Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Seyfi GÜNAÇTI


´Sözcük´lerden bir demet


Üstat Necip Fazıl Kısakürek bir şiirinde,

?Ruhsal, parasal, soyut, boyut, yaşam, eğilim;

Ya bunlar Türkçe değil yahut ben Türk değilim!? diyor.

Üstat bu dizeleri 1973 yılında yazmış. Bugün hayatta olsaydı acaba ne düşünür, neler söylerdi?

?Son yıllarda Türkçeye karşı bir yıkım harekâtı var? diyeceğim ama gerçek bundan daha öteymiş. Üstat 1973´de bunları yazdığına göre demek dilimize kasıt o yıllarda mevcutmuş. Derebahçeli unvanıyla bilinen Samsunlu şair-yazar Ali Kayıkçı´ya göre ise Türkçeye yönelik aslını bozma hareketi çok daha öncelere dayanıyormuş.

Bu bozuk yolu meğer Agop Dilaçar açmış. A.Kayıkçı, bir isim daha ekleyerek bu şahsı zikrediyor: Agop Martayan Dilaçar. Kimdir bu Agop?

Ermeni asıllı bir vatandaş. O kadarla kalmıyor. Dilimizi koruyacak, virüslerden temizleyecek kurumun, Türk Dil Kurumu´nun ilk genel sekreteri. Adı Agop Martayan iken, soyadı kanunu çıkınca Atatürk kendisine ´Dilaçar´ soyadını uygun görmüş ve onu TDK genel sekreterliğine getirmiş.

Türkçenin soyut, boyut, ruhsal, parasal gibi sözcüklerle(!)tanışmasında ateist olduğunu iftiharla söyleyen Nurullah Ataç´ın da katkısı olmuş. (Hem Okudum Hem de Yazdım, Ali Kayıkçı, s:32). Çetin Altan ´Şeytanın Gör Dediği´ isimli köşesinde yazdığı ´Belleğimin gondolları geçmişte dolaşırken´ başlıklı köşe yazısında, o Nurullah Ataç´ın hemen her mecliste ?Ben Müslüman değilim?? dediğini de yazıyor. (22.08.1998)

Nereden nereye geldik?

Aslında niyetimiz, günümüzün özenti ürünü kelimeleriydi. Çoğu kimsenin manasını bilmeden kullandığı kelimeler! İsterseniz ´konsept´ten başlayalım.

Fransızca asıllı bu kelime Türkçede ?anlayış, kavrayış, kavram, düşünce, görüş? manalarına geliyormuş. Bazıları bu tür kelimeleri kullanmayı bir üstünlük ölçüsü sayıyorlar. Kelimeyi alıyorlar da hiç yontma, düzeltme, Türkçe bir şekil verme gereği duymuyorlar. Batıda nasılsa aynen öyle kullanıyorlar. Kardeşim madem aldın, biraz Türkçeye uyarlasana! Mesela; konset de, konsepit de. Ben kullanmamaya dikkat ediyorum ama mecbur kaldığımda ´konsept´ diyebilmek için dilime birkaç takla attırmak zorunda kalıyorum.

Çoğu kimse kullandığı bu kelimenin manasını bilmiyor, demiştim. İnanmıyorsanız kullananlara siz de sorun. Sonra alacağınız cevapları birlikte değerlendirelim. Örneklerim çok ama bu yazımda sadece bir tanesine yer vereceğim:

Tarih 12.12.2015. Afyon Sandıklı Safran Oteldeyiz. Tam adı ile ´Safran Thermal Resort.´ Böyle yazılmazsa önemsiz bir yer sayılır! Şimdi o tarafa girmeyeceğim.

Boş zamanlarda otelin lobisinde dolaşıyorum. Şimdi ´lobi´ de yabancı diyeceksiniz. Haklısınız. Lobinin Türkçesini unutmuşum, bağışlayın.

Bir çay içeyim, dedim. Çay verilen tezgahın üzerinde ´Lobby Bar´ yazıyor. Görevli kıza soruyorum:

-Burada neden her şey yabancıya göre düzenlenmiş. Buraya Türkler de geliyor. Mesela, Lobby Bar yerine ´Çay Ocağı´ dense olmaz mı? 

-Burada sadece çay verilmiyor. İçki de veriliyor.

-Böyle bir tesiste içki satışı yanlış değil mi? (Çünkü burası sağlığa yönelik hizmet veren bir otel. Kaplıca suyu ile müşterilerine şifa sunmayı amaçlıyor. Bu ayrı bir konu.)

-Hayır efendim. Burası 5 yıldızlı bir otel. Konsept böyle.

Al başına bir belâ daha!

-Peki, konsept ne demek?

-Bu üstten gelen bir şey.

-Yani konsept, ?üst taraf? mı demek?

Diğer görevli kız gülüyor. Beriki cevap veriyor:

-Ben tam olarak bilmiyorum!..

Bu konuya devam edeceğim.