Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Seyfi GÜNAÇTI


SÜNNET-İ SENİYYE


Hadis kitaplarında sünnet; Hz. Muhammed(SAS)´in sözleri, davranışları ve takrirleri olarak tanımlanmıştır. Kısa ifadesiyle sünnet, Peygamber Efendimizin yolu demektir. Saygı anlayışı açısından ´Sünneti Seniyye´ denilmiştir ki, ?Çok önemli ve kıymetli olan yüce yol? anlamına gelmektedir.

İslâm´da dini konularda ana başvuru kaynakları 4´tür: Kitap, sünnet, icma ve kıyas. Burada Kitaptan maksat, Kuran-ı Kerim´dir. Dini konularda ilk başvuru kaynağı, Kuran-ı Kerim´dir. Eğer aradığımız sorunun cevabını orada bulamazsak, ondan sonra sünnete başvururuz. Bu bakımdan sünnet, İslâmî delillerin ikincisidir. Diğer iki dini delil icma ve kıyasa bu yazımızda değinmeyeceğiz.

Aslında her sorunun cevabı Kuran´da mevcuttur. İbni Abbas (ra), ?Yaş ve kuru ne varsa, hepsi Kitab-ı Mübin´de vardır? (Enam, 59) ayetini göz önüne alarak,?Ayakkabımın bağı kaybolsa onu Kuran´da ararım? demiştir.


Elbette Kuran-ı Kerim, kişilerin şahsi sorunlarını konu edinmez. Filancanın bir malı kaybolsa, o Kuran´da aranmaz. Ancak aramasını bilenler için onda her sorunun cevabı vardır.


Sünnetin dini konularda başvuru kaynağı olduğu bizzat Kuran-ı Kerim´de belirtilmiştir:

?Resul size neyi verdi ise, onu alınız. Size neyi yasakladıysa da ondan uzak durunuz.? (Haşr, 7)

Yüce Allah (CC) bir başka ayette de, ?Allah´a itaat edin, Resulüne de itaat edin? buyurmaktadır (Nisa, 59).


Görülüyor ki, Allah´a itaatten hemen sonra Resulüne itaat emredilmektedir.


Kuran-ı Kerim, Hz. Muhammed(SAS)´e gönderilmiştir. Bu kutsal kitabı insanoğluna tebliğ eden (bildiren) odur. Elbette Kuran´ı en iyi, en doğru açıklayan da H. Muhammed (SAS)´dir. Hadisi şerifler olmasaydı, sünnet olmasaydı, dini emirleri ve hükümleri bilemez, ibadetlerimizi gereği üzere yapamazdık.


Kuran-ı Kerim´de namazın farz olduğu bildirilmiştir. ?Belli vakitlerde namaz kıl. Muhakkak ki namaz, müminler üzerine vakitleri belirli (bir farz) olarak yazılıdır? (isra, 78) ayeti namazın farz olduğunu göstermektedir. Ayrıca günde beş vakit namazın farz olduğunu bildiren ayet de vardır. Tâhâ Suresi 130. Ayet bu konuya ışık tutmaktadır:


?O hâlde, onların söylediklerine sabret ve güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tespih et. Gece vakitlerinde ve gündüzün uçlarında da tespih et ki hoşnut olasın.?


Ancak her vaktin kaçar rekât olduğu, nasıl kılınacağı, rekâtlarda neler okunacağı belirtilmemiştir. Hac, zekât vb diğer ibadetlerde de durum böyledir. İşte burada sünnet devreye girmektedir. Peygamberimiz (SAS), ?Ben namazı nasıl kılıyorsam siz de öyle kılınız? diyerek Müslümanları uyarmış hem de kendisi uygulayarak örnek olmuştur. Hac için de benzeri bir ifade kullanmıştır:


?Hac menâsikini (Hac ili ilgili uygulamaları) benden öğreniniz. Benden gördüğünüz gibi hac yapınız.? (Müslim, Hac: 310)


Bazıları, ?Bu konu Kuran-ı Kerim´de yoksa ben hadislerde ifade edilenlere itibar etmem? demektedir. Bu son derece yanlış bir anlayıştır. Bu gibiler, Rabbimizin ?Allah Resulünde sizin için güzel bir örnek vardır? (Ahzap, 21) ayetini de mi duymamışlardır? Yoksa bilirler de başka niyetlerle mi böyle konuşurlar? Bu konuda yukarıda zikrettiğimiz ayetlerden sonra hâlâ bu anlayışa sahip olanlara Allah hidayet versin deriz.


?Anayasa varken, kanunlara ne gerek var? demek nasıl yanlışsa, ?Kur´an varken hadislere ihtiyaç yoktur? demek de dayanaktan yoksun bir ifadedir.


Müslüman bu gibi yanıltıcı ve yanlış söylemlere itibar etmez. Kuran´da yer alan Allah´ın emri üzere, Allah´ın buyruklarına itaat ettiği gibi, O´nun Resulünün hadislerine de önem verir. peygamberimiz Hz. Muhammed(SAS)´in sözlerini ve davranışlarını kendine rehber edinir. Onun gösterdiği yolda hayatını düzenlemeye gayret eder.


Rabbim bizi doğru yoldan ayırmasın. Resulünün yolundan gidenlerden eylesin.