Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Zeki ORDU


SUNGURLU ŞEHİT BAYRAM KESEKLER ORTAOKULU

SUNGURLU ŞEHİT BAYRAM KESEKLER ORTAOKULU


 Ordu’nun Ünye ilçesinden yola çıkıp Çorum’un bütün ilçelerini dolaşmaya karar vermiştim. Çorum iline Mecitözü ilçesiyle giriş yaptım. Ardından Ortaköy ve Alaca ilçelerini dolaştım. Alaca’dan sonra konaklamak için Merzifon ilçesine hareket ettim.
Merzifon’da bir gece kaldıktan sonra; ilçe merkezine 39,5 km uzaklıkta olan Boğazkale ilçesine uğradım.
Boğazkale’den Uğurludağ ilçesine gidecektim. İki ilçe arasında 66,3 km mesafe vardı. Öğleye yakın bir saatte Boğazkale’den yola çıktım. Güneşli bir gündü. Mümkün olduğu kadar yavaş geliyordum. Belki bir daha göremeyeceğim yerlerden geçiyordum.
Yol boyu gördüğüm her şey dikkatimi çekiyordu. Çünkü ilk defa belki de son defa görüyordum. Sungurlu ilçesine yaklaşık 8 km kala mavi tabelalar Uğurludağ istikametini gösteriyordu. Tabii o taraf yollandım.
Daha yola girer girmez daha önce hiç görmediğim manzaralarla karşılaştım. Bazı yerlerde kayalıklar insana sürtünecek kadar yakındı. Belki de bana öğle geliyordu. Ne kadar yol aldığımı bilmiyorum. Yolun üzerine bir “tak” gibi kurulmuş “Kaledere’ye Hoş geldiniz” yazısını gördüm. Farklı bir yerleşim yeri olduğunu düşündüm.
Bu düşünceler içindeyken gördüğüm bir okul tabelası beni sevindirdi. Yaklaşık 40 yıl eğitimci olarak ömür tükettiğim mekânlardan birine yani “bizden” bir yere gidecektim. Okulun üzerinde “Kaledere Şehit Bayram Kesekler Ortaokulu” yazıyordu. Beklemeden içeri girdim. Dedim ya “Bizim mekândı.”
Beni Okul Müdürü Fatih Saltabaş Bey ile tanıştırdılar. Emekli bir öğretmen olduğum için hatırlı misafir gibi davrandılar. Sonra içeriye Müdür yardımcısı Gülistan Koşulan Hanımefendi de geldi. Tanışma faslı ve seyahatin maksadını açıkladıktan sonra sohbet eğitim ve kültür üzerine yapılmaya başlandı.
Aradan fazla zaman geçmeden Okul Müdürü Fatih Saltabaş Bey; bana vaktimin ne kadar olduğunu sordu. Daha sonra da kendimi öğrencilerin karşısında buldum.
Bu arada bazı öğretmenlerle de tanışma ve kısa sohbet etme fırsatı buldum. Bunlardan biri matematik öğretmeni Hatice Kısa ve yine toplantı sonunda karşılaştığım Fen Bilimleri öğretmeni yani zümrem olan Meltem Demiral oldu.
Öğrencilerle sohbet esnasında ilginç sorularla karşılaştım. Meslek hayatım boyunca hem mesleki hem de kültürel birçok faaliyetlere katılmış bir eğitimci olarak ortaokul seviyesinde öğrencilerin sordukları soru hafızam bana ihanet etmediği müddetçe unutulacak gibi değil.
Soruyu soran öğrencilerden biri Sinem KÖRKEM, diğeri Ezgi KOLCU ismini taşıyordu. O kadar yıl hem mesleki hem de kültürel alanda muhtelif sorularla karşılaşmış biri olarak eğitim seviyeleri ile yaşlarından beklenmeyecek kadar güzel sorulardı.
Sorulardan biri: Bir yazıda, yazarın amacı kelimeleri açıklamak mı yoksa yazarın kendi iç dünyasını bize aktarmak mı? Diğeri de: Dinlemek mi yoksa okumak mı daha öğreticidir?
Gel de çık işin içinden! Soruyu soran iki kızımız daha ortaokul sıralarında eğitim görüyor. Şimdi bu sorulara onların anlayacağı dil ve üslup ile nasıl cevap verilir ki?
Dilimizin döndüğünce izahta bulunduk. Daha sonra öğrenciler ile birer hatıra fotoğrafı çektirip vedalaşıp ayrıldık.
Öğrencilerimiz derslerine giderken ben Okul Müdürü Fatih Saltabaş Bey ve Gülistan Koşulan Hanımefendi ile kısa bir sohbetin ardından okuldan ayrıldım. Tabi Toplantı salonundan idare odasına gidene kadar refakat eden Hatice Kısa Hanımefendi ve Meltem Demiral Hanımefendiye de teşekkür ederim. Bu arada İsimlerini bilemediğim orada bulunan bütün öğretmenlere de en kalbi muhabbetlerimi sunarım.
Bir yerden 11 Ekim 2023 tarihinde; güzel insanlar, hisli gönüller bırakarak ayrıldım. Ayaklarım çekmese de yolumuz uzundu.
Fatih Saltabaş ve Gülistan Koşulan öğretmenlerime ilgilerinden dolayı teşekkür ederim. Meslek ve hususisi hayatları gönüllerinin arzu ettiği gibi geçsin. Bu arada “Sürçü kelam” ettikse affola.