Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Selim EROĞLU


SON AHİ HELİM DAYI-2


Helim Dayı´nın ticareti güven esasına dayanıyor. Müşteri ile kendi arasında kanun kuvvetiyle bile sağlanamayacak bir güven var.

Hiç kimseden;

?Helim Dayı yanlış yaptı?; ?fazla aldı?; ?beni aldattı?; ?hesabı yanlıştı? sözlerini duymadım. Kimse de duymamıştır.


Onun için çok kazanmak değil, helal kazanmak esastır. Helal kazanılmış beş kuruşu milyonlara değişmez. Bakkalında haram ticari mal bulundurmaz. Aldatılsa da aldatmayı asla düşünmez.


Helim Dayı´nın mesaisi sabah namazıyla başlar, yatsı namazıyla sona erer. Bütün namazlarını hemen yakınında bulunan camide eda eder. Sabah namazını camide cemaatle kıldıktan sonra, dükkanını besmele ile açar. Güleryüz ile müşterilerini bekler. Vakit namazları gelmeden hazırlığını yapar. Daha ezan okunmadan camide ilk safta yerini alır. Hiçbir kuvvet, hiçbir kapitalist düşünce onu namazı cemaatle kılmaktan alıkoyamaz. Namaz zamanı yapılan alışverişe şüpheyle bakar. Bütün müşteriler bunu bilir, Helim Dayı´nın namazdan çıkmasını beklerler.


O, camide sadece cemaat olarak bulunmaz. O an camide müezzin yoksa müezzinlik, imam yoksa imamlık yapar. Dini vecibelerini eksiksiz yerine getirmeye çalışır. Zekâtını tam hesap ederek eksiksiz verir. Kapısından kimse boş dönmez. Eli açıktır. ?Bir sadaka bin belayı def eder? düşüncesini eksiksiz yerinde uygular.


Ben Helim Dayı´nın sinirlediğine, sesini yükselttiğine, kavga ettiğine hiç rastlamadım. Yüzü daima güler. Kaşlarını hiç çatmaz. ?Yüzü gülmeyen dükkan açmasın? demişler. Bunun canlı örneği Helim Dayı´dır. ?Esnafı asık surat batırır? demişler. Bunca yıldır dimdik ayakta durduğuna göre esnaf olmak isteyenlerin Helim Dayı´dan alacağı çok dersler vardır.


Helim Dayı´da kibir yoktur. Bir tane sakız alan çocuk da bir çuval şeker alan da onun gözünde değerlidir. Yusufun Çay Ocağı´nda çay içip televizyon seyrederken bakkalına bir tane sakız almaya gelen bir çocuk için hiç erinmeden yerinden kalkar, müşteriyi memnun eder. O, bunca yıllık esnaflık anlayışıyla Ahilik geleneğinin yaşayan son temsilcilerindendir. Hiçbir kapitalist düşünce onu değiştirememiştir.


Ticarete haramı ve yalanı katmamıştır. Doğruluktan taviz vermemiştir. En büyük zenginliğin kanaatkârlık olduğunu bilmiştir. İnsanlara güvenmiş, güvenilir olmuştur. İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih etmiştir. Kıyamet gününde doğru tacirlerin Peygamberlerle birlikte haşrolunacağına inanmıştır.


Ticaretin sadece para kazanmak değil aynı zamanda ibadet olduğuna inanmış ve ticaretini böyle uygulamıştır. Allah´tan zengin olmayı değil, bol sadaka ve zekat vermeyi talep etmiştir helalinden kazanıp helalinden yemeyi tercih etmiştir. Helim
Dayı gibi insanlar sadece esnaf değil, Anadolu coğrafyasının özüdür, mayasıdır. Bugün toplum bozulmadan dimdik ayakta durabiliyorsa, Helim Dayı gibi karakter abidesi şahsiyetlerin sayesindedir.