ŞÜKRETMESİNİ BİLMEK NE KADAR GÜZEL

Bizim ülkemizde olduğu gibi, ülkelerin birinde fındık üretimi yapan üreticiler topluluğu varmış.
Onların yaşadıkları sıkıntılar, acılar, çileler aynen bizimkine benzermiş.

Fındık üreten o ülkedeki üreticilerin sıkıntılar içerisinde ürettikleri ürününü, pazarlamasını uyanıklar sınıfının meydana getirdiği tüccarlar yaparmış.
Onların ürünlerini ellerinden alavere dalavereyle yok pasıyla alırlarmış.

Zaman geçmiş üreticiler kendilerine birlik olarak kooperatif kurmuşlar. Ürünlerini kooperatif aracılığıyla pazarlamaya başlamışlar. Kooperatif gün geçtikçe güçlenmiş.
Kooperatiflerin sayıları arttıkça üyeleri de çoğalmaya başlamış. Kooperatifin bu şekilde büyümesi çıkar çevrelerinin hoşuna gitmemeye başlamış.

Diğer taraftan siyasiler de oy deposu olarak gördükleri yere girerek kooperatife hazinenin kapılarını ardına kadar açmış.
Kooperatife seçilen yönetimler ciddi çalışmaları bırakarak lale devri yaşamaya başlamışlar.

Devletin desteklediği kooperatifin içini ağır ağır boşaltmışlar.
Öyle bir gün gelmiş ki kooperatif kaybedilmiş.

Serbest piyasa çevresi boş bulduğu meydanda at oynatmaya başlamış. Üretici ürünlerini yok pahasına satmaya başlamış.
Günler geçmiş o ülkede iklim değişiklikleri, bölgede oldukça çok miktarda ürün vermeye başlayan fındık bahçelerinin heyecanı hem üreticiyi şaşkına çevirmiş hem de pazarlamasını yapan çıkar çevrelerini.

Çıkar çevreler fındığın çok olduğunu görünce, “Tamam bu yıl sınıfı geçtik. Tam vurgun zamanı.”diyerek elindeki emanet aldığı fındıklarını bile düşük fiyatla satmış. Olacak ya Allah`ın hikmetinden sual olmaz. Bir gece aniden yaşanan don olayı sabahleyin tüm üreticiyi ve satıcıyı şaşkına çevirmiş.

Ne yapacağını şaşıran tüccarlar telaşa kapılarak sattıkları ürünün yerini doldurmak için fiyatları birden yükseltmek durumunda kalmışlar.
Yine günler geçmiş fındık üreticileri yüksekteki fındıkçı aşağıdaki fındıkçı diye ayırmışlar. Kimine para verilmiş kimine ürün yapma diyerek sökmeleri için dayatmalar yapılmış. Nedense aşağıdaki üreticilerin o yıl çok fındığı olduğu görülmeye başlanmış.

Rekolteler tartışılmış. Herkes nasıl kurtulurum hesabına başlamış. Allah`ın hikmetinden yine sual olmaz. Bir gece ani bir fırtına fındıkları, meyveleri yerle bir etmiş. Sabahleyin uyanan halk bahçelerinin perişanlığını görünce, “Kabahat bizim şımaran insanlara biz de ayak uydurduk. Şükretmesini bilemedik. Bu bize Allah`ın bir cezasıdır.” demişler.

Bu öykü bizim ülkemizde son günlerde yaşanan olaylara tıpa tıp benzemiyor mu?
Nasibini alan alsın.

Hatırlatması bizden.
Yarınınız bugünden güzel olsun.