Simenit´i Gördünüz mü?

Simenit, Terme´nin kuzeyinde Karadeniz kıyısında bir göl.

Şimdiye kadar hakkında çok şey söylendi, çok şey yazıldı. Siz Simenit Gölü´nü gördünüz mü?

Ben Terme´ye geleli 37 sene oldu, fakat şimdiye kadar bu gölü görmek nasip olmadı.

Göl Terme´ye çok mu uzak?

Hayır. Ya 10 km ya da 12 km.dir. Ama gidemedik. Fırsat olmadı.

Geçen sonbahar Terme Amazon Kültür Derneği´nin Simenit Gölü´ne bir gezi planladığını duydum. Lâkin gerek hava şartları ve gerekse katılımcıların zamanlarının uymaması sebebiyle bu gezi yapılamadı. Bunun üzerine ben öğretmen ve eşleri için bir okul gezisi düzenlemek istedim. Onu da hafta sonu kursları vurdu! Zaten günümüz eğitim sistemi ve getirdiği şartlar, sosyal etkinliklere yeterince imkan vermiyor.

Nihayet 16 Nisan´da Meliha Uzun, WhatsApp grubundan 12 Mayıs´ta Simenit Gezisi planlandığını duyurdu. Plâna göre Akgöl ve Simenit Gölleri tekne ile gezilecek, sahile çıkılacak, sahilden 6-7 km yürüyerek Çobanyatağı´na gelinecek ve orada piknik yapılacaktı. Bu, benim beklediğim bir fırsattı. Fazla düşünmeden katılmaya karar verdim.

Bir süre sonra Hıdırellez Şenliklerinin, gezi tarihi ile çakıştığı bilgisi düştü telefonumuza. Bazıları bu yüzden gezinin ertelenmesini istedi. Yönetim, gezinin belirtilen tarihte yapılmasına karar verdi. Bence de iyi oldu. Sonraya kalsa yine hepten kalabilirdi.

Derken 7 Mayıs´ta üzücü bir haber aldık; Derneğin Başkanı Mustafa Güler kalp krizi geçirmiş ve hastaneye kaldırılmıştı. Bir gün sonra da acı haber geldi:

?Başkanımız Mustafa Güler vefat etmiştir. Başımız sağolsun.?

Bu vesile ile yakın zamanda tanıdığım mütevazi insan Mustafa Güler´e Allah´tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum.

Geziye üç gün vardı. Üyeler gezinin yapılması ya da ertelenmesini tartıştılar. Yönetim Kurulu konuyu görüştü ve kararını verdi: ?Başkanımız bu geziyi çok istiyor ve önemsiyordu. Hayatta olsaydı böyle bir durumda o da gezinin yapılmasını isterdi.?

Ben de; inceleme, tanıma ve kaynaşma amaçlı bu gezinin yapılmasının Mustafa Güler´e ve onun hatırasına saygısızlık olmadığını düşünüyorum.

Geziden önceki günler hava soğumuştu ve çiseli geçiyordu. Hava tahmin raporları da gezi günü bölgeye yağmur yağacağını söylüyordu. Gezi öncesi bir kere de bu durum hatırlatıldı. Buna rağmen 12 Mayıs Cumartesi günü

Cumhuriyet Meydanı´nda toplandık.

Bazı katılımcıların gecikmesinden dolayı 20 dakika gecikme ile de olsa 09.50´de hareket ettik. ?5 dakika mola? denilen Gölyazı Amazon Parkı´nda 20 dakika geçirdikten ve yufka açan kadınların ikramı gözlemenin tadına baktıktan sonra saat 10.35´de Akgöl´ün kıyısına ulaştık. Az sonra bizi gölde gezdirecek olan 3 tekne kıyıya yanaştı.

Beşer altışar tekneye yerleştik. Tekne dediğiniz, motorlu bir kayık. Kaptan dahil en fazla 6 kişi alıyormuş. Daha fazlası tehlikeli oluyormuş. Teknede Abdullah Tunç, Selim Eroğlu, Mehmet Bakır, ben ve kaptanın abisi var.
Yol boyunca kaptandan bilgiler alıyoruz. ?Akgöl´ün genişliği 2 km. Hassas aletlerle ölçülmedi ama 1.800 metreden aşağı değil? diyor. Gölün üzerinde kırmızı çiçekler var. Çiçeklerin altında da otlar varmış. Motorun pervanesi ara sıra bu otlara takılıyor. Kaptan motoru durdurup otları ayıklıyor. Bir kere de balıkçı ağına takıldık.

Gölün içinde, bize göre sol tarafta bir ada var; Kiliseada. Burada insanlar yaşıyormuş! Ben Akgöl´ün bu kadar büyük olduğunu bilmiyordum.

Etrafı kamışlık olan uzunca bir boğazdan geçerek Simenit Gölü´ne geliyoruz. Simenit de Akgöl´e banziyor. Fakat burada Akgöl´deki kadar ot yok. 47 dakikalık tekne yolculuğundan sonra nihayet sahile varıyoruz. Ali Rıza Ultav, ?Biz kısa yoldan geldik. Daha soldaki yolu takip etseydik, yolculuğumuz daha uzun sürerdi? dedi.

Güzel bir gezi oldu. Devamı haftaya?
* * *

Siz bu yazıyı okuduğunuzda mübarek Ramazan ayı başlamış olacak. Ramazan ayınızı tebrik ediyor, cümlemiz hakkında hayırlara vesile olmasını ve Ramazanın bereketinden nasibini alanlardan olmanızı diliyorum.