Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Selim EROĞLU


SU HER ZAMAN GÜR AKMAZ

SU HER ZAMAN GÜR AKMAZ


O gün, bir grup arkadaş havadan sudan sohbet ediyorduk. Her kendince sohbete renk katmaya çalışıyordu.
Zaman zaman anlatılan birbirinden güzel hatıralar sohbeti zenginleştiriyordu.

Konuyla alakası olduğunu düşündüğüm-den ben de bir iki gün önce gazetelerde okuduğum bir haberi naklettim. Haber aynen şöyleydi:
``Bir zamanları ünlü haber spikeri 12 Eylül bildirisini radyolardan okuyan Mesut MERCAN, huzur evine yerleşmiş. İki yıl önce eşinden ayrılmış. İki çocuğu ile de görüşmüyor-muş. Ekonomik sıkıntıya düşmüş. Çareyi huzur evine sığınmakta bulmuş. Bu durumunun bilinmesini istemediğinden kimseyle görüşmek istemiyormuş. Kendisini basına verenleri de kızmış. Durumuyla ilgili, haberi yapan muhabire: `Benim yaşadıklarım gençlere ibret olsun. Kimse gençliğine ve şöhretine güvenmesin. Elde fırsat varken ilerisi için zemin hazırlasın. Yani su akarken testiyi doldursun,` demiş.``

Haber bundan ibaretti.
Mesut MERTCAN`dan naklettiğim ve haberin içinde geçen `Su akarken testiyi dolduracaksın.` Atasözünü duyan arkadaşın biri gayet hiddetlenerek bu Yahudi sözü dedi ve bir anda ortam gerildi. Sohbetin havası anında bozuldu. Üstelik bu sözü benim savunduğumu iddia etti.
Oysa sözü savunuyor değildim amma, ne hikmetse bir anda savunur duruma geldim. Sohbetin akışı gereği kendimce bir takım izahlar getirdim. Arkadaş ısrarla bu Yahudi sözü diyor, hiçbir şeyi dinlemiyor, başka da bir şey demiyordu. Konu amacının dışına taşmıştı.

Oysa, bu söz haberin içinde gayet olumlu bir anlam çağrıştırıyordu. Sözün hiç de olumsuz bir mesajı yoktu. Pekala konu bütünlüğü içerisinde hayra tevil edilebilirdi. Unutulmamalı ki bir söz kullanıldığı yere, zamana ve metne göre değişik anlamlar kazanabilir.
Bir defa savunmaya geçmiştim.

Bu sözün Yahudi sözü olmakla bir alakası yok. Olsa bile söz doğruysa alıp uygulamanın ne mahzuru var? Doğru her yerde doğru. Bugün Yahudi milleti zulmediyor diye tarihte hiç doğru söz söylemiş olmaz mı?
Kadı ki Mesut Mercan, bu sözü kullanmakla gençlere: `Aklınız başınızdayken tedbirli olun, benim durumuma düşmeyin, sonra pişman olursunuz. İhtiyarlık gelmeden gençliğinizin kıymetini bilin. Paranız varken, har vurup harman savurmayın. Tasarruf yapın. Hastalık gelmeden evvel sağlınızın kıymetini bilin. İşinizi ve eşinizi iyi seçin. Yarınlar için bir şeyler hazırlayın. Güvenme güzelliğine, bir sivilce biter. Güvenme zenginliğine bir kıvılcım yeter. Bu kadar nasihat de arif olana yeter…` demek istiyor.

Bu nasihatlerin neresi İsrailiyyat? Bu güzelim sözleri bizim atalarımızın söylediğine niçin ihtimal vermiyoruz?
Bu sözün, bana dokunmayan yılan bin yaşasın, ya da her koyun kendi bacağından asılır sözleriyle ne alakası var?

Ben yine burada atalarımıza müracaat edeceğim?
Sofrada elini, alimin yanında dilini tutacaksın.
Sağlıcakla kalın…..