Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Zeki ORDU


SUÇ İŞLEMEMEK YASAKTIR TELEVİZYONU


Televizyon denilen ışıklı ekran hayatımıza girdikten sonra çok şeyi onlardan öğrendik. Bize nasıl davranacağımızı gösteriyorlar, biz de nasıl yapıldığını gösteriyoruz soranlara.

Televizyonların vazgeçilmez programlarından birisi de dizi filmler. Çoğu hafta bir olmak üzere en az iki yüzü geçen bölümleriyle bizleri televizyon başına dikerler. Her ne kadar altmış birinci bölüm ile sekseninci bölümü arasında fazla değişiklik olmasa dahi; biz yine aralarında bir fark varmış sanırız.
Son zamanlarda televizyon kanal sayısı dörtlü hanelere çıkınca neyi seyredeceğimize karar veremedik. Ancak dizilerde bir sonraki bölümün ne olacağına dair görüşlerimizde isabet kaydetmeye başladık. Her kanal kendine göre bir yol takip ediyor.

Evde büyüklerine karşı asi davranışlarda bulunan çocuğun sebebi ne olursa olsun kanallara göre değişmektedir. Mesela Kanal ´Ğ ´ ye göre çocuk haklı. Kanal ´J´ ye göre çocuk haksız. Kanal ´W´ ye göre devlet haksız. Peki, ne olacak şimdi? Siz sonucunu nasıl olmasını istiyorsanız o kanalı seyredeceksiniz. Sonunda da bir ´oh!´ çekeceksiniz.

Mesela bir dizide biriyle nikâhlı bir kadın yanlışlıkla başka birinin yatak odasında uyurken görüntülenirse sonuç üç ihtimallidir. Diyeceksiniz ki futbol maçı mı bu? Demeyin! Zaten yanlışlıkla olduğu üstünde elbise olmadan orada olmasından anlaşılıyor. Yoksa ne işi var orada değil mi?
Kanal ´Ğ´ bu durumu kişinin tercihi olarak anlatacak. İnsan ister orada uyur ister burada uyur. Hem üstünde elbisesi yoksa kime ne? Üşür, üşümez... Kimsenin haddi de değil. Hürriyet zürriyet vs. kanal ´J´ ye göre giyinik de olsa orada ne işi var demeye getirecek. Yayın politikası. Toplum kurallarına uymuyor vs. Kanal ´W´ ye göre ise tamam iş yanlış ama ´Yapmışlar bir hata´ olarak durumuna getirmek için en az yirmi bölüm daha çekecek.

Kim ney nasıl çeker bizi ilgilendirmez ama hal böyle. Bakış açısı yani?

Çocuk evden kaçar; birine göre çocuk haklı, birine göre çocuk haksız, birine göre yapmış bir hata vs?

Hatta seyirci müdahale bile eder. Oğlum kaçma, mevsim kış üşütürsün. Elbisesiz yatma hasta olursun. Yanlışlıkla kocanın yanına gitme sakın. İnsanda kafa bırakmıyorlar ki. Hangisi doğru, hangisi yanlış, hangisi yapmasan iyi olurdu, hangisi yapılmış ?bir? kere?

Üstelik bu televizyonlar en çok kendi kanallarının seyredildiğine dair iddiaları da vardır. Onlar iddia ededursun bir gün sonra evden kaçanlar, damdan atlayanlar, elbisesiz başkasının evinde yanlışlıkla uyuyanlar çoğalıveriyor. Sorsan niçin böyle yaptın diye, herkes öyle yapıyor gibi cevap veriyorlar.

Geçen bir kanalda çocuklar akşam olunca evlerine gidiyor, erkeler ve kadınlar kendi evlerinde uyuyorlar, okul kıyafetleri yönetmeliklere uygun okula gidiyorlar, sofraya ailecek oturuyorlar, tartışmıyorlar, yanlışlıkla başka yerlerde uyumuyorlar konulu bir film varmış. Filmi seyredenlerden; ´Ne güzel film diyenler, böyle konu olur mu diyenler, niye şaşırmıyorlar diyenler´ gibi fikir beyan edenler olmuş.

Yahu millete de film beğendirilmiyor. Ne yapsan bir birlik sağlandığı yok. Neden acaba?

Neyse olmuş bir kere. Dalgınlıkla giyinmemiştir canım.

Değil mi?