­sı ola­rak gö­rül­me­si ge­re­kir. Ça­tış­ma­yı an­la­mak kadar, ça­tış­ma­la­rın çö­züm­len­me­si ko­nu­sun­da da be­ce­ri­le­rin ge­liş­ti­ril­me­si la­zım­dır. Sağ­lık­lı bir iliş­ki, hiç ça­tış­ma ya­şan­ma­yan iliş­ki de­ğil­dir. Önem­li olan o ça­tış­ma­la­rın nasıl çö­zül­dü­ğü­dür. Bunun için bi­re­yin so­run­la­rı­nı şid­de­te yö­ne­le­rek çöz­me­si­ni en­gel­le­ye­bil­mek için top­lum­sal yaşam için­de ön­ce­lik­le bi­rey­le­rin ken­di­le­ri­ni ta­nı­ma­la­rı­nı sağ­la­mak, em­pa­ti be­ce­ri­le­ri­ni ge­liş­tir­mek ve ge­rek­li­dir.


-Ay­rı­ca ki­şi­ler ça­tış­ma çözme ve ile­ti­şim be­ce­ri­le­ri ko­nu­sun­da ken­di­si­ni ge­liş­tir­me­li­dir, ge­re­ki­yor­sa da uzman ki­şi­le­re baş­vu­ra­rak yar­dım al­mak­tan ka­çın­ma­ma­lı­dır.