Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

MİSAFİR KALEMLER


Soyal DEDE

Atatürk İlkokulu Öğretmeni


AĞACIMIN HALLERİ

Kurumuş, yapraksız hali. Yalın kılıç bir yalnızlık üşütür benliğini.
Kıştır mevsim, kurumuştur, suyu çekilmiştir damarlarının.
Suskun halidir bu.
Ne zaman ki bahar gelir damarlarına can yürür.
Dallarını yeşil yapraklar, ardı sıra çiçekler bürür.

Şenlik halidir o vakit. Mevsim bahardır,
Ağacımın yeşerecek, serpilip büyüyecek,
Çok vakti vardır, yeni sürgünler verecek.
Kışın o beyaz soğuk sessizliği içinde kuytusunda uyutur,
Zaman için büyüttüğü can suyu, yol alır dal uçlarına.
Çünkü mevsim İlkbahardır.

Bir genç kız teninin berraklığı, şeffaflığı ince bir tül gibi sarar gövdesini,
Dallarından rayihalar gelir rüzgarın kanatlarıyla genzinize.
Hayat iksiri, büyülü ama sakin bir ezgiyle çınlar hücrelerinde.
Dalları altında soluklanan yolcuya gölge,
Mevsimi gelince göç edecek kuş sürülerine yuva olur.
Mevsim bahardır, ağaçta böyle bir hal vardır.

Ve yaz gelir baharın peşi sıra. Meyveye durur patlak verir çiçeğe bürünen dal uçları.
İçin için özünden damıttığı lezzetleri büyütür.
Yazın kızgın güneşinde ballandırır, toprağın bağrından süzdüğü nimeti.
Vakit ilerleyip toprağın bağrından süzüp gövdesinde harmanladığı özü,
Birçok derdin devası meyve olur gelişir.
Yaz meltemleriyle sarhoş olmuş mağrur başı eğilir,
Uzanır yere dalları. Mevsim kimi yaz ortası kimi sonbahardır.

Meyve yüklüdür artık. Artık onca zaman, o görünen sükunet içinde,
İçinde sessiz çığlıklarla hırpalana hırpalana damıtılan öz meyve olmuştur.
Çiçekleri ala mora sarıya boyanan tatlı, ekşi mayhoş tatlar bulmuştur.
Ortaya sunmuştur ne varsa özünde.
Meyvesiyle göze görünmüş, bir surete bürünmüştür ağacın özü.
Ve budur nihayet son sözü.. Ağacımın meyveli hali.

Sabır, sadakat ve hikmetle geçmiş zamanların izlerini taşır.
İnsanoğluna cömertçe sunar eserini.
Zerre kadar bir tozdan büyüttüğü meyveleriyle mağrurdur gövdesi.
İşte ağacımın bereket hali.

Mevsim rüzgarları eser çok geçmeden. Devran dönmüştür.
Bir bir dökülür çocuk cıvıltıları eşliğinde rüzgarda dans eden yapraklar,
Vakit, geçmiş zamanları yad etme vaktidir. Dalları kurur. Gövdesi solar,
Şeffaf tül gibi büründüğü ahengi uçar, uzak yazlarda kalır her bir rengi.

Hoyrat rüzgarlar estikçe damarından suyu çekilir.
Mevsimin kışa döndüğü vakitlerde boynunu büker yetimler gibi.
Yollardan gölgesinde soluklanacak kervanlar geçmez, kuşlar uçmaz olmuştur .
Göç vakti de geçmiştir. Ağacın hüzün hali?
Artık geçmiş zamanların hülyalarıyla geçireceği bir kış durur önünde.